Makale Yaz
Bu haberi yazdır
Asimetrik Savaş!
 May
03
 2012

Yazmayacağım bu son diyorum tutamıyorum kendimi! Ben her platformda bu sene bir tiyatronun oynanacağını ve bunun sonunda fenerin temize çıkarılması adına bu yıl hem ligin hem de kupanın onlara verileceğini en başından beri söylüyorum. 

BJK-GS maçındaki milimlik ofsayt tam 30 dakika gösterimde ama GS-FB maçında canere çıkarılması gereken kırmızı kart pozisyonu 4 saniye!

TS-GS maçından floryaya dönüş 3 dakika ama FB-BJK maçından samandıraya dönüş 35 dakika... Hem de Fenerbahçe TV ile ortak yayın! (Ümit Akta'ın köşe yazısından alıntıdır.)

Kadıköyde çeşitli maçlarda çıkarılamayan kırmızı kart sayısı ise tamamı -yoruma açık bile olmayan- kırmızı kartlar olmak üzere en iyimser tahminle 10 yazı ile de yazalım ON!

Açıkçası şu ki bu, Galatasaray için; Asimetrik bir savaş..! 

Bir yanda yayıncı kuruluş da dahil olmak üzere Medya-Federasyon-Kulüpler Birliği.

Diğer yanda tek başına Galatasaray... Ve bir mağlubiyetle kaybettiği, koca bir sezon boyunca kazandığı her şey: 9 puan... 

Bu savaştan bu takımın galip çıkabilmesi için önce kendi içinde kaya gibi güçlü ve tek bir vucut olması gerekir! Ama anlaşılan o ki asıl zararlılar bizzat kulübün yönetimindeler! İçlerinde Terime karşı büyük bir kin, nefret ve kıskançlık barındıran bu kifayetsiz muhterisler  Terimi yemek-yok etmek için her yolu denediler! 

Bülent Tulun denen adamın hala Galatasaray yönetiminde hem de başkanın danışmanı olarak görev yapıyor olması söylediklerimin gerçeklik payını net bir şekilde ortaya koyar! 

Hiç bir Galatasaraylı bugün; Terimin istemediğini bu kulüpte istemiyor! Ama taraftarı dinleyen yok ki! Ultraslan yakın bir zamanda Tulunu istifaya davet etmiş ve yine kimseden çıt bile çıkmamıştı...

(Yeri gelmişken söyleyelim. Ultraaslan taraftar gurubu da öyle söylendiği gibi etkili ya da işe yarar bir topluluk değildir benim nazarımda! Eskilerin deyimiyle "kerameti kendinden menkul" acaip bir "snop" topluluk! Bugüne kadar anlamlı tek bir protesto ya da eylem yaptıklarına tanık olmadık... İsim seçerken gösterdikleri üstün yaratıcılık(!) arkadaşların çaplarını da ortaya koyuyor esasen!)

Gelinen bu noktada süreç hızla Galatasarayı yok etme seyrine girmişken, üstün zekalı yöneticilerimiz hala lig şampiyonluğuyla herşeyi kurtarabileceğimizi düşünüyorlar ve bunlara bazı saf taraftarlarımız da eşlik ediyorlar! Sahada rakiplerden -söke söke- aldıklarımızı masa başında bizden -bir bir- geri alıyorlar... Son on yıldır buna bir türlü karşılık veremiyoruz. Onlar herşeyi ince ince planlarken ve bu plana federasyonu-kurullarını ve medyayı da katıp dahası onları bir güzel kullanarak, planı eyleme dönüştürürken biz hala kendimizi, eşit bir mücadelenin diğer tarafı zannediyor, bu -ayak oyunları- ile "bir çocuk saflığında" sahada başa çıkmaya çalışıyoruz! 

İşte işin bu kısmına gelindiğinde yazacak-anlatacak konuşulması gereken o kadar çok şey var ki... Karşımızdaki rakip ekmeğini bununla kazanan bir camia çünkü... Ülke futbolunu kaostan kaosa sürükleyen bu şımarık şikeciler; zamanlamasını aylar öncesinden belirledikleri -şeytanın bile aklına gelmeyecek- manüplasyonlar ve provokasyonlarla düştükleri bataklıktan pür-ü pak neredeyse çıktılar bile! Bununla da kalmadı bir de bizi o bataklığa neredeyse çektiler bile...

