Aralık ayında İzmir’de Karşıyaka maçında olanları herkes biliyor. Bunun üstüne hala İstanbul’a, Karşıyaka taraftarı getirmenin nasıl sonuçlar doğuracağı da çok açık. Buna rağmen, İstanbul’a taraftar getirilmesine seyirci kalmak, bütün olup bitenlere çanak tutmaktır! Kaldı ki Karşıyaka’daki maçta olanlar karşısında hiçbir yaptırım da uygulanmamıştır! Valiliğin, göz altına alındığını açıkladığı iki vahşinin daha sonra serbest bırakıldığını biliyoruz o kadar! Orada olup biteni cezalandırmayan bir zihniyet, şimdi de İstanbul’a Karşıyakalı çağırmıştır! Bu çok açık provokasyonun adresi, bu kez bizzat Federasyonun kendisi! Şaka gibi!

Her türlü pankart açmak serbest ama küfür etmek yasak! Bir zamanlar şikesi ile ünlü bir kulübün tribünlerinde de "boydan boya AMK lı" pankartlar açıldığı günleri ise hala unutmadık!

Böyle bir anlayışın yönetim kademelerini işgal etmiş olması, ancak kabile devletlerinde olur!

Çok net anlaşılıyor ki özerk yönetim anlayışı ile bu iş bu ülkede yürümüyor. Yürümeyecek…

Rüşvet, iltimas, işi ehline değil tanıdığına havale etmek şeklinde tezahür eden bu köhne doğulu anlayış ile, sporda her gün büyüyen, Pazar payının adil ve doğru bir şekilde bölüştürülmesi imkansızdır.

Bu kirli ilişkiler ve eyyamcılık hastalığından ancak, kurumları şerefli ve namuslu insanlara teslim ederek kurtulabilirsiniz. Para karşısında boyun eğmeyecek ve koltuk için, ilkelerinden ve adaletten taviz vermeyecek insanlar bulunsa bile, o koltuklara oturtulmayacaklarını bildiğimiz için rahatlıkla şunu söyleyebiliriz; Türk Sporuna her zaman olduğu gibi anarşi ve kaos egemen olacak ve herzaman olduğu gibi hukukun değil parası olanın sözü geçecektir! İşte, gelinen nokta da ortadadır!

Bu işin sonu nereye varacak!

Arenanın devlet tarafından peşkeş çekildiği yalanına sımsıkı sarılarak kulübümüzü töhmet altında bırakıp tüyü bitmemiş yetime(!) borçlandıranlar, tamamen namuslu bir şekilde ve üstün bir akıl ile Türk sporuna böyle bir tesis kazandırılmış olmasını hazmedemeyenlerdir. Aynı şahsiyetsiz kişi ve kurumların, Kadıköy’de denize yüz metre mesafede bir arazide kaçak inşaat ile stat yapılırken, İstanbul’un göbeğine kaçak bir spor salonu dikilirken çıtları bile çıkmamıştır!

Bu deli saçması iddiaları ortaya atanların başını, “işleri, kaçak inşaat olanların” çekiyor olması bir tesadüfmüdür! Bu iftiraları atanların ve apaçık gerçekler dururken bu iftiralara itibar edenlerin namuslu kişiler olduklarını nasıl söyleyebiliriz!

“Devlet yaptı” dedikleri stadın “yapılış formatı” ile Kadıköy’de denize yüz metre mesafedeki arazinin devlete terki ile milletin kasasına kaç lira gireceğini varın siz hesap edin!  Onların stadının bulunduğu yer, İstanbul’un en kıymetli arazisi üstelik! Ve tabiki de orada tüyü bitmedik yetimin hakkı yok!

Dolmabahçe’de ise zaten yıllar önce yapılmış ve şimdi tüy dikilmek! üzere olan tarihi doku ve miras cinayetine ise sinirlerim dayanmayacağı için değinmek bile istemiyorum! Sanki koca İstanbul’da stat yapacak başka bir yer kalmadı! Bir ülke tarihe ve geçmişe ancak bu kadar ihanet edebilir! Bu ülkede hiç mi namuslu insan kalmadı!

İktidar sahiplerinin ise bu konudaki popülizmi mide bulandıracak cinsten! Ertuğrul Günay, neden tekrar bakan olamadı sanıyorsunuz!

Şikeler, tapeler, belgeler… Dün, Türk Sporunun ırzına geçtikleri için içerde olanların, dışarı çıktıklarında baş tacı edilmeleri…

Ortalıkta, tarafgirlikten para kazanan fanatik ve yobaz medya şaklabanları!

Şiddeti ve nefreti meşrulaştırıp bir de üstelik kutsayan bir basın ve yayın anlayışı!

Bütün bunları görmemezlikten gelerek batılılaştığını sanan ve şu berbat durumundan temizlenip kurtulacağı yerde bir de Olimpiyatları en çok kendine hak gören bir siyasi anlayış!

Birbirlerinden bağımsızmış gibi görünen ama gerçekte birbirleri ile sıkıca ilişkili olan bu olayların tek bir ortak nedeni var “DOĞULU BU KÖHNE BAKIŞ AÇISI!”

Siz buna daha genel adı ile “şark kurnazlığı” da diyebilirsiniz. Ama ne derseniz deyin, mevcut düzenin kirliliğini ve rezilliğini gizleyemezsiniz!

Ne kadar sevimli tanımlamalarla anlatılırsa anlatılsın, bu hastalıklı bakış açısının, hiçbir yerinde şeref ve haysiyet yoktur!

Şerefi ve haysiyeti olmayanların, geriye sahip olmak için neleri kaldığını da yeniden gözden geçirme zamanı ARTIK gelmiştir!

Bununla birlikte;

Ne olursa olsun, şiddeti hiçbir sebep meşru kılamaz!

KULÜBÜMÜZE, BU PROVOKASYONU DÜZENLEYENLERE KARŞI UYANIK OLAMAYAN VE SÖZDE İNTİKAM ALDIĞINI SANAN BAZI TARAFTARLARIMIZI HAKLI AMA GEREKSİZ BU TAVIRLARINDAN DOLAYI KINIYOR, Sahada onlara 21 sayılık farkla gereken EN GÜZEL cevabı veren oyuncularımızı da yürekten kutluyorum...