11
2012
Başlık ilk etapta United States of America gibi duruyor ama yazacağımız konu tabi ki de GS olacağı için aslında Ufuk, Servet ve Aydın adlı futbolcularımızın isimlerinin baş harflerinin bir araya getirilmesiyle oluşan benzerlikten başka bir şey değil. Önce hangisinden başlasam veya bunlardan başka konuşulacak biri var mı diye düşünüyorum fakat sanırım dünkü maçta herkesin bir şekilde bir mazereti olsa gerek ki bende en çok iz bırakan bu 3 oyuncuyu konuşalım istedim.
Hem başlığa uygun olsun diye hem de maçın skoru iyi olduğu için iyiden başlayalım biz de. Profesyonel futbol yaşantısı Altay’da başlayan, orada 3 sezonda sadece 10 maç oynamasına rağmen 2006da Manisa’ya transfer olan, orada da 3. kalecilikten başlayarak 1. kaleci konuma kadar gelen ve kendi takımının Süper Lig’e çıkmasında büyük pay sahibi olan Ufuk zamanla etrafındaki gözlerin dikkatini çekmiş ve nihayetinde Ümit Milli Takım formasını giymeye başlamıştır. Daha sonra GS’ın da kaleci ihtiyacı olduğu bir anda konuşulan isimlerin başında gelmiş ve bir rekabet sonucu GS gelecek vaat eden oyuncuyu transfer etmeyi başarmıştır. Transfer edildiğinde GS’ın uzun süre kaleci problemini ortadan kaldıracak birisi olduğu hakkında yorumlar yapılmış fakat iyi başlamasına rağmen biraz şanssızlık, biraz GS’ın teknik manada doğru seçimler yapamaması ve biraz da kendi özgüven eksikliği nedeniyle bir anda gönderilecekler arasında ilk sırada yer almıştır. Yerli kalecilere fırsat verilmemesi problemini de yaşamamasına rağmen bir türlü beklenen patlamayı yapamamıştır ne zaman ki Muslera’nın olmadığı bir kupa maçında yeniden parlayıncaya kadar. Geçmiş maçlarda “ne olur top bana gelmesin”, “yine gol yiyeceğiz” bakışları gitmiş yerine kendine güveni gelmiş bakışlar, maharet kokan usta eller ve Muslera olmasa da ben varım ey taraftar topluluğu duruşu gelmiş. Tebrikler Ufuk.
76 sırt numaralı formasıyla doğduğu Iğdır’ı temsil etmeye çalışan Servet ise kariyerinde inişler çıkışlar yaşamasına rağmen hem milli takımın hem de oynadığı takımların vazgeçilmez stoperi, hatta abartmak gibi olmasın milli takımın kadrolu stoperi de denilecek düzeyde bir oyuncudur. GS’ın kötü olduğu dönemlerde birçok kişi bu isim Servet olduğu için katılmasa da ayakta duran ender futbolculardan birisidir. Özverilidir, çalışkandır, Florya’yı evi kabul eder, yüzünde maske varken bile sümkürmesinden ödün vermez, oyun kuramaz ama oyun bozar Servet. Ama Ufuk için parlayan gözler Adana Demir maçında Servet için kabus görmeye başlamıştır. Formasını Semih’e kaptırdığı için daha dikkatli oynar sandım ama maalesef Bank Asya da bile olmayan bir takıma karşı yapılmış bunca düzensiz savunma denemeleri biri gol olmak üzere birçok atakla sonuçlandı. Umarım Servet’in bu kötü oynadığı son maç olur çünkü Eboe’nin yokluğunda kendisine ihtiyaç olacaktır ve iyi bir Servet her zaman iş yapar.
Son olarak benim için heyula, başkaları için halen yıldız adayı olan Aydın. İlginçtir 9 yaşında Florya’nın kapısından içeri giren Aydın, Gerets döneminde şampiyonluk yolundaki en kritik dönemeçlerden biri olan Konyaspor’a attığı gol ile hatırlanmakta ve bu hatır onu halen GS’da tutmaktadır. Yedekler ile çıkılacak bir maçta bile ilk 11de başlama fırsatı bulamayan, 2. yarı girdikten sonra takımın 1 kişi eksik olmasına neden olan ve maçta hatırlanır hiçbir pozisyonda adı geçmeyen Aydın’ın başka bir takıma (Eskişehir) kiralık gönderilmesi bile çözüm olmadı. Benim Aydın ile ilgili hiçbir ümidim yok. Eğer biraz olsun bir ümidi olan bir teknik adam varsa Türkiye liglerinde 1-2 yıl tekrar kiralık gönderilsin ama geri geleceğini zannetmiyorum. Aydın, yerinde saydın maalesef.
Saygılarımla…