Bu sene yenilenen kadromuzla lige fırtına gibi bir giriş yaptık ve 10 uncu hafta sonunda Başakşehir’in 3, Beşiktaş’ın 5, Fenerbahçe’nin 7 puan önünde lider durumdayız. Buna rağmen son iki hafta kaybettiğimiz 4 puan herkesin moralini bozdu. Fenerbahçe’yi yenemememiz aslında biraz sürpriz oldu ama maçta o kadar büyük gerilim ve stres oluyor ki bir türlü normal oyunumuzu fenere karşı sergileyemiyoruz. Kaldı ki hakemler federasyon ve yayıncı kuruluşun talimatı ile lige denge getirme çalışmalarına başladılar. Eğer fener bize yenilseydi büyük ihtimal ile lige havlu atar ve ortalık karışırdı.

Trabzon’da ise iyi oynayamadığımız bir gerçek. Bunda Trabzon’un normalin çok ötesinde bir koşu mesafesi ile ilk yarı bize nefes aldırmamasının etkisi büyük ama Trabzon ilk yarı bu temposuna rağmen gol bulamadı ve ikinci yarı oyundan düşeceklerdi. Tam bu sırada hakem tekrar devreye girdi ve Feguilli’yi ağar bir kırmızı kart ile oyundan attı. Kırmızı kartını bize karşı bu kadar kolay çıkaran hakem Fernando’ya yapılan sakatlamaya yönelik kasti faule sarı kart bile çıkarmadı.

Bunlar işin hakem boyutu gelelim teknik kısmına fener maçı ile ilgili taktik dizilişin büyük bir hata olduğunu düşünmüyorum asıl sorun bir şekilde oyuncularımız strese yenik düşüp istedikleri oyunu sergileyemediler. Trabzon maçında ise Tudor taktik olarak çok kötüydü. Dikkat edin iki haftadır defans kurgumuzda bozulma var. Hava hakimiyetimiz azaldı ve daha kolay pozisyon vermeye başladık. Cevabı net Dnayer. Kimse aksini iddia etmesin Dnayer çok kalitesiz bir stoper. Öncelikle boyu çok kısa ve kafaya çıkamıyor, dahası çok dengesiz ve sürekli kademe hatası yapıp yanındaki oyuncuları da bozuyor. Serdar’ı kesebilecek seviye de değil. Tek özelliği hızlı olması ama oda yaptığı hataları telafi etmesine yetmiyor.

Hücum zenginliğimiz azalmasının nedeni ise ileride baskıyı bizim yapamamamız. Eğer baskı oyunu yerine set oyunu oynayacaksak Tolga çok sırıtıyor ve etkisiz kalıyor. Performansını çok yeterli görmesek de Belhanda bizim için kilit oyuncu durumunda. Zekası ve kalitesi ile ataklarımızı şekillendiriyordu yokluğunda Selçuk’un fizik kalitesi nedeniyle 30 dk dan fazla bu işi yapamıyor.

İleride basan takımlara karşı Tudor bir türlü çözüm üretemiyor. Aslında çok kafa yormasına gerek yok tek yapmamız gereken çift santrafora dönüp Eren’i Gomis’in yanına ceza sahasına sokup uzun top atmak. Dönen topları da ceza sahası etrafında baskı yaparak toplayacağız. Trabzon defansı o kadar kötü ki Rıza hoca birazda mecburiyetten ileride basmak zorunda kaldı. İnanın ceza sahasına 20 tane top şişirseniz Trabzon iki tanesinde gol yer, 5-6 tanesi korner olur. Ama hoca ısrarla uzun vurmak istemiyor buna saygı duyuyorum ama baskı altında çözüm üretemediğimizde açıkça ortada. Guardiola Bayern Munich’i çalıştırırken Borussia Dortmund maçlarında baskıyı kırıp pas ile çıkmak yerine uzun top atarak doğrudan ceza sahasına gitmek zorunda kalıyordu. Yani uzun top atmak o kadar da saçma bir taktik değil ayrıca ileride hava hakimiyeti olan Gomis ve Eren gibi iki forvetimiz var.  

Bu sene belki de lig tarihimiz en zorlu sezonu yaşanıyor tüm takımlar yerli kazmaların yerini başarıya aç Afrika kökenli oyuncularla doldurarak belirli bir fizik ve teknik kapasiteye ulaşmış. Eğer ligin ilk yarısını 3 puan veya daha fazla fark ile lider tamamlarsak ikinci yarı şampiyonluk ateşimiz daha güçlü yanar. Tudor’un taktik olarak başarısız bir hoca olduğundan kimsenin şüphesi yok ama yıllar sonra oyuncuya dayalı sistemi yıkıp disiplinli, antrenmanlarda çok çalışan, mücadeleci bir takım yarattı. Kafasında bir A planı var ve bu büyük oranda başarılı bir plan. Şu aşamada hocanın gönderilmesi falan mevzu bahis değil, inanın derbi kazanmadan bile bu sene şampiyon olunabilir. Hocanın fazla yıpratılmadan işini yapmasına imkan sağlamak taraftarlar olarak önceliğimiz olmalı.

Kalbi Galatasaray aşkıyla atan tüm renktaşlara saygılarımla…