21
2016
Derbide 17 yıldır kazanamayan takımımızın bu sene kazanacağına inanıyordum hatta yeneceğimize dair peşinen yazı da yazdım fakat ne zaman ki kadroyu gördüm o zaman eyvah dedim. Tıpkı yazımda olduğu gibi her Fener maçı öncesi gelenekleşen kadro revizyonu yine karşımızdaydı. Sneijder’in Riekerink’i kadroyu onun isteği doğrultusunda oluşturmuş ve ortaya kendine güveni olmayan bir takım çıkmıştı. Beşiktaş maçının ilk yarısındaki kadro çıkması gereken en iyi kadro idi ki Beşiktaş bu Fener’den çok çok iyiydi.
Fener hiç oynamadı biraz akıllı olsalar maalesef hezimet olurdu fakat Gsın küçük kalpli futbolcularına rağmen büyük geçmişi nedeniyle onlar da 1-0ın üstüne yattılar ve geri pas hastalığımızın kurbanı olarak da bir gol daha hediye ettik ve 2-0 kaybettik.
2. golde penaltı pozisyonunda De Souza’nın penaltı yaptırdıktan sonraki hırsının yarısı bile bizim oyuncularda yoktu, üstelik 1-0 da öndelerdi ve henüz golü atmamışlardı. Takımımız formaliteden maç öncesi bir araya gelip galibiyet yemini ettiler zaten bu serenomi tamamen popülizm. Onlar inanarak gelmediler buraya ve yenildiklerinde kahrolmadılar. Sadece Muslera ve Sabri rahatsız oldu bu yenilgiden. Düşünün Volkan denilen adam yere bile yatmadı, 1 tane cılız şut dışında şutumuz yok, pozisyonumuz yok.
Düşünün Arda ortalama Türkiye seviyesindeki bir ülkenin şampiyonluğa oynayan takımına gidip yanına daha sonra teknik adam olarak hiçbir tecrübesi olmayan bir eski bir Türk futbolcuyu alt yapı diye aldırıp sonra takımın başına getirtebilir mi. Hedef olarak şampiyonlar ligine katılmayı kendine düstur edinen Gsın teknik adamlığına hiçbir başarısını bırakın tecrübesi olmayan bir Hollandalı nasıl olur da gelir. O zaman Hamza’nın günahı neydi, ben söylüyeyim Sneijder istemedi onu. Denizli’yi de istemedi hatta daha ileri gidiyorum Terim’i bile istemedi. Burak’ın takımdan kopması, Selçuk’un o geldikten sonra sürekli futbol olarak geri gitmesi onun takımda bıraktığı olumsuz etkilerden kaynaklanıyor.
Yine düşünün Amerikan ligine emekli olmaya gitmiş bir adam Türkiye’ye Melo diye getirtiliyor. O geldikten sonra takımı bayram ediyor ve çok mutlu olduklarına dair videolar paylaşılıyor. De Jong’tan bahsediyorum tabi ki. Onu kim getirdi, Sneijder. De Jong şimdiye kadar Selçuk’u kesecek kadar yeteneğini, oynadığı maçların hiçbir anında gösteremedi, ne oldu da kötünün iyisi Selçuk’u kesti hem de Fener maçında. Dün çok mu iyi oynadı De Jong. Kaç tane pas yaptı ve kaç tanesi ileri doğruydu. Yabancı hayranı taraftarlarımız De Jong ve Sneijder’in topla buluşma sayılarını, pas isabetlerini ve bu pasların yönüne iyi baksınlar. Tolga Selçuk’u kesse eyvallah ki o bile GS kadrosu için yeterli değildir. Dağlara taşlara çektiği şutlarına katlanırız Tolga’nın ama De Jong’un hangi özelliğine katlanalım, Hollandalıysa iyidir mi diyelim.
Sabri’yi kessin diye büyük umutlarla aldığımız Cavanda oyuna girdiğinde potansiyelini bilmesem Tarık bundan daha iyi diyeceğim neredeyse. Ne aldıklarımızda fayda var ne oynattıklarımızda çünkü bunların kuyruklarını birbirine değdirmeden çalıştırabilecek bir teknik adamımız ve sistemimiz yok. GS kadrosu Başakşehir’den daha kötü diyebilecek 1 tane adam çıkar mı, sanmam. Sistem olmayınca iyi kadrolar stajyer teknik adamların elinde heba oluyor. Gsda arkadaşlık yok gruplaşma var, ruh yok taraftara oynama var.
Bu taraftara yazık, galibiyeti bizden başka kimse istemiyor gibiydi. Bu kadro Türkiye ligi şampiyonluğu için yeterlidir ama bu teknik adam Amatör lig için bile yetersiz. Fikstrü avantajı kayboldu buyrun cenaze namazına.
Selamlar...