28
2011
Herkese merhabalar,
Sezonunun ilk yarısını lider bitirmiş olmanın verdiği mutluluk ile geçen senelere ait kötü izlerin silinme evresinin tamamlanması duygularının at başı gittiği şu günlerde gündemde futbol maçlarından ziyade şike iddialarının (iddia yumuşak bir tabir oldu) konuşuluyor olmasının normalliğini atlatmakta biraz zorluk çekiliyor anlaşılan. Halen kendilerini sütten çıkmış ak kaşık gösterme gayretlerinin, en temizden temiz oldukları söylemlerinin, 23 Nisan Şenlikleri gibi bir araya gelip sıra ile kürsüye çıkıp kendi kurdukları cumhuriyetin kralına biat etme yarışının, yok 58. madde bilmezlermiş de tek bildikleri 1907miş tarzı zırvalamalarının bir açıklaması var mı acaba? Tek bildiğim böyle yaparak düştükleri çukurdan soytarılık ederek çıkma ümidi taşıdıklarıdır.
Fenerbahçe'nin ve taraftarlarının bu halini gördükçe kendi takımıma ve taraftarlığıma olan inancım kat be kat artmakta. Çünkü biz hiçbir zaman yanlışın peşinden koşmadık ve hiçbir zaman tek adam hegemonyasına dönüşmedi başkanlık bizde. Başkanımızı eleştirmesini de bildik, arkasında durmayı da. Ama yanlış zamanda yanlış yerde yapmadık bu tavrı. Fakat FB'nin bu halinin içler acısı olduğunu bilmem kim görecek içlerinden. Tek varlığı Aziz Yıldırım olan bir kulüp için FB'siz GS olmaz söylemine bundan dolayı muhalifim. Kuruluşunda "yabancıları yenmek" amacı taşıyan bir takımın FB'ye niye ihtiyacı olsun.
FB'siz lig olmaz söylemine de güçlüye pozitif ayrımcılık yapan adalete de isyanım bundandır. Kendi çıplak krallarını göremeyen koca koca adamların düştükleri gayyaya GS'ı da çekmek istemesi, geçmişe dönük maçlarda şike varsayımlarının dillendirilmesini ise hangi kelime ile ifade edeceğimi bilemiyorum. Yakın zamanda literatürümüzde sıklıkla kullanılmaya başlayan "velev ki" kelimesinin ardından edeceğim "geçmiş yıllarda şikeler yapılmış olsun" sözünü, "Be hey kendini temiz sanan adamlar siz yasa çıktıktan sonra, herkesi aşağılayarak, kendinize ve arkanızdaki siyasi ve merkezi güce güvenerek, insanlarının zaaflarından yararlanarak haksız kazanç (puan) elde etmediniz mi?" şeklinde tamamlamak istiyorum.
Siz hiç kendi tape'lerinizi dinlemediniz mi? Nedir bu inkar, nedir bu kabullenmeme. Şubat ayı milad olacakmış futbol için. Bence Şubat ayı sizin komikliklerinizin son perdesi olacak. Telefon konuşmalarındaki o garip konuşmalar, küfürler, fotoğraflardaki çizgili siyah poşetler ve dolarların figüran olup nasıl bir komediye, senaryoya dönüştüğünün resmi olacak Şubat ayı. Umarım gerçekleri görürsünüz o zamana kadar yok devam edecekseniz, 40 ayrı insana aynı yalanı söyletip doğruyu unutturma gayretleriniz devam edecekse sizler için yapabileceğimiz hiçbir şey yok!
Saygılarımla…