Federasyonun Etik kurulu raporunu açıklama zamanlamasına dikkat edin! Nihat ağanın deklarasyonunun zamanlamasına dikkat edin! Aykut kocaman -içten pazarlıklısının- Trabzon-GS maçından sonraki açıklamalarına dikkat edin! Zamanlamaya ve içeriklere dikkat edin! Yapılmak istenen gayet planlı bir şekilde uygulanmış ve arzu edilen sonuç bir kez daha elde edilmiştir! P.tesi günkü açıklamadan sonra bu ligin bir namusu olduğuna inananınız kaldı mı mesela! O maça çıkılmaması gerektiğini düşünenlerin sayısı diğerlerinden çok daha fazlaydı! Ligin başından beri -hiçbir maçı kaçırmayan ben- dünkü maçı arkadaş ısrarı ile izledim ve bir an olsun heycana kapılmadım bile! Melonun yüzü herşeyi anlatmaya yetiyordu çünkü... Burası nasıl bir yer? Şampiyonlar ligi yalan mı oldu? O halde benim bonservisi niye alsınlar ki... Ben onun düşüncelerini bu kadar net duyabildim ekran karşısında...

Bizi buralara kadar taşıyan en önemli unsurlardan birisi olan melonun dün sahada cesedi vardı sadece... Yalnızca melo değil tabi selçuktan-semihe varıncaya kadar herkes ceset gibiydi adeta ve herkes bu aşağalık tiyatronun bir an önce bitmesini ister gibiydi... Ve o yüzden de dün tribünlerde kimse yoktu! Garip bir şekilde Trabzonun maçı -bize bırakmasını- umduk yalnızca ve Trabzon; Aykutun ve Gökmenin ve sair medya maymunlarının gazına öyle bir gelmişti ki; -ölecekti ama 1 puanı bizden alacaktı- bugün! O 1 puan ne işlerine yarıyacak ki! Ama adamlar "namuslarıyla" oynadılar diye başkaları gibi onlara kızacak değiliz... Kızdığımız ve namussuzca bulduğumuz şey -zaman çalmaya- çalışmalarıydı! Ve kimse ağzını açıp da eski ve yürekten Fenerli milli kaleci Rüştünün yediği golleri konuşmadı bile... (bu "üç noktalar" neler söylüyor bir bilseniz...)

Başbakanı devreye sokarak UEFA' yı, demiröereni devreye sokarak da Federasyonu ve kurullarını ayartan bu becerikli(!) arkadaşlar bugünlerde onca bilgi ve belge ile sabitlenmiş "şike" lerini konuşanları vatan hainliği ile suçlayacak kadar da cüretkarlar! Oysa bu arkadaşlar çok değil 3 Temmuz sabahı pılıyı pırtıyı toplamış arkalarına bile bakmadan kaçıyorlardı! "Durum sanıldığından daha vahim" diyen aydınlar ise play off zırvasını -çok sevgili fenerbahçesini kurtarmak için- orta yere pisledikten sonra defoldu gitti! Benden sonrası tufan! Kendisine "o nankör ayak oyuncular" bir teşekkürü bile çok gördüler oysa ki... 

Şimdi yastığa başını koyduğunda rahat uyuyor mudur acaba? Hele kurduğu Voleybol takımı ile nihayet Avrupa şampiyonu olanların bu başarıdaki asıl pay sahibi olan kendisini bir kere bile anmamış olmaları ona yeterli bir acı yaşatmış mıdır? Umarım canı çok yanmıştır... O bunu gerçekten haketti...

aydınların federasyon başkanlığı ile başlayan süreç -tarihe ibret olacak- bir süreçtir! Biz o zaman da federasyonun başına tarafsız birinin getirilmesi gerektiğini söylemiştik. aydınlar süreci eveledi geveledi ve neredeyse Bir yıl oyaladıktan sonra görevini başarıyla tamamlayarak koltuğunu devretti! 58. maddeyi değiştirmeye çalıştığı için aydınları eleştirip istifasını isteyen demirörenin ise yaptığı ilk icraat 58. maddeyi değiştirmek! Ört ki ölem..!  Bütün bunlar MUZ cumhuriyetlerinde değil burada oldu..!

Burası Türkiye... 

Yıl 2012! 

Demek ki Türk Sporu hep kirli kalacak...

Aferin Aziz Yıldırım'a... Doğrusu büyük adammış(!) 

 





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
  2015
 
Mayıs (1)
  2014
  2013
  2012
Son Girilen Makaleler
beawerheart
| 28 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 25 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 24 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 15 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 05 Ağustos 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...