06
2018
Fatih Hoca'nın da dediği gibi bir değişim gerekiyor. Fakat bu sadece oyuncu bazında olmamalı, esas değişim bence oyun anlayışı bazında olmalı. Çok net. Çünkü bu dakikadan sonra as 11 oyuncusu alabilmek de çok zor gözüküyor. 18 yaşındaki Yusuf Akgün'ün maçı çevirebilmek adına sahaya sürülmesine karşın, 120 dakika boyunca yeni transferler Onyekuru ve Muğdat forma şansı bulamamışsa, siz, hangi transfer politikasından ve neyin değişiminden bahsediyorsunuz? Bence Fatih Terim'in önce kendi futbol anlayışını değiştirmesi gerekiyor.
Orta sahada üretken olamayan Fernando ve Donk ile oyunu sete döndürüp hücum oynamaya çalışıyoruz. Bu durum Josef ve Topal'la 90 dakika boyunca rakip sahada oynamaya çalışmak gibi bir şey... Fatih Hoca bu kadar tecrübeli olmasına rağmen bu gerçeği nasıl göremiyor, şaşırıyorum.
Bu anlayışın vazgeçilmez oyuncusu Selçuk olmalı. Fakat Fatih Terim istiyor ki, top kaybedilince orta saha topu tekrar kazanabilsin. İşte Selçuk bunu yapamıyor. 6 numara da 8 numara da oynasa, top rakipteyken orta saha kırılgan oluyor.
Hocanın 4-1-4-1 takıntısı var. Fakat buna uygun futbolcular var mı elinde? Yok. 90 dakikadaki değişikliklere dikkat edin. Donk, Fernando ve Belhanda'nın üçü de kenara geldi. Sorun orta sahada. Türkiye'nin tartışılmaz en iyi 6 numarası olan Fernando'yu siz 8 numara oynatmaya çalışırsanız oyuncuyu da sıradanlaştırırsınız.
Değişimi kendi içimizde yapacaksak, Terim'in yapması gereken ilk hamle Donk'u kenara alıp Fernando'yu 6 numaraya çekmek olmalı. Sakaryaspor'a karşı sağ iç ve sol içte Feghouli ve Belhanda ile oynarsınız ama Şampiyonlar Ligi'nde böyle bir orta saha göbeği delik deşik olur. 4-1-4-1'de ön liberonun önündeki iki futbolcu çok kritik. İki tane Ndiaye olması lazım elinizde. Top rakibe geçtiğinde orta saha kırılgan olacaksa, geçmiş olsun.
Sistemle oynanabilecek çok da fazla alternatif yok açıkçası. Mesela 4-2-3-1'de 10 numara sorunu var. Bu mevki için Belhanda da, Feghouli de yetersiz. Eğer sistem değişecekse, en mantıklısı 4-4-1-1'e dönüp Mugdat'ı Gomis'e yakın oynatmak olabilir. Fakat Fatih Hoca'nın 4-1-4-1'den vazgeçeceğini sanmıyorum. Bu taktirde mutlaka oyun anlayışının değişmesi lazım. Daha hızlı ve daha dikine oynayabilmeliyiz. Çünkü oyunu sete döndürdükçe rakibi açmakta zorlanıyoruz.
Aslında dikine oyuna uygun hızlı ve kaçan futbolcular var elimizde. Rodrigues, Onyekuru ve Muğdat. Galatasaray bir İngiliz takımı olsaydı bu üç futbolcu ilk 11'e yazılacak direkt isimler olurdu kanımca. Peki neden bizde olmasın? Yana ve geriye paslarla oyunu sete döndürerek, rakibin yerleşmesini beklemek zorunda mıyız? Hele ise Şampiyonlar Ligi'nde hangi takımı set oyunuyla yenebiliriz sizce? Topun arkasına 10 kişi geçtikten sonra o takım savunmasını aşmak hiç de kolay değil, dahası kaybedilen her topta kontra yeme ihtimalimiz var. Değişim derken, Fatih Terim'in önce oyun anlayışını değiştirmesi gerekiyor dediğimde anlatmaya çalıştığım da buydu.
Keşke Ndiaye'yi alabilseydik. Eğer tek bir futbolcu alma durumumuz olsaydı, kesinlikle Fernando'nun yanına bir isim düşünürdüm. Bu isim maalesef, ne Donk, ne Selçuk, ne Belhanda, ne de Feghouli değiller. Fernando'nun yanına özellikle Şampiyonlar Ligi için oyunu iki yönde ve sert oynayabilecek bir geçiş futbolcusu lazım. Fakat bundan sonra hiç transfer yapamasak da (ki öyle gözüküyor, kanımca en fazla rotasyon futbolcusu alabileceğiz), bu taktirde orta sahaya kendi içimizden bir alternatif oluşturmak durumundayız. Mariano. Peki neden?
