Sevgili renktaşlar, Galatasaray SK hakkında pek çoğumuzun görmezden geldiği ama geldiğimiz noktanın özeti olan büyük bir gerçek var. Size iki soru sormak istiyorum:

İlk soru, Galatasaray kime aittir? Hepiniz aklında aynı cevap, cefakâr Galatasaray taraftarına.

İkinci soru, Galatasaray’ı kim yönetiyor? Galatasaray Yönetim Kurulu. İşte bunu cevabı ilk soru ile çelişiyor.

Resmi rakama ulaşamasamda Galatasaray SK’nün aktif üye sayısı yaklaşık 8750. Peki bu üyelerin kaçı Galatasaray Lisesi mezunu? Tam olarak açıklanmasada en az %75’i liselilerden oluşuyor. Peki Galatasaray Lisesi mezunu olmadan üye olmak istersek nasıl oluyor. Şartlar ve ödenen paralar değişmekle beraber en katı kural iki tane Galatasaray Lisesi mezununu referans göstermeniz.

Renktaşlar, dünya kulüplerinin ortalama üye sayıları yüzbinler ile ifade edilen rakamlara ulaşmıştır. Kulüpler bu sayede ciddi mali kaynaklara sahip olurlar, daha da önemlisi kulüpler ortak akıl ile yönetilmiş olurlar. Biz taraftarlar olarak kabullenmek istemesekte Galatasaray liselilerin oyuncağı durumundadır. Sayıları onbini bile bulmayan bu zümreden icazet almadan değil yönetime katılmak, üye bile olamazsınız.

İşin daha vahim yanı bu liselilerin futboldan ve kulüp yönetiminden anlamıyor olmaları. Geldiğimiz noktada dünyanın en çok geliri olan ilk 20 takımından birini batırmayı başarmış bir zümreden bahsediyoruz. Eldeki büyük başarıların mimarı da Fatih Terim gibi Hagi gibi isimlerdir.

Bazılarınız yazımı kafatasçı bulabilir, ama asıl kafatasçı olanlar kulübü kendi tekellerinde tutmak isteyen liselilerdir. Galatasaray tarihinde mali genel kurulda ibraz edilmeyen tek başkan Adnan Polat’tır. İbraz edilmeme kararı doğru olmakla beraber, aynı hataları yapan hatta misliyle yapan isimler ibraz edilmiştir. Buna son örnek Ünal Aysal’dır. Aradaki tek fark Adnan Polat’ın liseli olmamasıdır. Gene son yılların bence en başarılı yöneticilerinden olan Abdülrahim Albayrak azıyla kuş bile tutsa liseli olmadığı için her fırsatta kapının önüne konulmaktadır.

Kendilerinden olmayanı camia içine almayan liseliler, takımı batırınca akıllarına taraftardan destek almak geliyor. Ben elimden gelen her desteği, her zamanda ve her koşulda takımıma veren bir taraftarım. Doğrusunun da bu olduğuna inanıyorum ama bu sefer iş farklı. Eğer bu günlerden kurtulmak istiyorsak, bunun yolu kulübün üye sayısını yüzbinlere ulaştırmak ve yönetimi becerebilen kişilere emanet etmektir.

Basit bir hesap ile 10.000 TL üyelik giriş aidatıyla 50.000 yeni üye alsak takımın elde edeceği gelir 500 milyon TL (güncel kurdan yaklaşık 152 milyon euro) gibi bizi bataktan çıkaracak bir rakama ulaşır. Tabi bu durumda kafatasçı liseliler yönetimdeki çoğunluğu kaybederler. 50.000 yeni üye bulabilir miyiz diye sormayın. İddia ediyorum liseli referans getirme şartını kaldırsınlar sırf İstanbul’dan 100.000 üye bulunur. Türkiye’nin geri kalanındaki ve yurt dışındaki taraftar sayımız düşünülünce aslında çok büyük bir potansiyel küçücük bir zümrenin kaprislerinin kurbanı olmaktadır.  

Şimdi Başkan çıkmış, 10 liralık taraftar bilekliklerinden alarak destek olun diyor. Tamam, olalım ama sizde kulübe üye olma şartını değiştirin. İsteyen taraftar parasını verip, şartları yerine getirince seçme ve seçilme hakkına sahip olabilsin. Neden bundan korkuyorsunuz, neden Galatasaray’ı liselilerden başka kimse yönetemesin. Evet, bu kulüp Galatasaray Lisesi tarafından kurulmuştur ve Mekteb-i Sultani bizim iftihar kaynağımızdır ama Galatasaray büyük bir dünya kulübü haline gelmiş ve lisenin duvarları arasına sıkışmış durumdadır.

Biz bu kulübün gerçek sahipleri olan, deplasman yollarında çilesini çeken, soğukta, karda, çamurda armanın peşinden giden taraftarlar olarak sizin hatalarınız kurbanı olmaktan bıktık. Eğer samimi olarak taraftarların desteğini istiyorsanız. Bizi enayi yerine koymayı bırakın.

Sarı kırmızı renklere gönül vermiş Büyük Galatasaray Taraftarlarına saygılarımla.