08
2012
Merhaba Gs’lılar,
Bugün yine bir yazı yazmak istedim ama görüyorum ki GS’ın Samsun maçı için yazılması gereken birçok şey zaten bıkkınlık seviyesinde yer bulmuş medyada. GS’ın muhteşem dönüşü, Engin-Melo-Sabri üçlüsünün kötü oyunları, Terim’in satranç hamleleri, Eboe’nin eksikliği vs. hepsi defalarca yazılmış iyi de olmuş. Tekrara düşmek pahasına ama yazı yazma isteğimi tatmin etme isteğimi doyurmak adına ben de bugünkü yazımı Sabri Sarıoğlu’na ayırmak istedim.
Sabri oynadığı her maçta adından bir şekilde söz ettirmiştir. 28 yaşına gelmesine rağmen halen genç oyuncu muamelesi gören, ısrarla o şekilde hitap edilen, futbola GS’da başlayan ve büyük bir ihtimalle de GS’da bırakacak olan Sabri Sarıoğlu sakatlık sonrası oynadığı ilk maçta yine bütün eleştiri odaklarını üstünde toplamayı başarmıştır. Kendisinin suçu olduğu kadar onu hazır olmadığı halde oynatan ve büyüklük göstererek bu hatasını itiraf eden Fatih Terim’in de, maalesef bu maçta ucuz kahramanlıklar peşinde koşan Melo’nun da suçu var fakat bu üçlemenin veya herhangi bir üçlemenin içerisinde Sabri var ise diğer ikisi hep beraat eder. Sabri’nin kaderi budur. Hep büyük yetenek olarak gösterilmiş, sağ açık olması gereken futbol kariyerinde sağ bek olarak hatırlanır olmuştur. Aslında bu da onun bir bakıma şansızlığıdır çünkü yıllardır oynayarak halen tam olarak öğrenemediği ama çok farklı tarzlardaki birçok teknik adam tarafından hem GS’da hem de milli takımda yer bulan sağ bekliği için gösterdiği çaba sağ açık için harcanmış olsa idi belki biz Sabri’den başka bir şekilde bahsediyor olurduk.
Sabri, kimisi tarafından sırf GS’lı olduğu, yürekten oynadığı, kaptan olduğu ve de iyi oynadığı için bazı maçlarda kötü oynasa da kredisi olan, kimisine göre ise futbol oynaması bile sakıncalı olan hele GS’da hiçbir şekilde olmaması gereken bir oyuncudur. Bu durumlardan ikincisini düşünenlerin sayısı her zaman fazla olduğu için Sabri de yıllardır hep kelle koltukta oynamıştır. Kriz dönemlerinin vazgeçilmez kadro dışı kalması gereken oyuncusu olan Sabri, Kalli döneminde bu tecrübeyi yaşamış fakat yönetimin baskısı sonucu affedilmiştir.
08-09 sezonunda Bordeax’a attığı muhteşem gol ile gelen tur Sabri’nin GS’daki futbol kariyerinin peak noktasıdır. Ortalama 20 maçta bir attığı gollerinin en güzeli ve unutulmazıdır bu gol. Fakat bu golden sonraki maçta bile eleştirileri okları Sabri’yi göstermiştir. Bu kadar eleştirilmesine rağmen Terim’in futbola kazandırdığı Sabri’nin bir maçta yenilen 2 gol ile yine dip yaptığı kariyerinin sonlanacağını düşünmemekle birlikte, artık formanın gerçekten aslanın ağzında olduğunu tıpkı Riera gibi anlaması gerektiğinin de bir zorunluluk olduğu gerçeği de göz ardı edilmemelidir. Sabri’nin neden ben diye yakınmayı bırakıp kendi oynadığı ve oynamadığı GS maçlarındaki tüm istatistikleri gözden geçirmesi gerekir.
Gs kaptanı, üçlü çektireni, mecburiyetten de olsa sağ beki, gereksiz kart göreni, orta yapamayanı olan şansız SARBİ, pardon Sabri için her şey kendi ellerinde.
Selamlar…