26
2020
Uefa, liglerin Ağustos ayından önce tamamlanmasını istedi. Aksi halde maçlar oynanmadan Avrupa Kupalarına katılacak takımları ülke federasyonları belirlese bile son karar Uefada saklı olacak.
- Lig, tamamlanmama şartlarına uygun mu?
- Karar adil mi? Şeffaf mı? Tarafsız mı?
İşte bu sorular, Uefa tarafından kabul görmezse ülke federasyonlarının belirlediği takımlar Avrupa Kupalarında mücadele edemeyecekler. Dolayısıyla Uefa, bütün ülke federasyonlarına Ağustosa kadar ligleri tamamlayın, aksi halde takımları Avrupa Kupalarına almayabilirim diyor. Şimdi üç günde bir maçlarla en sıkışık programa göre Ağustostan önce ligler nasıl tamamlanır geriye doğru sayım yaparak inceleyelim.
31 Temmuz Cuma 34. hafta
28 Temmuz Salı 33. hafta
25 Temmuz Cumartesi 32. hafta
22 Temmuz Çarşamba Türkiye Kupası Final Maçı
19 Temmuz Pazar 31. hafta
16 Temmuz Perşembe 30. hafta
13 Temmuz Pazartesi Türkiye Kupası Yarı Final Rövanş Maçları
10 Temmuz Cuma 29. hafta
7 Temmuz Salı 28. hafta
4 Temmuz Cumartesi 27. hafta
Demek ki, Ağustostan önce sezonun tamamlanabilmesi için maçların en geç 4 Temmuz Cumartesi günü başlaması gerekiyor. Fakat bundan önce futbolcuların kampa girip 1 ay boyunca beraber antrenman yapmaları şart. Beraber antrenman yapmadan önce ise 14 gün boyunca kamptaki odalarında kendilerini izole etmeleri gerekiyor. Evdeki sosyal izolasyonun geçerliliği kabul edilmemeli. Bunun kampla birlikte sabitlenmesi lazım. Kampa kimsenin girmemesi ve maç günü dışında da kamptan kimsenin çıkmaması gerekiyor. Bu tarihleri de geriye doğru saydığımızda şu sonuçlarla karşılaşıyoruz.
20 Mayıs - 2 Haziran arası kampta izolasyon süreci
3 Haziran - 3 Temmuz arası kampta antrenman süreci
4 Temmuz - 31 Temmuz arası maç programı
Dolayısıyla sezonun Ağustostan önce tamamlanabilmesi için futbolcuların en geç 20 Mayısta kampa girmeleri gerekiyor. Böylece 4 - 31 Temmuz arası 75 maç izleyebileceğiz. Bu süre içerisinde 1 tane pozitif vaka çıkarsa, bütün sezonun fişi çekilebilir. Bu yüzden muazzam tedbirler alınması lazım. Seyircisiz maçlarla beraber artık futbolcuları eldiven ve maçlara uygun maskelerle izleyebileceğiz. Eldiven ve maske takmaktaki amaç, birbirlerini korumaktan ziyade ellerin gayri ihtiyari ağıza ve burna gitmemesi adına futbolcuların kendilerini korumasının doğal bir sonucu olarak karşımıza çıkması kuvvetle muhtemel bir senaryo. Hal böyleyken ve maçların koridorlarından, soyunma odalarına ve tuvaletlere varıncaya kadar muazzam tedbirler alınması gerekirken, alt liglerin oynanması pek mümkün gözükmüyor.
Maçlar tamamlandıktan sonra Süper Ligden son üç takım düşebilir. Fakat alt liglerde düşme olmamalı. Sadece Süper lige çıkacak üç takım belirlenmelidir. Çünkü 1. Lig ve daha alt liglerde oynanacak yüzlerce maçı kusursuzca kaldırabileceğimizi hiç sanmıyorum. Buna göre normal statü uygulanıp lig sıralaması baz alınarak, Hatayspor ve Erzurumspor direkt Süper Lige çıkartılabilir. Süper lige çıkacak 3. takımın da şimdiki sıralamaya göre Bursaspor, Adana Demirspor, Akhisarspor ve Karagümrük arasında oynanacak play off maçlarıyla belirlenmesi, sanıyorum ki en isabetli karar olacaktır. Çünkü buradaki amaç, alt liglerde minimum maç oynatmak adına sezonları geçersiz kılmak ve sadece Süper Lige çıkacak 3. takımı belirlemek olmalıdır.
