21
2012
Sevgili Galatasaray'lılar,
Sezonu şampiyon tamamlamamızın tatlı rehaveti içerisinde olduğumuz şu günlerde transferi, şikeyi bir an kenara koyup ilginizi çekeceğini umduğum bir konuda yazacağım. Bakalım benim gibi düşünenler mi, karşıtlar mı daha fazla!
Konum futbol oyun kuralları...Bu konuda tartışmak istediğim olay ofsayt ve hentbol...
Önce ofsayttan başlıyalım. Zaman içerisinde üzerinde çokça oynanan bu kuralın son şekli iyi bilinmiyor ve bu durum beraberinde bir sürü tartışmayı getiriyor.
Anımsarsınız, sanırım normal sezonun sonları idi. Trabzon'da oynanan TR-FB maçında Sow, rakip ceza sahası ön çizgisine paralel giden topa net şekilde ofsayt görünümünde iken hareketlenmişti, Topu tam alacağı sırada geriden gelen Baroni'yi görerek duraklamış, Baroni de golü yapmıştı. Yan hakem ofsayt bayrağı kaldırırken Aydınus eşine ender rastlanan bir cesaretle yan hakemine rağmen golü vermişti. Bu olaya önce Merck'in, sonra da Toroğlu'nun ofsayt demelerine çok şaşırmıştım. Gerekçe olarak da Sow'un aktif alanda, kaleci ve defans oyuncularını meşgul ettiğini belirtmişlerdi.
Oysa ki, "aktif alan" şartı koşan ofsayt kuralı çoktan kaldırılmıştı! Artık ofsaytın gerçekleşmesi için hücum oyuncusunun "topa müdahale" etmesi gerekiyordu. Ve bu olayda Sow topa hiçbir müdahalede bulunmamıştı...
Avrupadaki maçlarda hep görürüz. Top ofsayt pozisyondaki oyuncuya doğru süzülürken, üstelik bu oyuncu aktif alanda bile olsa yan hakem oyunu sürdürür. Ne zaman ki bu oyuncu devam eder ve topa müdahale eder, o zaman bayrak çekilir. Bizim spiker de hemen bağırır bas bas: "Hakemin bayrağı geç kalktı" diye. Oysa ki geç kalkan bir şey yoktur. Ofsayt ancak o zaman oluşmuştur.
İşte böyle. Ne hakemimiz, ne yorumcumuz bilir ofsaytın ne olduğunu, ama çeneleri hiç kapanmaksızın çalışır.
Herkes neyse de Merck'e ne demeli? Biz onu Almanyalardan getiriyoruz ki bize birşeyler öğretsin diye, ama ne yazık ki onun bizden öğrenecekleri varmış meğer...
O gün Aydınus, güçlük derecesi bu derece yüksek maçta, yan hakemine rağmen ve üstelik ev sahibi takım aleyhine müthiş ve doğru bir karara imza atmış, sezonun en büyük hakemlik olayını gerçekleştirmiştir.
Merak edenler google'den futbol oyun kurallarını çıkarıp inceliyebilir. Kuralları yazan da sanki böyle bir olay yaşanacağını önceden tahmin etmiş gibi Sow'un pozisyonunun bir şemasını çizmiş ve golün nizami olduğunu da altına yazmış! Yazık sana Merck, yazık sana Toroğlu ve yazık size "hakem bayrağı kaldırmakta gecikti" diyen spikerler.
EVET, EN SON KURALA GÖRE AKTİF ALANDA BULUNMAK YETMİYOR, OFSAYT GERÇEKLEŞMESİ İÇİN TOPA MÜDAHALE ETMEK ŞART.....
Değinmek istediğim 2. konu hentboller. Özellikle ceza alanı içinde gerçekleşenlerin doğurduğu sonuçlar itibariyle bu da çok önemli bir konu ve bence halen bir standarda kavuşabilmiş değil.
Biz bilirdik ki, hentbolun oluşması için "kasıt" unsuru şarttır. Yani "top ele değil, el topa gidecek" diye tanımlanan bu kurala birçok hentbol vakasının uyduğundan çok şüphem var. Damarındaki kanda 100 olması gereken adrenalinin 1000 olduğu bir adam bir mücadele esnasında eli sağa sola açılabiliyor. Sporu yapanlar bunu çok iyi bilirler. O anda ayakla oynanan bir sporda elinin tam olarak o anda nerede ve ne iş aptığını sporcunun bilmesine olanak yoktur. Eli biraz açık, kolu yukarıda gibi afaki nedenlerle oluşan hentbolün "kasıtlı" olduğunu belirtmek insafsızlıktır.
Öte yandan kemik sesleri gelirken oyun sürmekteyken, bir yana kalkmış kol gerekçesi ile hentbol kolaylıkla verilmekte, bu bazan penaltı anlamına gelmektedir.
İddia ediyorum ki, faul penaltılarında alabildiğince "cimri" olan sistem hentbol penaltılarında ise aksine çok "bonkör" bir yapı gösteriyor.
Ya gerçekten "kasıt" aranmalı, ya da ele çarpan her top cezalandırılmalıdır. İkisinin arası, "yorum" gerektiren ve torpile, adam ve takım kayırmaya müsait mevcut uygulama bence yanlıştır.
Gönlüm arzu eder ki bizler gibi mütevazi futbol izleyicileri değil de bu işi yönetmek konumundakiler de bu ve buna benzer izleyici yorumlarına kulak verir ve değerlendirmeler yaparlar.
Bugün Basketbol Takımımız kötü bir basketbol sonrası yarı final serisinde 2-1 geriye düştü. Yarı final sonrası Basketbol takımımız ve basketbol üzerine de bir yazım olacak. Baskette de bana göre, 50 yıllık gangren olmuş yara ve aksaklıklar var. Onları sizlerle paylaşacağım.
Sevgiyle kalın.