Makale Yaz
Bu haberi yazdır
Modern Futbol !
 Eyl
15
 2011

Helal olsun Trabzon'a... Adamlar İnter'in karşısına çift forvet ve Alanzinho ile çıktılar. Biz ise bırakın çift forveti, İ.B.B maçında bile orta sahada iki sağ bek oynattık.

Gidelim 10-15 sene geriye... Fatih Terim'in gerek Türkiye Ligi'nde, gerekse Avrupa'da çıktığı maçların ideal 11'ine bir bakın; Hakan Şükür, Arif Erdem ve orta sahada da Hagi...

Peki ne değişti 15 sene sonra? Böylesi bir futbol anlayışı demode mi oldu? Çağın gerisinde kaldığı için rafa mı kaldırıldı? Hayır... Ne değiştiğini ben size söyleyeyim: Şu kahrolası Barcelona yüzünden teknik adamların birçoğu modern futbolu tekrar yorumlamaya kalktılar. Barcelona sevdası ortalığı kasıp kavurmuştu çünkü...

Modern futbolda çift forvet oynamak haramdı. Heleyse bunların arkasına bir 10 numara koymak, abesle iştigaldi. Öyle ki transfer politikaları bile artık tek forvet üzerine kuruluyordu. Eskiden kadrolarda minimum 4 santrafor varken, artık çağın futbolu gereği 3 santraforla lige başlamak kafi geliyordu takımlara...

Çağın sistemi ise 4-3-3'tü. Modern futbol gereği 4-3-3 oynamayanı dövüyorlardı çünkü...

Fatih Terim ne demişti? ''Topu ayağında tutan ve güzel futbol oynayan bir takım yaratmak istiyoruz.''

Güzel futbol, hücum futbolu demektir. Çünkü savunma futbolu göze hoş gelmez. Dolayısıyla Fatih Terim Galatasaray'ı hem 4-3-3 sistemiyle, hem ayağa pasla, hem de hücum futboluyla oynatmayı amaçlarken, aslında bize apaçık şöyle diyordu:

''Ey Galatasaray taraftarı; gelişen bu dünyada biz de çağ uyduk. Bundan sonra hiç kimse Hakan, Arif'le maça çıkmayı, üstelik bunların arkasında bir de Hagi'yi oynatmamızı falan beklemesin. Çünkü bizim idealimiz Barcelona'dır. Transfer politikamızı da zaten bu anlayışa göre yaptık''

Gidelim düne... Trabzon Halil ve Henrigue ikilisiyle maça başlıyor ve bir de orta sahada Alanzinho'yu da oynatıyordu. Top İnter'e geçtiğinde Halil sola kayıp orta sahayı beşlerken, göbeği kilitleyen Colman-Zokora ikilisine en büyük yardım da sol kanattan içeriye yönelen Alanzinho'dan geliyordu.

Top kazanıldığında ise Halil öne çıkıyor, Alanzinho da bu sefer rakip sahanın göbeğine hareketleniyordu. Eğer İnter, Trabzon bu şekilde oynadığı halde defansı öne çıkartıp ileride baskı yapmaya çalışsaydı, Alanzinho'nun savunma arkasına atacağı toplarla özellikle Henrigue kaçırılıp kaleciyle karşı karşıya bırakılacaktı. Şenol Hoca'nın taktiği buydu.

Fakat İnter alan savunması yapınca, bu sefer B planı devreye girdi. Halil ve Henrigue birbirlerinden açılarak sahaya yayıldılar. Sol kanatta oynayan Alanzinho da tamamen göbeğe geçti. Böylece İnter'in defans dörtlüsü pozisyonunu muhafaza etmek durumunda kaldığı için orta sahanın baskısına eşlik edemedi. İnter kademe anlayışını korumaya çalışırken, Alanzinho'nun tehlikeli bölgede gezinmesi arkasındaki Colman ve Zokara ikilisinin oyun kurmasını sağlamıştı. Ki zaten savunmada göbeği kilitleyen bu ikili hücumda da top yapınca, sahanın yıldızları oldular.

Demek ki bu çağda hala işliyormuş futbolun eski, köhne gerçekleri... Demek ki Barcelona hegemonyasından etkilenmeyen teknik adamlar da varmış bu dünyada... Şimdi elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin;

İnter gibi bir takıma karşı orta sahada Colman-Zokora ikilisi yeterken, Türkiye Süper Ligi'nde Selçuk-Melo ikilisi Galatasaray'a yeter mi, yetmez mi? Ki Galatasaray bu meziyette bir ikiliye ancak 10 yıldan sonra kavuşabilmişken...

