20
2012
Sevgili Galatasaray’lılar,
Yarın müthiş bir maç var. Spor tarihimizin en önemli maçlarından birine çıkacağız. Alacağımız galibiyet bize şampiyonluğu hemen hemen getirecek. Maç 50000 GS’lının coşkusu altında oynanacak ve maçın mutlak favorisiyiz.
Bu maç benim için ayrı da bir anlam taşıyacak. Yaşamım büyük ölçüde Ankara ve İzmir’de geçtiğinden, çok seyrek olarak izleyebildiğim Fener maçlarından birini daha canlı olarak yaşama keyfini tadacağım ve Arena’mızı ilk kez göreceğim.
Takımımız son maçlarda çok da formda gözükmüyor. Ama öte yandan FB nin de deplasmanlarda ne kadar tırsık olduğunu biliyoruz. Topa ileride basabilir, oyunu Fener sahasına yayabilirsek peynir-ekmek kadar kolay bir galibiyet alacağımıza eminim. Ama her olasılığa da hazır olmak gerek. Zira bazan Fenerin iyi oynadığı olabiliyor. Ayrıca bazı maçlarda müthiş hakem oyunları yaşanıyor. Bazan da Metris’ten cüppeli Ahmet Hoca okuyup üflüyor, olmadık işler yaşanıyor.
Takımımız hem Feneri, gerekirse de yanında hakemi ve cüppeliyi de birarada yenmek zorunda kalabilir.
Benim bu maçtaki golcüm Elmander, yıldız adayım da Engin.
Bu yıl yazıyoruz, çiziyoruz ama sıra futbola bir türlü gelemiyor. Bu durum takımımız için büyük bir haksızlık teşkil ediyor. Zira, o kadar güzel ve uyumlu bir kadro bulduk ki, bu kadro görülmemiş bir performansla 34 haftayı en yakınından 9, sonrakilerden 21 ve 22 puan farkla bitirme başarısı gösterdi. Ben pek anımsıyamıyorum ama tarihte böyle bir başarı var mıdır acaba?
Ama gel gör ki önceki kaçak FB li TFF Başkanı olası puan silme cezasında Fenerin ligde tutunmasını sağlıyabilmek adına ihdas ettiği “M.Ali Paşa kupası” nedeniyle ligde tepelediğimiz rakiplerimizle bir kez daha kapışmak zorunda bırakılıyoruz.
Öte yandan 10 aylık şike dosyasında da, “sahaya yansımamıştır” gibi dünya literatürüne geçen bu yeni uygulama ile Fenerbahçe affı akşam-sabah çıkmak üzeredir. Fenerbahçe, şike ile aldığı kupa ve onun getirileri olan paraları iade etmekten kurtulacak, hiçbirşey olmamış gibi yoluna devam edecektir. Adalet bir daha geri gelmemek üzere çekip giderken, TFF ve fenerin başkan ve üyeleri “muteber adam” statüsündeki görüntülerini sözümona sürdürebileceklerdir.
Bu olayları böyle çaresiz izlemek tek yol değildir. İlk planda GS-Trabzon-Bursa kulüpleri eminim başka katılımlarla bir güç teşkil edip olağanüstü genel kurul olanaklarınıı zorlanmalı, gerekirse de alenen UEFA ie temas edilmelidir. TFF nin ısrarla yanlı tutumu, esen rüzgarlar ve baskılardan etkilenişi anlatılmalı ve güvensizlik belirtilmelidir. Trabzon, sızısı ile başbaşa bırakılmamalı, onun yanında olunmalıdır. Bugün Trabzon'un yanında olunmazsa, yarın bir takım hırsızlar bizim kupamızı çaldıklarında da yanımızda kimseyi bulamayacağımız unutulmamalıdır.
Bakınız şu Emre olaında bile aynısı vardır. Irkçılık cezasının tabanı 4 maçtan iken verilen ceza 2 maç olmuştur! Yok eğer ırkçılık değil de ceza hakaretten verildi ise, o da yalandır. Zira hakaretten ceza vermenin böyle bir uygulaması olmamıştır bugüne kadar. Bugüne kadarki uygulamada, yapılan hakareti hakem duyarsa kırmızı kart gösterir, raporuna yazar ve cezası da bu rapora dayanarak verilirdi. Yani ırkçı söylem şahıs FB'li olduğu için affedilmiş, tüm dünyada hanemize bir çirkin sayfa daha açılmıştır.
Bu TFF yönetimi de yazık ki başlamadan bitmiştir.. TFF Başkanı 3 gün önce başkanı olduğu kulübün maçına dahi gidememektedir. Adeta MAA aranır haldedir
Geç kalınmadan GS-TR-Bursa üçgenine, yeni katılımlar aranarak UEFA nezdinde ciddi girişimler olmalıdır. Şikeciler cezalandırılmalıdır. Futbolumuz üzerindeki kara bulutlar dağılmalıdır.
Maç sonrası yazı ve yorumlarda görüşmek üzere hepinize sevgilerimi iletiyorum.