20
2016
Merhaba hüzünlü ve dertli gönüldaşlarım
Bu kadar beceriksiz yönetimlerin GSa tesadüfen mi geldiğini yoksa Gslı tüm para babalarının futbola akıllarının ermediğini mi anlamak lazım yaşananlardan bilmiyorum fakat bildiğim bir şey var ki o da çileyi çekmek zorunda olduğumuz.
Geçen sene mucize eseri şampiyon olmuş bir kadronun yetersiz olduğu aşikardı. Hamza Hoca “tevazunun fazlası da riyadandır” sözüne yakışır eylem ve söylemleri ile hem kendi sonunu getirdi hem de GSı bugüne taşıyan kötü silsilenin önünü açtı. Geçen sene ilk 11de oynayan oyunculardan en az 5-6 tanesi yedek olurlardı ancak. Hamza Hoca ise aldığı/aldırdığı oyuncular ile kadro kalitesini arttıracağına azalttı. Alınan hiçbir oyuncu ne ilk 11 oynayabilirlerdi ne de oynasın da ilerde ilk 11in değişmez oyuncusu olur ümidi taşıyorlardı. Bir önceki sene düşülen hata çukurunun içinden çıkmak yerine çukur daha da derinleştirildi. Bundan dolayı ağlamasın hiç boşuna.
Sene başında oturup sadece 4 tane ilk 11de direkt oynayacak stoper, bek, ortasaha ve forvet aldırsaydı eğer almazsanız ben şimdiden ayrılayım deseydi şu anda herkesin gözünde kahraman olurdu. İstediği transferleri aldırdıktan sonra da oturup adamakıllı ve tazminatlı bir sözleşme yapsaydı o zaman bu kadar kolay da gönderilmezdi. Dünya böyle işte! Sen 3 kupa aldırırsın, tazminat istemezsin başkası gelir senden fazla alır, tazminat koyar ve senden başarısız olur, gitmek için gönderilmeyi bekler. Bundan dolayı iş yaşantısında profesyonel olmak lazım. Bu kadar kolay gönderilme fedakarlığı yapmasına rağmen halen Fenerli Hamza diye anılmak da işin cabası.
Yönetim Hamza Hoca’yı gönderip, para yok deyip transfer yaptırmadı ama Denizli gibi başarısız olma potansiyeli yüksek birine daha iyi şartlarda sözleşme yaptı, devre arasında stoper bozması libero oynayan Donk’un sözleşmesi 6 ay sonra bitecek olmasına rağmen 2,5 milyon euro bonservis verdi ve hayatının hiçbir döneminde GS ayarında veya altında bir takımla yapamayacağı sözleşmeyi yaptı. Ee tabi kendi sonunu da getirdi böylelikte yönetim ve hoca.
Düşünün Denizli ile çıkılan 11 maçta sadece 3 galibiyet alındı. Kadrom yetersiz diyor şimdi de. Şampiyon olacağız diyen de sendin ama sözleşme yaptığında. Prandelli gibi her maç ayrı bir kadro ile maça çıkıp başarı beklemek manidar. Lazio karşısında düşülen acziyete üzüleceğim ama Süper Lig’de tüm takımlar 3 puan almak için bizim maçı bekliyor. Hamza Hoca döneminde aynı kadro Linnes ve Donk yokken daha iyi oynuyordu. Hakkını yemeyelim kimsenin, %27 oranında galibiyet yüzdesi ile oynayan bir takımın sürekli eleştirilen oyuncusu Sabri en iyi oynayan oyuncusu ise başka birşey diyemiyor insan.
Takımda inanç kalmadığını gösteriyor yaşananlar ve kenara bakıldığında insana ümit veren değil strese sokan bir teknik adam var. Sevinmesinde bile bir acizyet var. Her maç gol yer mi bir takım. İnsan çözüm bulamaz mı. Prandelliden sonra Hamza’nın başarılı olmasının en büyük nedeni kadroyu sabitlemesi ve sakatlık/cezalı durumları dışında bu takımla hiç oynamamasıydı. Hamza geri gelsin demiyorum ama Hamza’dan sonra gelen Denizli çok büyük bir yanlışlık ve tazminatını almadan gidecek bir adam değil. Emeklilik ikramiyesini bizden alacak. Satacağımız bileklik ile ancak onun parasını öderiz artık. Biz başarıdan sonra istikrar yakalamayı bilmiyoruz, ortamız yok maalesef.
Fener, BJK puan kaybettiğinde üzülmüyorum artık sayelerinde İBB, Konya, Kasımpaşa, Akhisar maçlarını takip etmeye başladık çünkü rakibimiz onlar oldu. Yazık!
Allah bize sabır, futbolculara da azim versin diyelim diyecek başka bir şey yok zaten!