Bursaspor mütevazi kadrosuyla Sercan-Turgay ikilisiyle bu ligde şampiyon olmuşken, Galatasaray, Sercan-Baros ya da Sercan-Elmander ikilisiyle şampiyonluğa uzanır mı, uzanamaz mı? Yoksa Baros ve Elmander'in Turgay Bahadır'dan bir eksiği mi var?

Geçen yazımda Cruyyf'un bir sözünü hatırlatmıştım. Fatih Terim bu mevcut kadroya rağmen Galatasaray'ı 4-4-2 oynatmadığı sürece ben de Cruyyf'un kulaklarını daha çok çınlatacağım demektir... Ne demişti Cruyyf Amca?

''Futbol basit bir oyundur. Zor olan ise futbolu basit oynamaktır''

Arkadaşlar, Galatasaray'da sistem belli... göbekteki ikili belli... forvetteki ikili de belli... E, solda da zaten Riera oynayacak... Geriye ''sağ kanatta kim oynamalı'' sorusu kalıyor. Kazım, 40 maç istikrarlı olamayacağına göre Yekta bir adım öne çıkıyor. Üstelik orta saha ile pas alışverişi de daha iyi. Yekta'nın arkasına da Eboue'yi koydun mu tamamdır. Yekta içeri kat ettiğinde önünde açılan boş koridoru son çizgiye kadar kullanacaktır Eboue... Ujfalusi'yi gerçek yerine çekersin ve Servet'le oynarken liderliği Ujfalusi'ye verirsin. Sol beke de mecburiyetten Hakan Balta'yı koyarsın.

Eğer riske girmen gerekecek bir durum çıkmışsa karşına, 2. yarıya Yekta'nın yerine Kazım'la başlarsın. Hatta Hakan Balta'yı çıkarıp, Riera'yı geri çeker ve Riera'dan daha çok hücum özelliği olan Engin'i sola alırsın...

İnanın ki basit olan budur... Sabri'den gizli bir 10 numara yaratmaya çalışmak, Baros'u yalnızlığa mahkum etmek ya da oyuncuların asıl mevkileriyle oynamak ise zor olandır.

''Sen kimsin ki Fatih Hoca'yı eleştiriyorsun, ya da ondan daha iyi mi biliyorsun'' diyecek olan kardeşlerime şunu söylüyorum: Bile bile lades diyerek ''koyun'' olmayın. 90 dakika takıma tribünde destek olmak farklı şey, maçtan sonra şahsi meramını dile getirmek ise farklı şeylerdir. Benim bu sütunlarda Galatasaray'ın 4-4-2 oynamasını istememden dolayı Samsunspor'dan 5 tane gol yiyecek değiliz. Hoş 5 atsak da ben yine ceza sahasında her daim çift forvet görmek isteyeceğim, o da ayrı bir konu...

Şenol Güneş Barcelona tuzağına düşmüyor, Cruyyf doğru söylüyorsa, Fatih Terim de pekala yanlış yapabilir. Sonuçta Fatih Hoca da bir insan ve onun da diğerleri gibi dokunulmazlığı yok.

Dikkat edin, Barcelona hayranlığı yüzünden bu takım Rijkaard döneminden beri hünharca ve bilinçsizce katledildi. Fatih Terim de Galatasaray'ın oyuncu yapısına hiç uymamasına rağmen bu takımı hala 4-3-3 oynatmakta ısrar edecek olursa, inanın ki artık ciddi ciddi ağlayacağım. Bu taraftar iki yıl boyunca kahroldu ve dayandı. Fakat benim bir yıl daha bu işkence ve ızdıraba katlanmaya ne gücüm var, ne de buna dayanabilecek bir kalbim...

Fatih Terim günümüz modern futbolunu yorumlamadan önce, 20 yıl alt yapıya emek versin, ondan sonra tekrar tartışırız bu Barcelona'nın sırrını ve çağdaş futbolu...

Sevgiler...





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
  2012
  2011
Son Girilen Makaleler
beawerheart
| 28 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 25 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 24 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 15 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 05 Ağustos 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...