30
2012
"Futbol hatalar oyunudur" kabul ama taa en başından takım kadrosunu yanlış planlarsan ve hatayı orada yaparsan bu hata nasıl düzeltilebilir ki diye ister-istemez düşünüyorum...
Hakan Balta, iyidir hoştur, kaptan olacak sakinliğe ve efendiliğe sahiptir ama gerçek bir sol bek değildir. Bu takımı ileriye taşıyamaz. Durum bu iken ilk transfer bölgesi sol bek olmalıyken, 3- yazı ile de (ÜÇ) yıldır bir sol bek transfer etmeyen zihniyeti hangi bahaneler mazur kılar ki acaba diye kara-kara düşünüyorum...
Diyorum ki; bir takım elinden çıkaramadığı yabancılarına kulübede oturtarak milyonlarca lira öderken borsada nasıl hisse değerlendirebiliyor! Nasıl oluyor da o takımın başkanı, iktisattan, ekonomiden, tasarruftan ve dahası gelecek günlerin güneşli olacağından bahsedebiliyor elimde olmadan düşünüyorum...
Bir takımın hocası, en önce transfer edilmesi gereken futbolcusunu listesinin başına yazıp yönetime vermişken, yönetimin, işi bir yılan hikayesine dönüştürüp ne futbolcuya ve ne de takıma bir hayrı kalacak noktaya taşıdıktan sonra bu transferi yapmasını, derin-derin düşünüyorum...
Transferin son günü şampiyonlar ligi için takıma tecrübeli bir stoper kazandırmakla övünen yönetimin, tam da o yaşlarda kendi evladı olan Bülent Korkmazı nasıl da kapı dışarı ettiği o günleri iç çekerek düşünüyorum...
Takımın başında, "dünyanın saygı duyduğu" bir teknik patron varken, ona rağmen yapılan transfer çalışmalarını ve o çalışmaları yürüten elebaşı, içimizdeki (mektupçu) İrlandalıları düşünüyorum! Ve bir de o İrlandalıya, Fransız hayranlığı ve iyi derecede Fransızcasının dışında hangi hasleti ile başkanın baş danışmanlığı yaptırıldığını düşünüyorum! Ultraslanın, yani taraftarın açık protestosuna rağmen neden bu tulumbacıya hala bu denli sahip çıkılıyor saf-saf onu düşünüyorum!
Apar-topar hocanın kucağına bırakılan cris (Türkçesi; KRİZ)'e, hazır değildi demesinler diye yaklaşık 4 maç hazırladıktan sonra, olacakları çok iyi bildiği için yine de İngiltere'de değil Ordu'da görev veren Terimin, o transferi ona rağmen yapan içimizdeki İrlandalılara verdiği dersi düşünüyorum! Bu transferi Terim'in yaptığını sanan hiçbir şeyden habersiz taraftarları bir de... Tulumcu başkana, hiç sanmıyorum ama bu iyi bir ders olur umarım!
Amrabat, sağ kanat oyuncusu iken ve ayağına aldığı her topla içeri kat edip oyunu ortaya doğru kilitliyorken neden hala ondan sol açık gibi faydalanmaya çalışıldığını düşünüyorum! Bunun yerine Emre'yi solda, onu sağda oynatsak ve Melo formuna kavuşuncaya dek Hamit'i de melonun yerine kaydırsak, ceza aldı ama olsun arada Engine şans versek, Zanı oturtup, Hakanı koştursak ya da Mesutu alıp Rierayı satsak ne kaybederiz ki diye de haddim olmadan ara-sıra düşünmeden edemiyorum! (Herkesin teknik direktör olduğu bu üstün yeteneklerle dolu canım ülkede benimde bir cevher olduğumun bilinmesini istedim. Şimdi bunu ciddiye alıp da konuyu saptırmayın rica ederim...)
Sonra, tabii bir de, bir yenilgi ile kelle peşine düşen, geçmişi bir günde unutan ve ondan, yani geçmişten zerrece ders almayan "iyi gün dostu" "ölçüsüz duygulu, hesapsız kaygılı" taraftar profilini düşünüyorum! Onların hali ayrı bir dram...
Ben esasen sorunun, sahadaki oyundan ve oyunculardan daha çok, bu paradokslarla dolu, çelişkiler yumağı ve "bizim çocuklar" kayırmacılığı şeklinde cereyan eden "on numara şark kafası" yöneticilik anlayışından kaynaklandığını düşünüyorum... Bu anlayışın, bu kulüpleri götüreceği noktanın, bundan daha ilerisi olduğuna hiçbir zaman inanmamıştım hala da inanmıyorum...
Korkarım ki, 2000 yılındaki "o, 2 kupa" bu ülke futbolunun görüp görebileceği yegane Avrupa kupasıdır vesselam...