Merhaba renktaşlarım,

Dünkü maçı maalesef takip edemedim ama 2-2 olduğunu öğrendikten sonra elimde telefon, parmağım “güncelle” ikonunun üstünden hiç  kalkmadı neredeyse. Hayal kırıklıkları, 3 maçta alınan 2 puan, sezon sonu takımın uefaya gidememesi, teknik adam arayışları vs. hep film şeridi gibi geçti aklımdan. Nihayet serbest vuruş oldu ve “tehlikeli bölgeden kullanılacak"  yazıyordu ekranda; aklımda hemen Selçuk’un frikikten atacağı golü düşünerek son bir kez güncelleye bastım ve 3-2 olduğunu görünce mutluluk ve yeni umutlar belirdi karamsarlığın üzerinde. Fenerbahçe’nin kazandığı hafta bizim kesinlikle kazanmamız gerekiyordu ve çok şükür kazandık. Şampiyonlar ligi hele şampiyonluk bu saatten sonra Polyannacılıktan da öte bir duygu gerçekçi düşünmek gerekirse ama UEFA’ya gitmemiz lazım.

Sabah Tvyi açıp özetleri izleyeyim dedim bir de ne göreyim Antalya değil de başka bir takım olsa kevgire dönecekmişiz resmen. Defansın arasına bırakılan toplar ile atağa çıkarken kaptırılıp tehlike yaratan atakları görünce 3-2lik galibiyet  ummadığın birinden gelmiş bir  hediye gibi geldi. Anlaşılan o ki TUDOR’un oynatmaya çalıştığı sisteme uygun oyuncumuz neredeyse yok derecesinde. 3lü defans ve rakip ataklarda geriye çekilmesi gereken kenar oyuncuların yeterince hızlı olmayınca iyi oynayan bir Antalya da bizi elinden kaçırmış oldu. GS 2-0da bile oyunu koparamamış, bizim direkten dönen topumuz dışında çok heyacanlandığım bir pozisyonumuz da olmadı. Beşiktaş maçında Beşiktaş’a hiç pozisyon vermeden yenilmemiz gelecek adına ümit vermiş olsa da, bu maçta gördüğüm tablo karamsarlıktan öteye geçemiyor.

Durup durup yine yanlış yaptığımız ve üstüne milyonlar döktüğümüz yanlış transferlere geliyor sebeplerin membası. Tudor en azından Riekerink’e verilen fırsat kadar bir şansa sahip olmalı ama bu adamın gerçek kalitesini göstermesi için onun oynayabileceği oyuncuları transfer etmekten geçiyor tüm süreç. Burada yine yönetimin aşikar değişiklikler için zamanlama problemini de not ediyoruz kenara. Yönetime kim gelirse gelsin yaptıkları hatalar sabit kalıyor. Aysal sezon sonu kampında Terim’i göndereceği konuşulmaya başlanmışken bile sezon başladıktan sonra gönderdi ve Mancini’yi getirdi. Prandelli’nin gideceği o kadar belli olmasına rağmen gönderilmesi gecikti, Hamza sezon ortası kampı bitince gönderildi ve Riekerink ile yürümeyeceği belli olmasına rağmen devre arası kampı öncesinde yapılması gereken teknik adam değişikliği 3-4 maçta alından kötü sonuçtan sonra gerçekleştirildi. Devre arasında Tudor gelmiş olsa etik meselesi de ortadan kalkacaktı üstelik ve o zaman belki 1-2 tane kendi istediği tarz oyuncu transfer edecekti. Tüm yanlışların gelip bizi bulması ve buna rağmen ligde 3. olmamızı fırsat bilip bundan sonrasında  akılcı oynayarak hem gelecek sezon için ihtiyaç belirleme hem de sistem oturtma devresini tamamlamalıyız. Makine hazır olduğunda sadece sağlam çalışan dişlilerin yerine koyarak oyuncu uyumunu maksimum seviyeye çıkarabiliriz.

Umarım TUDOR Tolga, De Jong gibi saçma transferlere onay vermez ve elindeki ıskartalardan da kurtulur. Çünkü mevcut kadro Tudor'un sistemine hiç uymuyor. Defansın tamamı değişmeli neredeyse, ortasahada Selçuk dahil hepsi gönderilmeli ve iyi bir sağ kanat oyuncusu alınmalı çünkü Bruma, Rodriges ve Yasin hep sol kanat oyuncusu. İyi bir forvet de alınırsa istenen başarıların elde edilmesi işten bile olmayacak. 

Selamlar...