Çünkü dikine ve hızlı bir oyunda Fernando ile göbeği çok iyi kapatabilir. Her şeyden önce defans özelliği olan bir futbolcu. Bunun yanında Donk'tan çok daha kreatif. Fernando ile aynı dili konuşması, birbirine yakın oynayan futbolcuların birbirlerini uyarması adına da çok büyük bir avantaj. Bugün Adriano orta sahada oynuyorsa, Mariano hayli hayli oynar. Çünkü ondan daha yetenekli. Top kontrolü, uzun ve kısa pasları, tıpkı Başakşehir maçındaki gibi gerektiğinde insiyatif alıp rakibi çalımla kat edecek beceride olması aslında Mariano'nun orta saha donanımına sahip olduğunu gösteren yeterli nedenler. Ndiaye kadar temas oyununu yapamasa da dikine ve hızlı bir oyun kurgusu için iyi bir geçiş futbolcusu olabilir. Bence üçlü orta saha anlayışında sağ iç pozisyonunda da oynayabilir. Fernando'yla ikili de oynayabilir.
Fatih hoca eğer bir sürpriz yapıp önümüzdeki maçlarda orta saha kurgusunu değiştirir ve Mariano'yu sağ içte oynatırsa, bu sefer sol içte kimi oynatacak? İşte buraya daha önce saydığım futbolcular da dahil olmak üzere mevcut kadro içerisinden bir alternatif isim bulamıyorum. Bu yüzden Fatih Terim 4-1-4-1'den vazgeçmeli. Çünkü bu sistemle oynamaya kadro müsait değil. Eğer gerçek bir değişim olacaksa, sistemle beraber oyun kurgusu da değişmeli. Galatasaray artık oyunu kanatlara aktarıp, dikine ve hızlı oynayabilmeyi öğrenmelidir. Özellikle Şampiyonlar Ligi'nde bu kurguya çok ihtiyacımız olacak.
-----------------------------Muslera------------------------------
Linnes------------Maicon-------------Serdar---------Nagatomo
Rodrigues--------Mariano-----------Fernando--------Onyekuru
-----------------------------Muğdat------------------------------
-----------------------------Gomis-------------------------------
Bence Galatasaray'ın mevcut kadro içerisinde yapabileceği en iyi değişim bu olur. Rodrigues, Onyekuru ve Muğdat'ın üçü de hareketli, hızlı ve kaçan futbolcular. Özellikle Muğdat'ın gezen forvet gibi sürekli yer değiştirmesi ve Gomis'e boş alanlar oluşturması lazım. Çünkü iki kanat da çok hızlı ve ceza sahasını besleyecek futbolculardan kurulu. Bu anlayışta Şampiyonlar Ligi'nde ve deplasmanda oynanacak oyunlarda kanat beklerinin sürekli öne çıkmasına da gerek yok. Çünkü kaçan üç futbolcudan sadece birisi kaçırıldığında çok kolay pozisyona girmek mümkün. Türkiye Ligi'nde ise durum biraz daha farklı. Takımlar öncelikle gol yememeyi düşünüyorlar. Bu durumda kanat beklerinin de devreye girmesiyle her iki kanat da aktif olarak kullanılabilmeli. Onyekuru ve Rodrigues'in içeriye girme özellikleri de var. Onlar içeriye kat ettiğinde Muğdat kanada kayabilir. Böylece gerek kanat akınlarıyla gerekse yer değiştirme oyunuyla kapalı defansların dengesi daha çabuk bozulabilir. Nitekim dikine ve hızlı bir oyunda hareketli futbolcuları tercih etmek her zaman bir avantajdır.
Lakin Fatih Terim'in değişimden kastı Yunus Akgün olacaksa (ki yetenekli bir futbolcu fakat fiziksel dayanıklılığı yetersiz), o zaman geçmiş olsun. Çünkü mevcut kadroya göre sistem ve anlayışın da değişmesi gerekiyor. Hatta Şampiyonlar Ligi'nde guruptan çıkabilmek adına oyun anlayışını değiştirmek öncelikli bir şart bence...
Peki, Fatih Hoca Ankaragücü maçında değişime başlar mı? Evet başlar. Fakat sadece bir kaç futbolcuyu değiştirir o kadar. Çünkü hocayı yıllardan beri tanıyoruz. Elindeki kadro kendi ideallerine uymasa bile, kolay kolay oyun anlayışından taviz verecek bir teknik adam değil kendisi. Bu yüzden kanımca ne 4-1-4-1'den vazgeçer ne de yana ve geriye paslarla oynanan set oyunundan... Böylece aslında Fatih Terim bir kaç isim dışında aslında hiç bir şeyi değiştirmemiş olacaktır.
Futbolda farklı taktik ve stratejiler üzerine sürekli bir değişim ve gelişim görüyoruz. Artık İspanya bile set oyununu yavaş oynadığında saf dışı kalıyor. Bence bir teknik direktör olarak Fatih Terim'in en büyük zaafı, maç başlamadan önce rakibe yönelik iyi bir oyun stratejisi geliştirip, farklı taktikler üretememesidir. Fakat maç esnasında oyunu iyi okuyor ve genellikle oyuna doğru müdahalelerde bulunuyor. Bunda da hocanın hakkını verelim.
İnşallah Ankaragücü maçına gerçek bir değişimle yani hızlı ve dikine bir oyun kurgusuyla lige başlarız. En büyük temennim budur. Umarım Ankaragücü maçı Galatasaray için bir milat olur.
Saygılar...