22
2013
Adalet duygusunu yitiren, her şeyini yitirir!
Gökhan Zan’a verilen cezanın ertelenmesi Aykut hocanın ağırına gitmiş! Oysa bu karanlık yolların hepsi bizzat kendileri için açılır ya da kapanır değil midir?
Ne de olsa kendileri Türkiye’nin en çok taraftar, pardon –güruhuna- sahip kulüpleridir! Tabi ki de bir ceza affedilecek ise onu ancak kendileri affedebilir, ertelenecek ise de ancak onların cezaları ertelenir!
Kendi kulübünün açtığı karanlık yolun “vip yolcusu” böylesi bir feci durum karşısında takdiri kamuoyuna bırakıyormuş!
Bu camianın en büyük sorunu esasında, “Adalet duygusunu, çoktan yitirmiş olması…”
Başlarına gelen onca beladan bir parçacık dahi olsun ders almıyorlar! Hiç ama hiç kabahati kendilerinde aramıyorlar! Suçlu hep başkaları!
3 Temmuz sürecinde de güya Başbakan, bunların çok sevdikleri, büyük rakibi! Aziz paşayı bertaraf etmek için uydurmuştu bütün bunları! Oysa o suçladıkları Başbakan olmasaydı, UEFA bunlara, tarihin kalın harflerle yazacağı kapkalın ve kallavi bir ceza hazırlamıştı! Dua etsinler, Platini ile Başbakanın olimpiyatlar ve dünya şampiyonası için yaptığı pazarlıklarda orta bir yol bulundu da bugün hala haksızlığa uğradıklarını iddia ettikleri Süper Ligde barınabildiler… Temyizden sonra nereye kaçacaklar hep birlikte göreceğiz! Biz bu noktada takdiri değerli karanlık yolcunun yaptığı gibi kamuoyuna bırakalım…
Koca bir camianın haklarını ve hukukunu ayaklar altına alarak, onları bitirme noktasına sürükleyenler de bunlardan başkası değil! Bunu yapmaktan hiç mi hiç ızdırab duymuyorlar! Trabzonsporu yerle bir ettiler. Hangi camia böylesi bir haksızlığa, o haksızlığı aklayan böylesi bir şeytanlığa ve eşi ve benzeri görülmemiş bu haksızlık karşısında susan onca dilsiz şeytana dayanabilirdi ki… Fener yalakası ve sözde hak arayıcı (sözde hak arayıcı diyorum çünkü eğer delikanlı idi ise takımını bu şaibeli ligden çekerdi! Ama o ne yaptı, alakasız şeylerle Trabzon halkını ayakta uyuttu! İnsan Hakları Mahkemesine müracaat etmek de ne demek oluyor Allah aşkına!) başkanı dolayısı ile “her şey müstehaktır onlara” deseniz bile Türk Sporunun bu büyük camiasının böylesi bir şekilde çökertilmesi bizi derinden yaralıyor… Aynı duyguları Ankara Spor için de hisseden bir sporsever olarak yazıyorum bunları ve taktiri yine kamuoyuna bırakıyorum!
Müzelerinde, açıkça ve resmen ve de üstelik mahkemece tescil altına alınmış APAÇIK ŞİKESİ ile bir adet kupa duruyor! Bunlar yüzleri kızaracağı, buna sebep olan adamı sopa ile kovalayacakları yerde, şikeli kupalarını kurtardıkları için zil takıp oynuyor, sözü geçen şahsı omuzlarında taşıyorlar!
Bu arkadaşların sloganı da aynen şöyle demek ki; “En kötü şikemiz bu ise bugün hergünkünden daha gür sesle yaşasın Fenerbahçe!” Bu, görülüyor ki genetik bir sorun!
Aklı başında bir insan böyle bir kupayı nasıl içine sindirebilir?! Bütün dünyaya böylelikle, bundan öncekilerinin de o şikeli kupadan bir farkı olmadığını ispat etmiş olmadılar mı?
