Evet, bazen yenilgilerin de hayırlısı olur. Gerçekten olur.....

İşte böyle yenilgiler bazen başında Hector Cuper 'in bulunduğu ve ligimizin nispeten kaliteli futbol oynayan ekiplerinden birisi olan Orduspor gibi bir takım ile ve de deplasmanda maç yaptığını unutan, aklı bir karış havada olan, ayakları yere basmayan, nasıl olursa olsun biz sonunda galip geliriz zihniyetinde maça çıkıp da sonuçta alınan yenilgi kesinlikle hayırlı olur.

Daha doğrusu hayırlı olması gerekir çünkü bu yenilgiden gerekli derslerin çıkarılması, alınan bu kötü sonucun futbolcuları tatlı rüyadan uyandırması gerekir.

Belki çok klasik olacak ama şimdi pek çok kişi futbolcuların aklının hafta içinde şampiyonlar liginde oynanacak Braga maçında olduğunu söyleyecektir ama bunun böyle olmaması gerektiğini sanırım bilmeyen sporsever yoktur.

Nitekim Fatih Hoca zaten futbolcuları "Aklınız Braga maçında değil, Ordu maçında olsun" diye defalarca uyardığını, hatta maç öncesi bile endişelerini dile getirdiğini hepimiz biliyoruz.

Hafta sonu yayınlanacak spor programlarında yine pek çok spor yorumcusu(!) bu mağlubiyetin nedenlerine mutlaka değerlendirecek, eminim ki en çok da Fatih hocanın yanlışlarına(!) değineceklerdir.

Şahsen, maç ile ilgili olarak düşüncelerimi soracak olursanız nacizane fikrim odur ki bu mağlubiyetin bana göre çeşitli nedenleri vardır.

Bana göre bir maçı kazandıran da, kaybettiren de orta sahada oynanan başarılı futbol veya kötü futboldur.

Bugün, kime sorsanız Galatasaray'ın Hamit, Selçuk, Melo ve Ambrabat'dan kurulu orta sahasının çok kaliteli isimlerden oluştuğunu kabul eder.

Ama, kağıt üstünde gerçekten çok kaliteli, birinci sınıf kabul edilebilecek (EN AZINDAN TÜRKİYE ŞARTLARINA GÖRE) bu orta saha bana göre geçen sezonki Engin, Selçuk, Melo ve Emre Çolak'dan kurulu orta saha kadar başarılı olmadı, olamadı bu güne kadar. Çünkü Hamit henüz formunu bulamamış durumda. Bizim bildiğimiz Hamit değil henüz.

Melo'nun ise geçen sezondaki halinden eser yok. Açıkça görülüyor ki kondisyon sorunu var henüz. Formunda değil.

Ambrabat'ın defansa yardımlarının ne kadar olduğunu herkes biliyor zaten.

Üstelik geçen sezon Galatasaray özellikle ikinci yarıda neredeyse 4-5-1 gibi oynuyordu. Çünkü Necati'nin orta saha özellikleri, zaman zaman Elmanderin yardımları da orta sahaya fark getiriyordu.

Ama, bu sezon en başta Burak orta sahaya yardımcı olmuyor. Bir Elmander, bir Umut gibi pres yapmıyor.

Bir de Ambrabat olunca ve ekstradan Hamit'in yerine yine defansı zayıf olan Aydın'ı oyuna alınca Galatasaray'ın kötü maçlar çıkarması kaçınılmaz oluyor.

Ve, hal böyle olunca Galatasaray tekliyor.

Eğer, bu kadro ile ve bu şekilde oynamaya devam ederse de inanıyorum ki çok tekler. Mağlup olmasa bile herkesin yüreğini ağzına getirecek daha çok maç oynar....

Geçen sezonun bombası Riera idi bu sezonun da bombası korkarım ki bu gidişle Ambrabat olacak. Çünkü bu tür maçlarda, yani kapanan takımlara karşı Ambrabat'ın çok başarılı olabileceğini düşünmüyorum. Çünkü, bildiğimiz Ambrabat bir açık alan oyuncusu, bir kontraatak oyuncusu.

Galatasaray'ımızın kadrosu Türkiye ligi esas alındığında gerçekten çok kaliteli, gerçekten de pek çok Teknik Direktör için rüya bir kadro.

İnanıyorum ki bu kadronun yarısına sahip olmak için çok şeyler feda edecek nice Teknik Direktör var süper ligde.

Ve bu kadronun da şampiyonluğa oynamaması söz konusu bile olamaz.

Ama, bir de futbolun gerçekleri var.

Bırakın o Galatasaray için "Rüya takım" diye konuşanları, "Galatasaray bu lige fazla" veya "İddia ediyorum Galatasaray her maçta gol atar" diyen, hatta "Galatasaray'dan iki takım çıkarsan ikisi de şampiyonluğa oynar" diyenleri. 

Uzun yıllar içinde çok gördük nice rüya takımların nasıl da tökezlendiğini, hiç hesapta olmayan mağlubiyetler alarak şampiyonluklardan koptuğunu...

Lütfen! ayaklarınız yere bassın beyler....

Galatasaray'ımıza Şampiyonlar liginde başarılar dilerim.

Hakan GİRGİN