22
2011
Olaylara bakış açınız ve belirlediğiniz zaman dilimi o yaşananın yorumlanmasındaki temel etkenlerden ikisidir. Son Bjk - GS maçını da bu etkenleri dikkate alarak değerlendirdiğimiz de her iki tarafı da tatmin edecek verilere ulaşılabilir. Bakış açısını dolu tarafı görmek üzere odaklar ve zaman dilimini de kısa tutarsak Bjk deplasmanı olması, gol yenilmemesi ve 1 puan getirmesi gibi olumlu kıstaslara göre başarılı bir sonuçla dönmüştür GS’ımız. Lakin boş tarafa döner ve periyodu uzatırsak yıllardır BJK ve FB deplasmanlarında yaşanan başarısız sonuçlar, yine 2010 yılı dahil olmak üzere hiçbir derbi maçın kazanılmamış olması, FB ile oluşan 5 puanlık fark, kaybedilen 2 puan ve 90 dakika boyunca gol pozisyonu olarak nitelendirilebilecek atakların 1-2yi geçmemesi GSı başarısız kılar bu maç için.
Yukarıda da görüldüğü üzere derbi maçı, olumsuz tarafların fazla olması hasebiyle başarısızlıkla sonuçlanmıştır bizim için. Eski parayla ifade edersek 1 trilyon ile 7.5 trilyon arasında yıllık ücretlerle oynayan futbolcularımızın kendilerine ödenen değerlerin yakınından bile geçemeyen oyun kalitesi ile oynaması gelecek adına da düşündürücüdür. Maalesef GS’a has olmayan futbolcu seçememe ve başarıya hızlı ulaşabilme isteğimiz her sene değişen yabancı oyuncu portföyü ile istikrarsızlık oluşturmakta ve ödenen bedeller de hepimizin cebinden çıkmaktadır. Almak için 40 takla atılan futbolculara göndermek için bir o kadar daha ücret ödenmekte ve ulaşılmaya çalışılan başarı da hep Kaf dağının ardında kalmaktadır. Halbuki doğru seçilebilen yabancı oyuncuların (Hagi başta olmak üzere) genç oyunculara olması muhtemel etkileri ile altyapıdan gelen oyuncuların yakalayacağı başarı düzeyi trilyonlar harcanan kadrolara eftaldir. Geçen sene yaşanan hüsran başarı isteğimizi daha bir arttırmış basketbol şubesinde yapılan doğru transferler ile bu süreç olumlu ve örnek olabilecek bir ivme yakalamışken futbolda ise orta düzeyin üstüne çıkmamıştır.
Terim’in önceki 2 döneminden 1.sine olan hal ve hareket benzerliğinin GS’ı istediğimiz noktaya taşıması işten bile değilken maalesef şu anki görüntü itibari ile bu hayalimiz biraz daha flulaşmaktadır, yine de gelecek adına ümidimizi kaybetmemek için daha sabırlı olacağız.
Değinilmesi elzem olan bir diğer konu ise BJK maçında Eboe’nin yaptıkları ve ona yapılanlardır. Maalesef Fenerli medya, bu olaya da bakmak istediği açıya göre yorum yapmış ve atılanların suç olmasını değil Eboe’nin yapmacık hareketlerini ön plan çıkarmıştır. Hani atalarımızın cuk diye oturan bir sözü ne kadar da doğru: “Hırsızın hiç mi suçu yok!”. Bugün Eboe’yi etik değil diye suçlayanlar kendi teknik direktörlerinin geçmişte yaptığı şovu, ahlaksız futbolcu denilince taraflı tarafsız herkesin üzerinde birleştiği 2 futbolcuya sahip olduklarını unutuyorlar mı acaba. Rıdvan Dilmen’e Gs tribün ve taraftarlarının kendilerini haksız konuma düşürmeden gereken cevabı vereceğine inanıyor Beşiktaş’ı da yaptığı ırkçı ve holiganik açıklamalar nedeni ile kınıyorum. Biz kınadık, yönetimin de bu konuda gereken adımları hızla atmasını bekliyorum. Türkiye’de altyapısı olmayan renk ayrımcılığın yeşermesine asla izin vermemeliyiz.
Selam ve saygılarımla…