12
2013
Galatasaray’ın Fenerbahçe karşısında mağlup olmasından ziyade bana göre mağlup oluş şekli çok önemliydi.....
Ama Kopenhag maçı öncesi “BİZİM İÇİN BİR PUAN DA İYİDİR” diyen Mancini’nin takımından da bundan daha iyi futbol beklemek gerçekten fazla iyimserlik olurdu.
Aslında maçı gerçekten de iki takımda hak etmedi oyun olarak. Çünkü iki takımın da maçta doğru dürüst gol pozisyonları bile yoktu....
Gol pozisyonları olmayan ama kazananı F.Bahçe olan sıkıcı bir maçtı.
Doğal olarak F.Bahçe seyircisi ile hakemi etkisi altına almaya ve maça ağırlığını koymaya çalıştı.
Ve gerçekten de hakemi de maçı da aldı götürdü.....
Aslında dürüst olan bütün gözler hakemin tüm kararlarında F.Bahçe lehine joker hakkını kullandığını gördü....
Özellikle göstermediği sarı kartları düşününce ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız herhalde....
Hani bunu G.Saray’ın maçı kaybetmesine mazeret aramak için söylemiyorum. Çünkü G.Saray gerçekten başta Teknik Ekip olmak üzere çok kötü bir ekip ve taktikle çıktı sahaya....
Belli ki Mancini öncelikle BİR puanı düşünmüş. Ama Galatasaray’ın maçı kaybetmese bile kazanacak hali yoktu sahada.
Ve bu kötü futbolun sinyallerini futboldan anlayan herkes çok önceden aldı da birileri hala Galatasaray’ın başına gelenlerin vahametinin farkında değil......
Her neyse, tekrar hakem hatalarına bir göz atacak olursak,
Mesela; Daha maçın başında gerçekten de kendisine en ufak bir temas olmadan kendisini yere atan ve ısrarla penaltı isteyen, hatta maç sonrası yaptığı hareketten utandığını belirten Gökhan Gönül’e bir sarı kartını çıkarmadı....
Hani orada pozisyon icabı öyle bir düşüş yaşandı dersin ve sarı kart çıkarmazsın ama maalesef ortada öyle bir durum yoktu....
15. dakikada Semih ile Webo bir hava topuna yükselirken Webonun direk rakibine bir hareketi vardı ki hakem vermedi.
39.Dakikada Semih’in geriden gelip yükselerek vurduğu bir hava topunda yükselemediği için yerde kalan Webo’ya faul yaptığına hükmetti.
47. dakikada Baroni’nin Selçuk’un boğazına yapışarak çekmesine faul verdi ama kart göstermedi.
63. Dakikada Show kendi ceza alanı köşesinde Eboue’yi düşürdü hakem faul vermedi devam dedi.
Chedjeu’ya yaptığı penaltı sonrası sarı kart gösteren hakem Galatasaray lehine verdiği penaltıda Mehmet Topal’a sarı kart göstermedi....
Aslında hakem pek çok hakem eskisinin dediği gibi bazı sarı kartlık pozisyonları hep ikaz ile geçiştirdi....
Aslında demek istediğim şu ki orada maç yöneten her hakem gibi Bülent Yıldırım da baskıya boyun eğdi.....
Aslında, genel olarak bakıldığında bu maç hakemleri pek üzecek, sıkıntıya sokacak bir maç değildi....
Benim en çok güldüğüm şeylerden birisi de maç sonundaki sahte sarılmalar, öpüşmeler, tebrik etmeler di.....
Hepimiz çok çok iyi biliyoruz ki eğer Galatasaray o sahadan galip olarak, hatta berabere kalarak ayrılsaydı o sahte sarılmalar asla olmazdı. Bilşmiyorum içinizde yine aynı centilmenliği gösterirlerdi diyebilecek bir arkadaş var mı?...
Bugün bütün Türkiye’ye sorsanız neredeyse futboldan anlayan herkes F.Bahçe’nin sahaya süreceği kadroyu tahmin eder ve oyun sitemi hakkında aşağı yukarı aynı şeyleri söylerdi.
Benim anlamadığım ve zoruma giden Mancini’nin İKİ aya yaklaşan bir süre burada olmasına rağmen hala F.Bahçe karşısına abuk subuk bir takım kadrosu ve oyun sistemi ile çıkmasıdır....
Hakikaten bizim yıllarca seyrettiğimiz, pek çok takımda hep kenarlarda oynatıldığı için başarılı olamayan ve gönderilen ama Trabzonspor’da özellikle forvette, tek veya çift santrafor olarak oynadığında zirveye çıktığını gördüğümüz ve özellikle de sol kanatta oynadığında asla başarılı olamayacağını bildiğimiz Burak’ı özellikle sol kanatta defalarca oynatması bilmiyorum aklın kabul edebileceği bir şey mi?...
Neden ortada denenmiş, başarılı olduğu kanıtlanmış birtakım denemeler varken sen kalkıp da Burak Yılmaz’dan bir Thierry Henry yaratmaya(!) çalışıyorsun ki.....
Bu kaçıncı fiyaskodur ki kimsede şu Mancini’ye bir şey söylemiyor, anlatıp uyarmıyor....
Kaldı ki bugün tüm fıutbolseverler Almanyasından İtalya’ya, İspanya’sından İngiltere’sine hatta ve hatta Hollanda’dan Güney Amerika’ya kadar ONLARCA maçı seyrediyor.....
Takımların başında öyle Teknik Direktörler sahaya çıkıyor ve öyle varyasyonlar yapıp öylesine maçları çeviriyorlar ki şimdi Mancini’nin avare, şaşkın bakışlar ile maçı seyrettiğini görmek şahsen beni çok üzüyor...
