21
2013
Hiç kimse bana Fatih hocamızın Schalke maçında doğruları yaptı ama ona rağmen berabere kaldık, çünkü şanssızdık falan demesin…..
Rakibi yenmeliydik ama yenemedik. Bu beraberliğin faturası bana göre tamamen Fatih Terim’indir….
Nasıl ki her başarıda önce geminin kaptanı olarak Fatih Hocamızın hakkını teslim edip başarıda en büyük payeyi ona veriyorsak Schalke 04 maçının faturasını da o ödemeli bana göre….
Ban, sanmıyorum ki her hangi bir hoca Schalke karşısına sol bekte Riera ve önünde Sneijder ile çıksın…
Böyle bir sol kanat ile ligde bile oynanmaz…
Bu şekilde oynadığımızda sol kanadımızın felç olacağı o kadar belliydi ki Terim bunu neden yaptı anlamış değilim…
Kaldı ki kendisi artık dünkü Teknik Direktör değil. Yılların tecrübesine sahip birisi…
Nitekim, haftalardır kendi liginde seyrettiğim Schalke belki de kendisine ilk defa bu kadar rahat oynama fırsatı veren bir rakip ile karşılaştı uzun zaman sonra…
En ileri uçta santrafor oynaması için alınan Drogba’nın Burak kardeşimize yardımcı adam rollerinde soyundurulmasına gerçekten isyan ettim.
Burak’ın Drogba’ya attığı bir top var mı hatırlamıyorum doğrusu.:))..
Maşallah hep Drogba Burak’a çalıştı…
Drogba kendisine atılması gereken topları hep Burak ile buluşturmak zorunda kaldı, kimse ona istediği pasları atmadı, atamadı..
Eğer böyle, yani bu ve benzeri bir sistemle oynamaya kalkarsak bazı ulemalar(!) Drogba’da futbolcumu demeye başlar.
Çünkü adamı istediği şekilde oynatamıyoruz….
O da bizim istediğimiz şekilde oynayacak bir futbolcu değil….
Onun dilinden en fazla anlayacak kişi Sneijder’di o da sol kanata mahkum edildi ve sol kanadımız yol geçen hanına döndü…
Orta sahaya yardımcı olmayan bir Burak ve Drogba sonrası Belki de sezonun en güzel maçlarından birisini çıkaran Melo’nun Selçuk ile birlikte gösterdikleri çaba onları çabuk yordu….
Evet, gerçekten topu alışı ve vuruşunu gol ile sonuçlandırması gerçekten çok hoştu. Ama Burak’ın gol atması benim için o kadar önemli değil. Kaçırdıkları ile de saç baş yoldurdu…
Mühim olan birisinin o golü, o golleri atması….
Bir tane gol atıp, birkaç tane net pozisyonu harcaması olmuyor….
Eğer onun pozisyonlarında Drogba olsaydı eminim ki gol hanemiz daha yüksek olurdu….
Çok belli ki bu takım eğer Drogba ile oynayacaksak mutlaka 4-2-3-1 sistemi ile ya da 4-4-2 sistemi ile oynamalı…
4-2-3-1 sitemi ile oynadığımızda da Sneijder santrafor arkası oynayan futbolcu olmalı…
Sağında ve solunda koşan, pres yapan, 2 futbolcu yer almalı.
Bunlar forvet özellikli olursa mutlaka geriye de yardımcı olmalılar.
Ama orta saha özellikli futbolcular olursa orta saha hakimiyeti daha çok bizde olur…
O zaman takım halinde daha çok ileriye çıkar, takım halinde geriye gelebiliriz…
Eğer 4-4-2 sistemi ile oynamakta ısrar edeceksek ve ileride yine Drogba-Burak iklisi ile oynayacaksak de bu defa Sneijder’in yeri yine sol taraf olmamalı.
Çünkü o sistemde orta sahada Selçuk, Melo, Sneijder üçgeni olacak ki hepsi top yapan adamlar ve onlar mutlaka Drogba’yı gol pozisyonuna sokarlar.
Ve o sistemde Drogba kendi duvar olacağı, ara pası atacağı yerde kendisine duvar olacak, ara pası atacak oyunculara kavuşmuş olur….
Aslında bir gerçek var ki hangi sistemle oynarsanız oynayın eğer takım halinde oynamayı beceremiyorsanız o sistem mutlaka S.O.S verir….
Futbol bir takım oyunu arkadaşlar…
Mümkün olduğu kadar becerikli futbolculardan kurulu bir takımı olan ve bu futbolculara takım oyununu oynatabilen hoca her zaman şanslıdır….
Yoksa elinde gerçekten kaliteli adamlar olmasına rağmen o futbolculardan en iyi takımı çıkaramıyorsa bir hoca kimse kusura bakmasın ben ona büyük hoca demem….
Arkadaşlar,
Neticede bir Barcelona, bir Real Madrit ile karşılaşmadık.
Hatta bir Bayern ile karşılaşmadık.
Alt tarafı Bayern’in en azından bir gömlek altında olan bir Schalke ile karşılaştık…
Eğer biz elimizdeki kadro ile Schalke’yi ezemiyorsak şampiyonlar liginde bırakın finali, yarı final oynamak bile uzun yıllar hayal olmaktan öteye gidemez…
Hele hele biz bu işi Fatih Hoca ile de yapamayacak isek kiminle yapacağız çok merak ediyorum….
Hocam, keşke bir stoper ve bir sol bek aldırsaydın…..
Biz bırakın avrupa’yı ligimizde bile daha çoook isyan edeceğiz gibime geliyor….
Çünkü gerçekler bazı fantezileri kaldırmıyor……….
Bence bizimkilerin yapacağı en akıllıca iş değerini buldukları anda Burak’ı satmak olmalı…
Ve inşallah bu Burak Gelsenkirchen’de de gol atar da piyasası biraz daha yükselir.
Bir de Muslera’yı iyi bir paraya satarlarsa her iki futbolcudan gelen paralar ile sanırım çok kaliteli bir kadro kurulur…
Bu iş Ambrabat’lar la falan olacak iş değil çünkü…..
Gerçekten Türkiye Liginin üzerinde bir kaliteye sahip bu kadro bırakın avrupa’yı eğer Süper Lig’de bile tekliyorsa, maçlarda yürekler ağızlara geliyorsa, mutlaka bir yerlerde bir yanlış var demektir…
Ben iddia ediyorum ki biz aynı bu kadro ile, yani Schalke karşısına çıkan kadro ile bırakın şampiyonlar ligini, kendi ligimizde mücadele etmeye devam edelim inanın pek çok maçta puan kaybedebiliriz…
Ligin sonu bizim için çok büyük bir hüsran olabilir…..
Bu arada insanın stadın zeminine takılmaması ve isyan etmemesi imkansız…
Hani dünyadaki stadların zeminlerini bilmesek her yer böyledir diyeceğiz de öyle olmadığını hepimiz biliyoruz….
Onca harcanan paralara rağmen bu kalitedeki bir stada o zemin yakışıyor mu?...
Saygılarımla,
Hakan GİRGİN