29
2020
Son yıllarda 90 dakika boyunca rakibe karşı gerek takım savunması gerekse ofansif yerleşme bakımından etkin bir Galatasaray izlememiştim. Bu süre bazen 45 bazen de 55 dakikaları bulabiliyordu fakat 90 dakikaya taşınan güçlü bir oyuna şahit olmamıştım. Başakşehir maçı da dahil olmak üzere uzun bir süre sonra ilk defa arkama yaslanarak rahat bir maç izledim ki Galatasaray taraftarının böylesi bir duyguya gerçekten çok ihtiyacı vardı.
Fatih Terim basın toplantısında Avrupanın elit takımları gibiydik dedi. Bu cümle aslında maçı özetleyen en temel cümleydi. Geçen sene Liverpool, PSG, Bayern Münih, Juventus gibi Avrupanın belli başlı takımları kendi liglerini adeta sürklase ettiler. Benim en büyük arzum da Galatasarayın kendi ligini domine edebilmesidir. Ofansif bir futbolla 20 puan farkla şampiyon olmak, şampiyonluğu Mayıs ayında değil de Mart ayında ilan edebilmek gerçekten de çok güzel olurdu.
Rakibi sürklase etmek aslında sınıf atlama kökünden geliyor ve bu da rakibi adeta sahadan silmek demek oluyor. Ligi sürklase etmek ise önüne çıkan irili ufaklı bütün rakipleri sahadan silmek demek. Bunun için de 45, 55 dakikalara değil, her maç 90 dakikalara ihtiyacımız var. Bu tempomuzu ve 90 dakikaya yayılan etkin oyunumuzu istikrarlı bir şekilde devam ettirebilirsek, karşımızda durabilecek rakip kalmaz ve bu sene ligi domine ederiz.
Rize maçında Galatasarayın orta üçlüsü son derece dikkat çekiciydi. Merkezde Taylan, sol içte Emre Akbaba ve sağ içte Feghouli. Bazı sakatlık ve hastalıklar Terim tarafından küçük dokunuşlara sebebiyet verdi. Bu dokunuşlar da yıllardır arayıp keşfedilemeyen bir üçlüyü ortaya çıkardı.
Feghouli artık bir sağ kanat değil, sağ iç. Nitekim Cezayir Milli Takımında da bu mevkide oynuyordu. Fakat biz Feghoulinin Valencia günlerine fazlasıyla aşina olmuştuk. Dikkat edin, Emre Akbaba ve Feghouli top rakipteyken oyun anlayışı gereği topun arkasına geçtikten sonra baskı yaptılar. Yetekli futbolculara takım savunmasında aktif rol alma disiplinini kazandırabilmek muhteşem bir artı. Çünkü top tekrar kazanıldığında zaten etkin kullanılacak.
Bu üçlü orta saha formatında kanatların, Feghoulinin yapamadığı driblingi yapabilmeleri de büyük bir kazanım olur. Çünkü özellikle topun arkasına geçmişken kazanılan ilk topun, asist öncesi pas olması açısından bu özellikteki kanat futbolcularına ihtiyacımız olacak. Bu yüzden Babel ve Arda dönse bile, ilerleyen günlerde Sekidika, Emre Kılınç ve Oğulcanı kanatlarda daha fazla görebiliriz. Özellikle orta sahadaki yetenekli ayaklar ilk kazanılan toplarda Sekidikayı savunma arkasına fazlasıyla kaçırabilirler. Bu bağlamda Ocak ayında Onyekuru tekrar gelebilirse, bize fazlasıyla katkı sağlayabilir.
4-1-4-1 formatında artık üçlü orta saha Taylan-Emre Akbaba ve Feghouli olabilir. Bunların yedekleri de Etebo-Belhanda ve Arda olabilir. Fakat Taylan ve Etebo aynı anda oynarsa böylesi etkin ve dominant bir futbol ortaya çıkmaz. Önemli olan yetenekli futbolculara takım savunmasında bizzat rol aldırabilmek.
Hatayspor maçını iple çekiyorum. Fatih Terimin özellikle orta üçlüyü bozmayacağını tahmin ediyorum. Bu hafta en büyük hedefimiz aynı futbolu Hatayspor maçında da 90 dakikaya taşıyabilmek olmalı. Eğer bunu başarabilirsek, işte o zaman ciddi ciddi bu ligi sürklase edebileceğimize inanacağım.
Sağlıcakla...