01
2013
Kelimelerin anlatamadığı şeyleri yazmak nasıl mümkün olabilir!
Giderek uzaklaşan bir hayale dönüşüyor bu oyunda adalet!
Elleri havada dans eden figüranlar; "sonsuz soysuzluğun kahramanları!"
Bir varmış sonra adalet ve bir yokmuş sonra da...
Özerk olmanın dayanılmaz abazalığı ile hiç bitmeyen bir mastürbasyon halindeler!
Elleri hep kirli bunların, elleri hep şeylerinde!
Uzansa dokunuverecekler alçaklığın dibine!
İstanbul'da aşk olan, Babil'de ölüm imiş!
"Tükürün cephe-i lakaydına şarkın" diyen Akif'in mısrasındaki gibi tükürdüler yüzlerine; Cümle alem, hep birden, sonsuz şükre durdular!
Sukut ikrardan gelir! Susanlar da durdular!
Onların sıfatsız, arsız, derisi soyulmuş yüzlerine, bizden de kocaman bir tükürük! Ne de olsa tükürmek serbest onlar da tükürük okkası!
Tu sizin kurumlarınıza!
Tu sizin sıfatınıza!
Tükürün cephe-i lâkaydına şarkın,
tükürün, kuşkulansın, görelim gayretleri halkın,
tükürün, milleti alçakça vuran darbelere,
tükürün, onlara alkış tutan KAHPELERE!.. (M. Akif)
Belli ki hepinizin farklı zamanlarda ve müteaddid defalar ırzına geçmiş tecavüzcünüz Aziz ağaya, hangi durumlar için ve kaç aylık gebe olduğunuzu, bir parçacık şerefiniz kaldı ise çıkın da açıklayın!
(Bu yazının altına yorum yazacak olanlar, yorumlarının sununa bir de tu! eklesinler. Tükürük okkalarına bir tu da bizden olsun)