09
2012
“Hile ancak oyunu kazandırır kaderi değiştiremez”
Dünyanın en düzmece liginin, en balon yorumcuların ve en çok kazanan ama beş para etmez topçularının (özellikle topçu diyorum, Avrupada onları izleyince ne kadar zavallı adamlar olduklarını çok net görebiliyoruz) liginden selamlar… Veysel süpsüper şike liginden muhabiriniz Cevat Karakelle bildiriyor…O neydi öyle arkadaş! Atletico Madrid Beşiktaş maçının ilk yarısından bahsediyorum. Eğer simyone skoru yeterli görmeyip saldırıya devam etse 8-0’ı gölgede bırakacak bir sonuçla dönüyordu çakma Avrupa fatihi! İspanyadan. Sakın sevindiğimi düşünmeyin gerçekten üzüldüğüm için bu yazıyı kaleme alıyorum.Ben artık bir şeyden emin oldum; Bizler futbolseverler olarak önce iş bilmez yöneticiler, sonra onların şakşakçıları sözde yorumcular ve en nihayetinde de dünyanın vergisiz algısız en çok kazanan ama kazandıklarını en az hak eden özürlü futbolcuları tarafından açıkça APTAL yerine konuyoruz. Bu ligi Avrupaya satsan kim alır. Dahası Beşiktaşın o halini izledikten sonra dünyanın başka bir yerindeki bir futbolseverin bizim bu sözde süper ligle ilgili düşüncesi nedir? Bu son derece pahalı ucuz lig olsa olsa kıytırık Macar basınındaki kıytırık Namzeti Spora malzeme olabilir... Ve zaten öyle de oluyor?Peki başka ne olabilirdi ki? Başka bir şey beklemek için gerçekten SALAK olmak gerekir. Yıllarca aa cambaza bak, aa maymuna bak, ona bak, buna bakla sporseverleri kandırarak masa başında iş kotaran becerikli yöneticilerin, o yöneticilerle bir olup deveyi amuduyla götüren hırsız menajerlerin ve bu iki şıracının şahidi bozacı basın dalkavuklarının; o ekran senin, bu ekran benim cirit attığı bir bataklıktan gül mü devşirecektik yani? Bu zaten eşyanın tabiatına aykırı!Ve gün geldi bütün bu kokuşmuş düzenbazlığın yakayı ele verdiğini ve düzenbazların da çırılçıplak hem de iş üstünde basıldığını da gördük. Allaha binlerce şükür ki bu günleri gördük. Evet gördük. Hem de hepimiz gördük ve bütün dünya da gördü. Eee gördük de ne oldu?Şimdi bu kepazeliği hasıraltı etmek için, bir kez daha aa cambaza bak numaralarıyla karşımızda sırıtan bu utanmazlar, bir daha asla var olamayacak şekilde Türk futbolunu ve oradan gelen gelirlerle ayakta durabildikleri için dolayısı ile de bütün diğer amatör sporları yok etmek üzerler. Adı üstünde “bakan” da öylece bakıyor… Bunların adına niye bakan dediklerini de şimdi daha iyi anlıyorum. Bakan niye diyorsun kardeşim iş yapan desene, sorun çözen, karışan, yerli yerinde müdahale eden desene... Bakan dersen o da böyle bön bön bakar işte!Meramı mı anlatmak için fazla uzattığımın farkındayım ama bu üç maymun tiyatrosu benim canımı yakıyor. Eminim ki sizlerinde canını yakıyor bu trajedi. Güçlüye işletilmeyen yönetmelikler ve kanunlar, konu zayıf olunca hem de bir ihtimal üzerinden derhal küme düşürülmek suretiyle işletiliyor. İşte sırf bu yüzden bile bu olup bitenler çok can yakıcı, çok alçakça, çok ah alıcı ve çok utanç vericidir.Zaman zaman iş gereği yurt dışına çıkıyorum. En son çıkışımda bir İngiliz arkadaşımın bana söylediklerini sizinle paylaşmak istiyorum: Diyor ki İngiliz arkadaşım; “siz futbolu yıllarca böyle oynadığınız için galiba onca para harcamanıza rağmen başarılı olamıyormuşsunuz!” Ve ekliyor; “acaba sizin yöneticiler (federasyonu kastediyor elbette) kuralları uygulamak için daha neyi bekliyorlar.” Bende ona ancak şunu diyebildim; Bizim ülkemizin şartları sizinkisi gibi olmadığı için… Bizim ülkemizin şartları, namütenahi mahiyette tezahür ettiği için… vs vs…Siz olsaydınız ne diyebilirdiniz ki?Beni yurt dışında, bir İngiliz’in karşısında bu duruma düşürmeye kimin ne hakkı var! Bu aşağılanmayı yaşayınca yurda döndüğüm de öncelikle şikecilerin tamamına ve sonra da bu kepazeliği vereceği cezalarla anında temizlemeyerek her yere yayan bütün yönetici bozuntuları ve özellikle bu orta oyununa Pişekarlık eden yardımcı orta oyuncu spor bakanına dava açmayı düşündüm. Avukatımla görüştüm. Ama sonra ortadaki tapeli, hem de ballllll gibide belgeli “aleni şikenin” nasıl yargılanıyormuş gibi yapıldığını, nasıl yaparız da neresinden geri dönebilirizin oynandığını görünce… Ve hele de bu apaçık şike cezalandırılmış gibi, kalkıp teşviğin suç bile sayılmadığı bir dönemde güya verilmiş teşvik parası üzerinden, BÜTÜN BU OLUP BİTENLERLE UZAK YAKIN İLGİSİ OLMAYAN BİR TAKIMA İFTİRALARLA saldırılarak pazarlık masasına çökertmek üzere komplolar kurulduğunu görünce… Anladım ki burası Türkiye… Anladım ki bizler hiçbir zaman gerçekten adil olamayacağız… Anladım ki burada sahtekarlar ve hırsızlar dürüstlerden her zaman daha cesurlar… Ve anladım ki bu düzenbazların gözleri dönmüş! Böyle bir durumda, böyle bir davanın, davalılar yerine davacıya ağır bir faturasının olabileceğinden açıkçası korktum… Ve bunun yerine, bütün bu rezaleti bizlere yaşatanların tamamını topyekun; A’dan Z’ye, başkanından, futbolcusuna, teknik direktöründen malzemecisine, bakanından başkanına kadar her birini eksiksiz olarak ALLAH’a havale etim… Bunların hakkından ancak “O” gelir…Selam ve sevgilerimle…