24
2012
Sevgili Galatasaray’lılar,
6 puan beklediğimiz 2 maçı sadece 1 puanla geride bırakırken büyük bir hüzün içerisindeyiz.
Duygularımı sizlerle paylaşmak tabii ki benim ihtiyacım. Bunun için 24 saat bekledim. Düşünmek, değerlendirmek ve daha sakin olmak için…
Gördüm ki, şu dün geceki maç aslında maç filan değildi. Bataklıkta boğuşma…
Yani kesinlikle denilebilir ki dün geceki oyun normal spor ortamı ve şartlarında yapılmamıştır. Dolayısıyla da sonucu itibariyle iyiyi-kötüyü ayırt edebileceğimiz bir nitelik taşımamaktadır. Ama ne yazık ki 1-1 olarak tescil edilmiş ve hanemize 1 puan yazılmıştır.
Allahın günü yağmur yağan batı ve kuzey Avrupa ülkelerinin halı gibi sahalarına karşılık birkaç saat yağmur almakla bataklık haline gelen arenamız nasıl işletilmektedir? İşte soru da budur, sorumlusu da buradadır.
Yazılarımı ve yorumlarımı takip edenlerden belki anımsıyanlar vardır. Stadımızda AK parti kongreleri, Madonna konserleri yapılırken ben hep yazmıştım. Stad drenajları bu yükü asla kaldıramaz diye. Kimse okudu mu, anladı mı bilemem ama ne yazık ki dediğim “çok acı şekilde” dün gece ortaya çıktı. Belki birileri sandılar ki “politika” yapıyorum. Asla! Bu stadı bu hale getirenler, AK parti ve Madonna’dır.
Drenaj nedir? Bilmeyenlere mühendis ve mimar kardeşlerimin affına sığınarak anlatayım. O gördüğünüz çimin altında sırasıyla kum, ince çakıl, kalın çakıl, taş katmanları vardır ve yüzeye intikal eden su bu yollardan derhal aşağıya geçer. Aşağıda da belli bir eğimle yerleştirilmiş delikli boru sistemleri kendilerine ulaşan suyu alır ve drene eder. Bu hassas sistem 22 futbolcuya göre yapılmıştır. Belki 20, 50, ve hatta 500 kişinin ağırlığını idare edebilir ama, AK parti ve Madonna için kurulan yüzlerce tonluk platformları, üzerinde tepinen binlerce hayran ve yalakayı tabii ki kaldıramadı. Kırıldı, döküldü…
Ben bunun böyle olduğunu biliyordum da isbatı bakımından yağmurlu bir maç bekliyordum, o da Cluj’a kısmet oldu.
Peki ben biliyordum da sahanın bakımından sorumlu olanlar, kulübün başkan ve yöneticileri bilmiyorlar mıydı? Eğer yanıtınız “evet” ise bana düşüp bayılmak kalır hayretten!
Yönetim sahanın dünkü görüntüsünden 1. Derecede sorumlu ve suçludur. Onları bugüne kadar ki uygulamaları ile ne kadar beğensem de bugün “nefret” ediyorum. Bu kadar sorumsuzluk, görevi hafife alma, umursamama düşünülemez. Onlar, şampiyonlar liginden muhtemel elenmenin 1 no’lu sorumlusudurlar.
Oraya o kongreleri, o konserleri sokmıyacaklardı…
Veya stadın açılır-kapanır tavanını yapacaklardı. Tabii ki tavan kapatılabilirse o zaman drenaj sorunu da ortadan kalkardı. Hem tavanı yaptırmamışlar, hem de drenajların kırılıp dökülmesine engel olmamışlardır.
Alex isimli bir topçu ile makamında 1,5 saat gözyaşları ile vedalaşan, ama GS başkanının randevu alamadığı Başbakan’ımız da bu işle hiç oralı olmamıştır. Türkiye’nin % 42 sini temsil eden GS’ın Başkanı Başbakan’dan hiçbir zaman randevu alamamakta, gerek olduğunda işlerini çoluk-çocukla halletmeye uğraşmaktadır.
Takıma gelince… Çok emek çektiler. Kendilerini en başta Terim olmak üzere alınlarından öpüyorum.
Her ne kadar günümüz futbolunda artık “Orta” yapılmıyor da olsa sahanın özel şartlarında “doğruyu” yaptılar, özellikle 2. devre rakibi boğup % 80 topla oynayarak her topu ceza alanına ortaladı ve rakibi hataya zorladılar. İnsanüstü mücadele verdiler ve çoğu sakat çıktı alandan. 73 orta yapmışlar. 26 şut atmışlar, % 80 topa sahip olmuşlar. Bu rakamlar bu tip üst düzey maçlar için belki de bir rekordur. Canlarını ortaya koydular. Rakibe nefes aldırmadılar.
Onlarla dün gece gurur duydum.
Fatih böyle yapmış, Emre şöyle yapmış, yok filanca çizgide, yok kenarda oynamış, v.s gibi değerlendirmeler yapanları, O bataklıkta yapılamıyan ver-kaçlardan bahsedenleri, sanki herşey normal şartlarındaymış gibi abuk, aptalca değerlendirmelerde bulunanları ne yazık ki hüzünle görüyorum…
Arkadaşlar, dün geceki GS’ımızı eleştirmek ayıptır ve bu tip ileri geri konuşan, yazıp çizenleri kusura bakmasınlar “kınıyorum”.
…
Dün gecenin tek taktiği ve olumlu futbol oyun biçimi uzun toplarla rakibin hataya zorlanmasıdır, bunu da özellikle Amrabat ile, GS’ımız başarı ile uygulamıştır. 73 ortadan sadece bir gol çıkmasından ise “kader utanmalıdır”.
GS’ımız Cluj’u deplasmanda yenebilecek kapasiteye sahiptir. Ama bu üst tur için yeter mi? Tabii ki zor ama, UEFA ligine devam etmek de bir amaç olmalıdır.
Dün gece yönetim sınıfta kalmış, buna karşılık Terim ve talebeleri inanılmaz mücadeleleri ile tarih yazmış ve gönüllerimizde taht kurmuşlardır.
Saygı ve sevgilerimle…