Az önce Mersin deplasmanımız 1-1 bitti.

Ligimizde garip maçlar oynanıyor. Şu maçın aynısını daha geçen hafta izlemiş gibiyim.

Rakipler bir tuhaf. Aşağı yukarı her hafta aynı film oynuyor. Sadece "oynatmamak" üzerine sözümona futbol. 11 kişi ile ceza alanına yığıl, hücumu hiç düşünme, yere yat kalkma, orta sahayı kalabalık tut, atabilirsen bir tane at. Böylesine ilkel "antifutbol", güzel futbol oynamak isteyen takımlar için büyük sıkıntı yaratıyor. Amaç futbol oynamak değil, yol kesmek sadece!

Bizim takım yine çapaçul şekilde sağdan-soldan saldırmaya çalıştı. Hiç bir pasın şiddeti ayarlı değil nedense. Kimisi hızlı, kimisi yavaş kaçıyor, asla gerekli adamla uygun yumuşaklıkta buluşamıyor.

İnanılmaz bir form düşüklüğü. Neredeyse bir maç boyu bir tane koordine, rakip kaleyi tehdit edebilen atak mumla ara ki bulasın.

Şans yaver giderse iyi. Ama 1-2 top direkten dönerse yandın. Takımın 3-4 atak geliştirebilmesi ne mümkün.

Hakem desen ayrı bir alem, skora göre faullerde özel tarifeler.Takımımız galipken aleyhimize anormal gaddar kararlar, 1-1 den sonra değişen, lehimize dönen tarife. Ama asla düzgün olmayan hakem kararları.

Bizim takım ne zaman form tutacak bilen yok. Zaman zaman iyi işler de yapsa Hamit kilolu, tank gibi. Dönene kadar atı alan Üsküdarı geçiyor. Yekta'da, Selçuk'da bir cevher yok. Kalecimizin yediği golü 3. ligde yemezler. Bir topa çıkıyorsan müdahale edeceksin. Dokunayacağın topa hiç çıkmayacaksın. Bu kaleciliğin alfabesidir.

Bu maçta defans için birşey diyemiyeceğim. Bir takım öyle veya böyle bir gol yiyebilir. Burada bir türlü beklenen verime ulaşamıyan orta sahamızın perişan hali üzüntü veriyor. Deli danalar gibi koşan, pres yapmaya çalışan forvetler manasız koşularla yoruluyor, ama birşey üretemiyor. Takım 9 kişi oynuyor sanki.

Terim'e hele de takım tertibi üzerine fetva vermek haddime düşmez. Ama rakipler karşısında sayıca eksik kalan orta sahamızı dikkate alarak, ben şahsen 4-4-2 yerine 4-4-1-1 tarzında bir dizilişin daha rantabl olduğunu düşünüyorum. Forvet arkasındaki serbest kişi , bana sorarsanız, sağda ve solda oynıyabilen, rakip eksiltebilen, ceza sahasına güzel toplar etkili şutlar da kullanabilen Amrabat'tır. Tabii ki maçın içeride-dışarıda olmasına göre ve maç içerisindeki gidiş ve skora göre gerekli değişimler de yapılabilir.

Deli olmak işten değil. Bu fikstüre göre arayı açmamız gereken bir süreçte rakiplerimizden kopamıyoruz ve formsuz ve rakiplere göre sayıca eksik orta sahamız kaos olmaya devam ediyor.

Takımın geçen yılki "kimyası" bozuldu nedense. Ben Terim olsam, geçen yılki aynı orta sahayı sürer (Engin, Selçuk, Melo, Emre), önlerine Amrabat' ı koyup tek santrforu denerdim.

Biten cezası ile kadroya yeniden girecek olan Engin; sakatlığı düzelen Elmander ile artan kadro derinliğinin takımımızı olumlu etkileyeceğini umuyorum.

Saygı ve Sevgilerimle.