Aksi olsaydı eğer “o don, o kıçta durur muydu?” Tam bu noktada sevgili medya, bizler de tıpkı karanlık yolcunuz aykut hocanın yaptığı gibi “Takdiri kamuoyuna bırakıyoruz…”
Canerin haksız yere atıldığı maçın günah keçisi yaptıkları federasyonun, canerin yaptığı onca pisliğe ses çıkarmıyor olmasını da böylelikle kamuoyundan kaçırıverdiler! Oysa ki canerin biz ne haltlar işleyip de sahada kaldığı maçları da çok iyi biliyoruz. Ve tabii bir de bunların ahlak abidesi zeki, çevik, ahlaklı mı ahlaklı, hatta o kadar ki spor bakanlığının da, rol model olarak görüp sırtlan gülüşlü resimlerini devasa afişlere basacağı bir başka oyuncularının kadıköydeki maçlarda, neler neler yapıp da sarı dahi görmüyor olmasının takdirini de bir kez daha kamuoyuna bırakıyoruz!
El hareketleri ile hakaretler savururken kameralara yakalanan ve “ben sadece hocaya hal hatır soruyordum diyen”, bu da yetmezmiş gibi hem de balgamı içinde tükürdüğü halde, yayıncı kuruluşun, balgamları sökmesi! sayesinde aklanan futbolcu da bilin bakalım hangi formayı giyiyor!
Üstüne üstlük “bunda balgam bile yok, bu tükürük sayılmaz” diyerek kendi hakemine “sahtekar, şerefsiz bir geysin” diyen ( Türkçede o el hareketlerinin anlamı o olduğu için söylüyorum. Editör aksini iddia ediyorsan bir forum aç, tartışalım!) federasyonun kurucusu da bunlar değil miydi?
Sözü edilen hakemin de hala böylesi bir federasyona çalışıyor olması ise apayrı bir trajedi nazarımızda... Takdiri bir kez daha kamuoyuna bırakıyoruz…
Paşa gönülleri istiyor ki keser hep kendilerine yontsun! Terimi tribüne gönderip iki haftada 5 puan çalanlar da onlar değiller sanki! Söz birliği etmişcesine Ordu maçındaki hakemin sonuca etki etmediğini söylediler! Oysa maçı baştan sona izleyen herhangi biri, hakemin maçı nasıl çığırından çıkardığını ve bütün ikili mücadelelerde taktir haklarını nasıl da acımasızca Orduspordan yana kullandığını açıkça görebilirdi.
Futbol bilgileri maçın kaderine etkinin; yanlış kalkan ofsayt bayrağı ya da verilen ve verilmeyen penaltılara bağlı olduğu ile sınırlı kalmış bu art niyetli maymuncukların sözlerine itibar edilecek olursa Terim sezonu bile kapatmalıydı!
Kayseri maçında da durum bundan farklı değildi. Yalnızca, bu kez rakip, karşısında sistemini daha da oturtmuş ve giderek takım olgusuna yaklaşmış sert bir kaya bulduğu için, bu çok göze batmadı, o kadar… Yoksa hakemlerin art niyetlerinde ve ikili mücadelelerdeki kararlarında en ufak bir değişiklik olduğunu söyleyemeyiz. Özellikle de Drogba'ya yapılan kasti faullerde!
Biz her şeyin farkındayız!
Kendi lehlerine ve aleyhlerine yapılan hataları alt alta yazsak bundan en az 10 puan zararla çıkacak olan, hak gaspetmeyi ve çatışmayı kendisine ilke edinmiş bu karanlık camia Türk futbolunda KOCAMAN bir ur ve büyükçe bir belanın ta kendisidir!
Büyük liglerin ilk dört takımlarının şampiyonlar liginde mücadele ediyor olması ile çoktan anlamını yitirmiş ve belli ki bir süre sonra kaldırılacak olan UEFA kupasında, adını yeni yeni duyduğumuz takımcıklarla oynadıkları ve sidik zoru ile geçtikleri turlarla geldikleri noktanın arkasına saklanarak, melanetlerini ve şikelerini her gün üstüne koyarak devam ettirme azminde olacaklarından hiç şüphe etmediğimiz bu camiayı bizler, karanlık yolcusunun KAMU OYUSUNUN(!) aksine İLAHİ ADALETİN ŞAŞMAZ TERAZİSİNE havale ediyoruz…
DİLERİZ Kİ, BU KEZ YİYECEKLERİ TOKAT SONLARI OLSUN!