04
2020
Durun bakalım, yıllarca dilinize doladığınızı öyle kolay kolay unutturmak yoook. Üstünden iki hafta geçse de derbi derbidir. Hemen “Ama biz sizi bir keresinde 6-0 yenmiştik.” diyecekler. Zaten ağınızda sakız, buyurun çiğnemeye devam edin.
Biz derbiden yola çıkalım.
Ozan Tufan’ın maç skoruna bağlı olarak verdiği demeçte bir cümle dikkati çekmişti:
“Böyle bir şey olabilir mi ya?”
Aslında bu şaşkın sorunun yanıtı eski bir şarkıda var:
“Olur olur, bal gibi olur.”
Hatta başka bir sözle de karşılık verebiliriz:
“Az daha sabredin sizin de olur.”
Ne diyordu hayalci Ersun Yanal geçen sezon Kadıköy’deki haksız beraberlikte:
“Belki de Galatasaray’ı şampiyonluktan ettik.”
Aferin size, ettiniz(!)
Hem de 8 puan geriden gelerek bağırta bağırta şam-pi-yooooon!!!
Kendilerinin küme düşmemeye oynayan bir takım olduğunu unutuyor, bu densiz sözleri söylüyor iyi mi?
Bu zihniyetin futboldaki gerçek başarısı demek ki en büyük rakibinin başarısızlığı üzerine kurulu. Çünkü kendileri o seviyelere yetişemiyorlar.
Ancak Galatasarayımız ne yaptı? Herkesin şans vermediği o kadar puan farkını kapatarak gururla yeni bir lig şampiyonluğunu daha kaptı.
Gelelim sezon başına. Ligi sonlarda bitiren zavallı takımları hiçbir Avrupa Kupasına katılamayınca ellerinde yalnızca lig kalan hayalci Ersun Yanal yine ne diyordu:
“Sezon sonu şöyle bir arkamıza baktığınızda herkesin geride olduğunu göreceksiniz.”
Ver gazı koçum, olur olur senin de olur.
İkinci yarıya bizden 4 puan önde başlayan Fenerbahçe şimdi 9 puan gerimizde. Buradan şampiyonluk çıkarması matematiksel olarak mümkün belki ama neredeyse imkânsız gibi bir şey… En azından bu durum o camiaya özgü bir şey değil.
Bunu da geçtik büyük bir hırsla çıktıkları ve sürekli övünüp durdukları “Biz size şu kadar senedir kendi sahamızda yenilmedik” övünçleri 23.02.2020 tarihi saat 21.00itibariyle tarih olunca tüm camia şaşkına döndü. Onların bu şaşkınlıklarını en güzel, en acı biçimde futbolcuları Ozan Tufan dile getirdi:
“Böyle bir şey olabilir mi ya?”
Olur olur, bal gibi olur.
Eee övünecek bir şey kalmadı ellerinde. Ha pardon var:
“Biz sizi daha fazla yendik.”
Arada bir “6-0 Yendik” diyecekler bozuk plak gibi dönüp duracaklar.
Yine son maça gelecek olursak. Maçtan önceki dostluk söylemlerine karşın maç boyunca camiamıza, teknik heyetimize ve oyuncularımıza yönelik toplu halde küfürlü tezahüratlar yapıldı, sahaya ve oyuncularımıza yabancı maddeler atıldı, toplumu ayrıştırıcı, birbirine düşürücü, düşmanlık ve nefret söylemi içeren pankartlar açıldı. En çok dikkat ve aynı zamanda tepki çekeni “Seni de seni seveni de sevmiyoruz” oldu. Öte yandan maç öncesi taraftarımıza Ülker Stadyumu girişinde zorluklar yaşatıldı, yine maç öncesi ve sonrasında, taraftarımızın bulunduğu tribüne doğru insan sağlığını etkileyecek düzeyde saatlerce yüksek sesli yayın yapıldı, hijyenik olmayan tuvaletler kullanmak zorunda bırakıldı. Daha ne olsun. İnsan yapar mı bunu. İnsanlıktan nasibini almayanlar yapan(!)
Anlıyorum. Eziklik zor. Adamı sapıttırıyor, çıldırtıyor. Hani 20 yıldır yenemiyorsunuz diyorlar ya aslında başka bir 20’nin altında ezim ezim eziliyorlar aslında. 2000 yılı UEFA Kupası… Asla yanına bile varamayacaklar.
Sahana Ulubatlu Sounees tarafından Cim Bom bayrağı dikilmiş, yine sahanda şampiyonluk kupası kaldırılmış. Eee, daha ne olsun? Bundan fazla bir eziyet edilsin olur mu?
Böyle bir şey olabilir mi ya Ozan? Oluyor işte. Kötülükler sizden, güzellikler bizden…
Unutma, aradaki rekabetin adı bundan sonra ‘derbi’ falan olmayacak. Derbi, birbirine denk başarıdaki takımlar içindir. Benden söylemesi.