02
2012
Camia Farkı.....
Futbol dünyasının içinde olan istisnasız herkes aslında şikenin ne olduğunu ve ne zaman, ne şartlarda ve nasıl yapıldığını çok iyi bilir. Kimsenin kimseyi kandırmasına gerek yok.
Tamam, güzel, kimse "BENİM YOĞURDUM EKŞİ" demez ama birde ortaya çıkan gerçekler var.
Üstelik çok uzun yıllardır da teşvik ve şike'nin de ligimizde kol gezdiğinden, güzel futbolumuzu(!) öldürdüğünden ve ligimizi kirlettiğinden bahseden ve bundan rahatsızlığını dile getiren büyük bir kesim var.....
Şike'nin ortaya çıkarılabilmesi o kadar zordur ki bunu bütün dünya kabul etmiştir. O yüzdendir ki sadece ŞİKE ile ilgili kararlar yeryüzünde kanaat ile verilmektedir.
Ama her ne hikmetse ŞİKE 'ye suçüstü yapılmış, ülkemizde ilk defa bu kadar bütün çıplaklığı ile gözler önüne serilmiş, hatta bununla da kalmamış Telefon dinlemeleri, Ses kayıtları, Fotoğraflar, Video kayıtları ile delillendirilmiştir.
Yakın zamana kadar ülkemizde de suç sayılmayan TEŞVİK ve TEŞVİK GİRİŞİMİ suçlarına da ilk defa bu kadar suçüstü yapılmıştır.
Ama hepimiz biliyoruz ki, bu güne kadar açıklanan, bizlere sunulan deliller ışığında tüm suçlu kişi ve kulüpler hakkında (Afedersiniz) göbeğini kaşıya kaşıya anında karar verebilecek olan Federasyonumuz maalesef gereğini yapamamıştır.
Neden?
Çünkü M.Ali Aydınlar Fenerbahçelilik gömleğini çıkarmadan, takım elbisesini formasının üzerine giyerek o kurumun başına geçmiştir de ondan dolayı bu karar verilmemiştir.....
Neden?
Çünkü M.Ali Aydınlar hala "BEN FENERBAHÇELİYİM, AZİZ YILDIRIM DA BENİM BAŞKANIMDIR" demektedir de ondan dolayı bu karar verilmemiştir.....
Biz Galatasaraylılar bu ülkede çok uzun yıllardır şampiyonluklarımıza atılan çamur ve iftiraları dinleyerek geçirdik günlerimizi. Gazetelerin spor sayfalarını, İnternetteki spor sitelerini takip edenlerimiz iyi bilir. Üstelik sadece Aziz Yıldırım döneminde belgelendirilmiş, itiraf edilmiş en az İKİ şampiyonluğumuzun çalındığının ortaya çıkmasından ve bunun herkes tarafından bilinmesine rağmen...
Artık çok belli ki birilerinin gözü dönmüş, ar damarı çatlamış.
Bir tarafta "ŞİKE YAPMADIK, BİZ EN TEMİZ OLANDAN DAHA TEMİZİZ(!)" diyorlar ortaya çıkan hiç bir şey yokmuş gibi ama diğer taraftan da "ŞİKE YAPANLAR, BUNA TEŞEBBÜS EDENLER VB. BİR DEFAYA MAHSUS AFFEDİLSİN, KÜME DÜŞME OLMASIN" diye yurdun dört bir tarafını, kişi ve kurumları, partileri, Bakanları, Başbakanı dolaşıyor kampanya yürütüyorlar....
Hani çok büyük bir haksızlığa uğramışlar ya bunlar, işte o yüzden de bunu bir de Kurtuluş Savaşı(!) veriyorlarmış havası ile, edası ile yapıyorlar....
Hareketlerine derin anlamlar katıyorlar, onur, şeref ve haysiyet ile de süslüyorlar....
Hatta bazıları kendilerine kurulan hain(!) tuzağı Paşamıza (MUSTAFA KEMAL ATATÜRK) şikayet ediyorlar...
Maalesef, Fenerbahçeli kardeşlerimiz(!), arkadaşlarımız(!) çok kötü kullanılıyorlar.