TFF nin tez zamanda bu takvimi duyurması ve futbolcuların da en geç 20 Mayısta kampa girme zorunluluğunu açıklaması lazım. Kulüpler de artık tüm bu takvimi öngörebilmeli ve 20 Mayısı beklemeden kampa girmeliler. Kampa ne kadar erken girilirse, izolasyon süreci o kadar erken bitecek ve antrenman hazırlıkları da o kadar erken başlayacaktır. Sıkışık bir program uygulanacağını düşündüğümüzde, bu maçları kaldırabilmek adına antrenmanları erken başlatmak son derece önemli.
Ben şahsen Feghouli, Mariano ve Falcaonun bu sıkışık programı kaldıramayacağını düşünüyorum. Çünkü liglere ara verildi, tekrar eski tempolarına ve form seviyesine dönmeleri hiç kolay olmayacaktır. Liglere bu kadar ara verildikten sonra artık Feghouli, ancak 2021 sezonunun 2. yarısında form tutmaya başlar. Falcao sakatlıklarla boğuştuktan sonra henüz tam olarak kendine gelememişken ondan da mükemmel bir performans beklemek son derece hayalci bir yaklaşım olur. Marianonun ise tempo sorunu var. Bu üç futbolcunun yetersizliklerinde Linnes, Adem Büyük, Andone ve Emre Akbabaya çok büyük işler düşecek.
Kulüplerin futbolcuların maaşlarından feragat etme isteklerini ise anlayamıyorum. Sadece şimdiki alacakları ötelenebilir ve maçlar tekrar başlayıp yayın haklarından gelirler geldiğinde ödemeler o zaman gerçekleşebilir. Futbolculardan indirim talep etmek, yönetici olarak bir küçüklüktür. Sonuçta kalan 8 maç şampiyon olabilmek adına o kadar önemli ki, yöneticiler, şampiyon olunduğu taktirde neler olabileceğini hayal etseler futbolculara böylesi bir indirim teklifinde bulunmaktan imtina ederlerdi.
Yönetimin aslında futbolculara şunu demesi lazım. Bu zor süreçte ödemelerinizi yapamıyoruz, biraz sabredin. Ligler tekrar başladığında ve sezonu şampiyon bitirdiğimizde şampiyonluk primi dahil bütün ödemelerinizi eksizsiz bir şekilde yapacağız. Kimse mağdur olmayacak, bilakis şampiyon olduğunuz için sizi ödüllendireceğiz demesi lazım. Bir futbolcu için kulüp, devlet gibidir. Bilmem anlatabildim mi? Eğer kulüp, şampiyon olacağı taktirde kazanacağı paraları gözardı ederek, futbolcuları anti motive edip onların haklarına göz koyma yolunu seçerse, futbolcu kulübüne küser. Ya da zoraki bir mecburiyetle evet demek durumunda kalır. Halbuki kulüpte bugün para yoksa, yarın olacaktır. Bu gerçeği bildiği için kendisini kullanılmış hisseder. İçinden, bugün veremiyorsan yarın verirsin der. Hiç mi psikoloji okumadınız? Bu nasıl vizyonsuzluktur ki şampiyon olduktan sonrasını bile hayal edemiyorsunuz. Küçük prensin dediği gibi (teşbihte hata olmaz) -Siz istiyorsunuz ki çöllerin ortasında susuz bıraktığınız insanlar, size gül bahçesi sunsun- Bu durumda futbolcudan nasıl maksimum verim alacaksınız? Futbolcu kulübüne yani kendi devletine nasıl güvenebilecektir? Yapılacak tek şey ötelemekken, yönetimin futbolcuları şampiyonluk yolunda anti motive etmesi ve kendisini de komik bir duruma sokması hiç hoş bir tablo değil.
Tekrar ana konuya dönersek, Ağustostan önce sezonun tamamlanabilmesi adına en geç 20 Mayısta bu süreci başlatmak artık kaçınılmaz bir gerçek olarak önümüzde duruyor. Alınacak daha geç bir tarihte mutlaka kusurlar belirecek böylece süreç de iyi yönetilememiş olacaktır. Eğer bu periyod daha ileri bir tarihte başlatılırsa, sıkıştırılmış maç takviminde peşi sıra futbolcu sakatlıklarına varıncaya dek bir çok problemle karşılaşabiliriz. Ayrıca maçlar seyircisiz olacağı için iç saha, dış saha ayrımı da ortadan kalkıyor. Bu yüzden bütün takımların Antalya gibi tek bir şehirde toplanması oldukça önemli bir konu. Çünkü üç günde bir yapılacak maçlardaki ulaşım sürecindeki bütün sorunlu halleri ortadan kaldırmak korona risklerini de minimalize etmek açısından almamız gereken muazzam tedbirlerin başında geliyor.
En geç 20 Mayısta bu sürecin başlatılması dileğiyle..
Saygılar..