Merhaba renktaşlarım,

İnsanların başına en büyük bela açan özelliklerinden birisi de kendileri adına bir vazgeçilmez listesi oluşturmasıdır. Bu aynı zamanda kişinin zayıf noktasıdır da. Tiryakilik, bağımlılık zirveyi; sempati duyma ve hoşlanma da tabanı temsil eder. Bu minvalden bakıldığında Ziya Doğan’ın Ayman’ı gittiği her takıma götürmesi, Bülent Korkmaz’ın elinin altında ise önceliği Orkun’a vermesi gibi alışkanlıkları veya işi kolaylama çabaları bize Fatih Terim’in de Kazım Kazım ısrarını manalı kılabilir. Fakat bir sorun var ki yukarıda da bahsettiğimiz gibi bazen bu vazgeçilmezler kendisinden vazgeçmeyen kişinin başına iş açabilir; Gs’da olduğu gibi.

Terim, başarısızlık konusunda istikrarı yakalayan oyuncuda gösterdiği ısrarı onu kazanma çabası olarak görüp, dışarıdan gelen seslere kulak kabartmamayı tercih eden bir düşünce yapısına sahiptir. Kazım’daki ısrarı bundandır ama oyuna Sercan’ı alıp hemen sonra çıkarmasına bir anlam vermek zor.

Gs, iyi oynamıyor ve bunu maç kazanırken dile getirmek kaybettiğinde edilen feryatlardan daha evladır. Sezon başından beri bir türlü yerleştirilemeyen daha doğrusu kararlaştırılamayan oyun sistemi, tüm hazırlık maçlarında Ujfalusi’yi sağ bekte oynatıp daha ligin ilk maçında yenilen gol sonrası hemen gerçek mevkisine alması, kimin nerede oynayacağının da çok belli olmadığını henüz düşünme aşamasında olduğunu gösteriyordu aslında ama 12 hafta geçtikten sonra bile bu yerleşim ve oyun düzeni oturmamışsa kaygılarımızı bir kerte daha arttırmamızda da bir sakınca olmasa gerek.

Evet kaygılanıyorum. Kazım Kazım’a duyulan güvenin sahaya yansımıyor olması, Riera’nın bu hali ile bile sol kanadın vazgeçilmezi konumunda olması, Engin’in takıma yerleştikçe artan fren tutmazlığı, Baros’un bir gün gidip bir gün takımda kalacağının konuşulması, saman alevi tanımına bile esef edilecek yıldız adayı Aydın’ın kurtarıcı olarak oynaması, fırsat bulduğunda daha iyi olacağını düşündüğüm Emre Çolak’ın çok çok az oynamış olması, hiçbir maçta güldür güldür oynamamış olmak, verilen tonla paralar ve hakemler geçen 12 maç için beni yeterince kaygılandırmaya yetti, üstelik oynanmamış TS, Fener, Manisa maçları da cabası.

Tüm olumsuzluklar içerisinde yazının sonunu yine ümitle bağlayayım, Semih Kaya gibi uzun yıllar hizmet edecek bir stoperin geç kalınmış keşfi ve her şeye rağmen puan sıralamasındaki 2. lik.

Ve başlıktaki gibi değil, Saygılarımla…