Dikkat ediniz bu ülkede kimse, ama hiç kimse "FENERBAHÇELİLER ŞİKE YAPTI" demedi....
Çünkü tüm sporseverler biliyor ki şike'yi yapan da, yapmaya teşebbüs eden de, teşviği veren de hep kulüplerimizin yöneticileridir.
Herkesin bildiği gibi son skandalda da şike'yi yapan, şike'ye teşebbüs eden, teşvik veren hep ama hep malum kişiler. Eminim ki bugün hiçbir Fenerbahçeli arkadaşımız, kardeşimiz şike ile, teşvik ile kazanılan şampiyonluklardan memnun değildir, asla böyle bir şampiyonluğu istemezler.
Çünkü bizler zamanında bize atılan o (ORTADA ELLE TUTULUR, GÖZLE GÖRÜLÜR HİÇ BİR ŞEY OLMADIĞI HALDE) çamurlardan, iftiralardan bile çok fazla rahatsız olmuştuk....
Ve biz Galatasaraylılar Cemal Nalga olayında bu konulara bakış açımızı açıkça ortaya koymuş ve tüm Türkiye'ye göstermiştik...
Kendi yönetimimize bile isyan etmiş, hatta küme düşmeyi kendimiz istemiştik. Taraftar olarak Başkanımızdan Basketbol Liginden çekilmemizi bile istemiştik.
Defalarca git gel yaşamamıştık öyle şimdi birilerinin yaptığı gibi.
Kaldı ki (Afedersiniz) Cemal Nalga olayı şimdi yaşadıklarımızın yanında devede kulak bile kalmaz...
Çünkü o olayda yaşananlar (BİZ REZİLLİK OLARAK KABUL ETTİK) gerçekten de inanılacak gibi değildi.
Çünkü yapılmış olan saçmalık Galatasaray'a en ufak bir başarı, bir kupa, bir şampiyonluk getirmiyordu. Öyle, şampiyonlar ligine direk gitmek, milyonlarca Euro'yu cebe atmak gibi bir çıkar da yoktu işin sonunda.:))..
Ne şampiyonluğu etkiliyordu, ne de ligden düşmeyi etkiliyordu. Daha doğrusu lig bile başlamamıştı. Olan sadece son anda anlaşılan basit bir hazırlık maçında olmuştu...
Kaldı ki değil Galatasaray, her hangi bir takım bile olsa ve de art niyetli olsa ve amaç Cemal Nalga'nın cezasını eritmek olsaydı 3 günde 5 maç yapar ve çok saçma olan o cezayı eritirdi.
Hatırlarsanız o günlerde hiç kimse G.Saray Kulübüne bu rezilliği yaşatanlar için "Beyler ne yaptıysa Galatasaray için yapptılar, sonuna kadar arkasındayız" demedi.
Aksine bu yapılanlardan utanç duydu, sorumluların hesap vermesini istedi, hatta Başkanımızdan takımı ligden çekmesini istedi.
Verilen cezalara koca camiada kimse itiraz etmedi.
Ama bir de spor tarihimizin en büyük rezilliğinin yaşandığı şu günlerde Fenerbahçe camiasından pek çok kişi bizlerin tam tersi bir tutum sergilemekte ve "Aziz Yıldırım her ne yaptıysa Fenerbahçe için yapmıştır" diyerek neredeyse ona (İDDİALAR DOĞRU İSE) bu yaptıklarından dolayı bir şeref madalyası vermedikleri kaldı.
Yapılan toplantılara, tertiplenen yürüyüşlere bir bakın hele,
Yetmedi ezeli rakiplerine verilen gözdağına, gizli tehditlere bir bakın.
İşin içine onur, şeref haysiyet kattılar.
Hatta yetmedi işi Kurtuluş Savaşına çevirdiler.
Bilmiyorum ama ben sanki kendimden kuşku duymaya başladım, acaba mı demeye başladım.:))..
Bunlara madalya falan verilse miydi acaba?....
BU gidişle ülkemizde "ŞİKE KARŞITLARI" zenci muamelesi falan görmesin.:))..
Sevgiyle kalın, Galatasaray ile kalın....
Hakan GİRGİN