23
2017
Türk Telekom Deplasmanı
Dünkü maçtan önce tüm taraftarların ortak beklentisi geride kalan 8 maçın ardından ortaya çıkmış yeni bir GS ruhunun en yakın rakibine 6 puan fark attığı çizelgedeki resmin gerçeğe dönmesiydi. Rakip 8 puan fark yemiş ve onlarca maçtır yenemediğimiz FB; üstelik sadece Fener değil BJK galibiyetimiz de yok uzun zamandır. Gsın zayıf rakiplerini yenip, güçlü rakiplere karşı puan kaybediyor imajının silinmesi adına da iyi bir ortam vardı. Seyirci sayısı mükemmel. Kareografi maç öncesi oluşturulan beklentinin altında kaldı. Mesaj kimeydi, çok net değildi. Diz çöken GS’sa ve ayağa kalk deniliyorsa da garip, diz çöken rakiplerse niye ayağa kalk diyorsun. Silvester Stallone’nin reklamını neden yaptık, Gomis’i falan koysak daha iyi olurdu hatta Dursun Özbek’i bile. Bunca emeğin sonucunda ortaya çıkan malzemenin görünümü çok güzel ama mesajı aynı güzellikte değildi.
Hakemin Cüneyt Çakır olması Fbnin 3 yerli ile sahaya çıkması adına Lucescu’yu sevindirecek bir gelişmeydi. Bizde ise 2 yerli ve 1 yabancı Tudor vardı. Yıllardır Fenerbahçe maçlarına bizim teknik adamların normal maçlardaki seyrinin dışına çıkıp taktik değiştirmesi hep onların işine yaradı. Terim’inden tutun da Prandelli, Hamza, Riekerink’ine kadar tüm FB maçlarında bir sürpriz ile karşılaşmak baydı artık. Bu FB’yi şaşırtıp maç kazanalım diye mi yapılıyor anlayamıyorum. Normal dizilimde başlanması yeterliydi maçı kazanmak için. Oyuncular o kadar gergindi ki oyun kurmakta zorlandılar. Açıkcası GS oyun üstünlüğü açısından rakibini çok rahat ekarte edebilirdi ama dizilim hatası, çok şey beklenen Feghouli ve Belhanda’nın vasatın çok altında kalması, 10 kişi kalmak ve verilmeyen penaltı ile maç elimizden kaçmış oldu. Cüneyt Çakır’ın Hasan Ali Kaldırım’ın topu eliyle yerde düzeltip, topun etrafında tavaf yapmasına rağmen penaltı çalmaması ve ardından gelen kırmızı kart taraftarın aman maç 0-0 bitsin de bari yenilmeyelim düşüncesine dalmasına neden oldu.
Şimdi düşünelim:
Fenerbahçe 20 maç önce bir maçtan gol yemeden ayrılıyor ve o maçta oynadığı takım Galatasaray. Yani TR ligindeki tüm takımlar ile oynamış ve hepsinden de gol yemiş ama biz atamadık. Yine sezon başından beridir her maç gol atıyoruz ama 9. Haftada gol atamadık ve rakip Fenerbahçe.
Seyirci rekoru kırılıyor maçta ama TV başında izlerken bizim taraftarın arasıra sesi çıkıyor ve yer yer FB taraftarının bile sesi geliyor. Taraftar maç kazandıramadı, oyunu yönlendiremedi ve futbolcuları gaza getirecek, rakibi bunaltacak hiçbir tezahürat yapamadı. Aynı taraftar sayısı Kadıköy’de olsa bize böyle rahat oyun oynattırmazlar hakeza İnönü’de de öyle . Taraftarımız açısından üzüldüm ve hakeme atılan onlarca madde yüzünden belki de seyircisiz oynamanın çok da kötü olmadığına hükmettim.
Bu şekilde bir oyunla Kadıköy deplasmanına en az 4 puan, İnönü deplasmanına ise 7 puan farkla gitmeliyiz. BJK oturmuş kadrosu ile bizim sahada bizi yenme potansiyeline sahip. Tabi Tudor hatalarından ders çıkarıp oyuncuları iyi motive ederse işler değişir.
GS ile birlikte aslında Tudor da teknik adamlığa doğru ilerleme fırsatı yakaladı çünkü hatalar yapıyor, oyun okuyamıyor ama çok şanslı çünkü elinde son yılların en iyi kadrosu var ve gerçekten zayıf rakiler karşısında iyi neticeler alıyor fakat takımın takım olması Tudor’un da teknik adam olması için Trabzon, Başakşehir ve Beşiktaş maçlarından en az 2sini kazanması gerekiyor. Bu puan farkının korunması, rakiplerin 1.lik için değil 2.lik için mücadele etmesi lazım.
Tudor nasıl maçı tekrar izleyecekse taraftarımız da bir daha izlesin, neden bu kadar cılız kalındı incelensin ve sonraki maçlar daha güzel olsun inşallah.