02
2015
Malumunuz takımımız şampiyon olarak bitirdiği bir sezonun ardından yeni bir yönetim ile yola çıktı ve her başkanın her sezon öncesi verdiği ama bir türlü tutulduğunu görmediğim sözü olan “yeni transferleri kampa yetiştireceğiz” yalanından sonra başlayan süreçte yeni sezona başladı. Kadro profesyonel yönetim eksikliğinin sebep olduğu 40 küsur isimle doluydu ve ilk 11de oynamayan hiçbir futbolcumuza talip bile çıkmaması, hatta bazılarını gönderirken üstüne para vermemiz bile önceki yönetimlerin hem acziyetini hem de kulübü düşünmeden popülist yaklaşımlar sergilediğinin en belirgin deliliydi.
Talip olunanlar ise maalesef bizim hem ofansif hem de defansif gücümüzü gittiğinde eksik bırakacak isimlerdi. Muslera, Melo, Bruma, Amrabat, Sneijder, Burak. Bunlardan her ne kadar bu sene kaybedilen 5 puana direkt katkısı olsa da Muslera gidemezdi, son dönemlerde oynadığı oyun ve takıma kattığı vizyon ile Sneijder gidemezdi. Burak’ın gitmesini ise yerli en iyi forvet olmasına rağmen taraftarın çoğu istiyordu. Çünkü Burak-Selçuk-Sabri takımın her kötü döneminde saldırılacak ilk unsurlardı ve o cepheden birinin gitmesi çok sorun olmayacaktı taraftarın çoğunun gözünde (ben o taraftarlara katılmıyorum).
Melo gitmemeliydi ama gitmek istiyordu ve son gün bile olsa gitti, Bruma gitmemeliydi ama Hamza Hoca ona sahip olacak kadar yürekli bir hoca olmadığı için gitmesine göz yumdu. Amrabat gitmemeliydi ama şampiyon kadroda yer almadığı için ihtiyaç da yoktu Hamza Hoca’ya göre ve onun da gitmesine izin verdi. Belki de sorun paraydı ama kanatlarda direkt oynayabilecek, adam azaltabilecek bu 2 oyuncu şu anda GS’ın ilk 11inde tartışmasız olması gereken insanlardı.
Bruma, Ambrabat’ı gönderip kanatsız kalan Hamza Hoca saman alevi gibi parlayıp sönen Yasin’e ve 30 maçın 5inde iyi oynayan Emre Çolak’a güvendi sanırım çünkü bitik Podolski her ne kadar kanat oynayabilecek gibi olsa da şimdiye kadar ki görüntüsü “vasatı aşamadı” lafına bile erişemez konumda.
Yıllardır sol beke milyonlarca para döküldü, saçıldı. Eskişehir’de oynarken 1 tane asistini bile olmayan Tarık Çamdal denilen medyanın şişirmesi ile parlatılan ve bir önceki sezon 500 bin euroya çok denilip alınmayan adam için sonraki sezon 4,5 milyon veren ve Tarık bizi doğrarken imdada yetişen Sabri’ye hiç gereği yokken zam yapan yönetimler olduğu sürece bizler de böyle garip duygular yaşamaya mahkumuz.
Sabri’ye bu parayı başka bir kulüp verir mi? Asla! O zaman neden zam yapıyorsun.
Bilal Kısa’yı alıyorsun tamam ama neden daha 1 milyon veriyorsun, Türkiye’de hangi takım verecek bu parayı? - Hiç bir takım. O zaman bu parayı saçıp sonra param yok diye ağlama.
Şundan emin olun ki eğer taraftar twitterda hastag açıp Aydın’a yeni sözleşme yapılacak olmasını eleştirmeseydi ona da zam yapılıp kadroda tutulurdu.
Şu kalmalıydı bu gitmeliydi lafıyla başladık ama asıl problem GS bir oyuncu satıyorsa ona bazı kulüplerin talip olması gerektiğidir. Üstüne para verip gönderiyorsanız yanlış yapmışsınız demektir. Bir takımda 11 kişi oynayıp yedekte 7 futbolcu oturabilecekken sen 48 tane futbolcuya sahipsen kelimenin tek manası ile “beceriksiz”sin....
Hamza Hoca Prandelli’den sonra Tarık’tan sonraki Sabri olur ancak. Ne oyun okuması var ne de elindeki kadroyu doğru değerlendirebilmesi. Tamam kimse senden CL kupası istemiyor ama biz Astana karşısında aciz duruma düşüyorsak, kendi evimizde 2-0a bile razı Osmanlıspor’a yeniliyorsak ve ligdeki tek puanı olan Mersin bu puanı bizim stadımızdan çıkarıyorsa senin eleştirilmen çok doğal.
Sana sahip çıkalım tamam ama sen de takıma sahip çık.
Selamlar...