Sevgili arkadaşlar, adam Burak’ı solda, Bruma’yı sağda başlattı ve neredeyse maçı da öyle bitirdi....
Halbuki en azından maç içinde Bruma ile Burak sık sık kanat değiştirebilirlerdi.
Veya maç içinde Burak Drogba’nın yanına alınıp takım tertibi 4-4-2 sistemine dönebilirdi. Fener savunması daha fazla rahatsız edilebilirdi.
Drogba o kadar yalnız, çaresiz ve etkisiz kaldı ki bu kabul edilecek bir durum değil yani...
Bilmiyorum takip ettiniz mi?
Hakan ŞÜKÜR Burak Yılmaz’ı kanatta oynatmak hatadır, hatta ihanettir dedi.
Bunu derken de çok haklıydı.
Maalesef Burak’ın defansa kadar geldiğini, rakibini kovaladığını hiç ama hiç görmedik maç içinde.
Halbuki herkesin rakibini kovalaması bir futbolcunun en başta uygulayacağı şeydir....
Amatör kümede bile durum budur.
Ayrıca Burak’ın öyle ahım şahım bir kanat akını yaptığını da görmedik....
Ve Draoba’ya katkısı da olmadı işin garibi....
Belli ki o mevkide oynamak onu çok etkilemiş orada oynamak istemiyor....
Yoksa, sen mücadeleni yaparsın ve buna rağmen sonuç yine mağlubiyet olabilir belki ama en azından “BEN MÜCADELEMİ YAPTIM AMA OLMADI” dersin sonuçta....
Yoksa yanlış hakem kararı ile gol de yersin. Ama mücadeleni yaparsın sonuna kadar....
Evet, bu yenilgi F.Bahçe karşısında aldığımız ilk yenilgi değil ve son yenilgi de olmayacaktır. Yenilmemiz üzücü belki ama asıl konu çok daha başka...
Neden yenildiğimiz çok daha önemli.....
Yanlış oyuncu tercihi, yanlış oyun sistemi seçimi Mancini’nin bu güne kadar yaptığı ne ilk ve nede son tercihler olacaktır.
Gördüğünüz gibi bu güne kadar Burak’ı solda oynattı, Takımı sabit oynattı oyun içinde değişik varyasyonlar denemedi.
Riera’yı sağda oynattı da her ne hikmetse aynı kanatta Eboue’yi oynatmayı aklına bile getirmedi.
Ceyhun’u keşfetti, Aydın’ da maden buldu....
Kaldı ki bu maç için söylüyorum Burak yerine (ATIYORUM) Aydın’ı solda oynatsa bana göre çok daha tehlikeli olurduk o sahada..
Devşirme bir sol bek olmasına rağmen geçen sezon şu an takımda sol bek olarak oynatılan tüm futbolcuları istisnasız geride bırakacak kadar başarılı olan Riera’yı oynatmayarak eline ne geçiyor, diğer oyuncular takıma ne gibi bir katkı sağlıyor anlamış değilim....
Dany’i veya Chedjeu’yu kes oynat Riera’yı be kardeşim....
............................................................
Evet, DOKUZ puanlık fark gerçekten çok önemli bir farktır şampiyonluk yarışında. Biz Galatasarau olarak o farklar ile kapatılan ilk yarı sonrasında bile sezon sonunda şampiyonluğumuzu ilan ettiğimiz oldu.
Yani, yaptık yine yaparız.
Kusura bakmayın ama bu kadro ve bu Teknik Direktör ve ekibi ile olmaz beyler.
Gerçekten de pek çok spor yorumcusunun dediği gibi eğer Tugay Kerimoğlu bazı konularda Mancini’ye bir katkıda bulunmuyor ve bazı yönlendirmeler yapmıyorsa o koltukta hiç durmasın...
Eğer Tugay görevini yapıyor ve Mancini onu sallamıyorsa da Mancini’ye yazıklar olsun....
Tabi eğer öyle bir durum varsa da ve buna rağmen Tugay orada duruyorsa ona da yazıklar olsun...
Ama, aslında bir gerçek var ki Galatasaray asla bu durumlara düşmeyebilirdi. Eğer Ünal Aysal gerçekten de sadece Galatasaray’ı düşünseydi..
Belli ki o Galatasaray’ı yüceltmek değil kendi imajını parlatmak derdinde....
Çünkü Başkan olarak geldiğinden şu ana kadar söylemleri ve eylemleri hep bunu gösteriyor.
Eğer Fatih Terim’e gerçekten destek olmuş olsaydı,
Eğer Çilek ile Muz ile uğraşmasaydı,
Eğer reklam yapmak için isim değil de gerçekten ihtiyaca yönelik transferler yapsaydı,
Bugün, Galatasaray’ın MAKİNE gibi çalışan, ve rakiplerini eze eze yenerek şampiyon olduğu kadroya oyun sistemine uygun takviyeler yapılsaydı belki de DOKUZ puan farkla şimdi biz lider durumdaydık bu ligde....
Ama, ne yaptı bizim Ünal Aysal?
Kim ne derse desin Fatih Terim’e destek çıkıyormuş gibi görünüp köstek oldu.
Takıma takviye yapıyormuş gibi görünüp ihtiyaca değil de, ekstra lüks, ismi olan transfere yöneldi.
Millet hala bağ-bahçe, tarla-fidan işleri ile uğraşırken o Çilek ile, çiçek ile, pasta-börek ile takımın sistemi dahil her şeyinin bozulmasına yol açan transferler yaptı...
Sol bek mevkii sırıtırken gidildi çok lazımmış gibi Chedjeu alındı.
Oysa Dany’de en azından onun yaptığı işi rahatlıkla yapıyordu.
Bir sezon önce Ambrabat 8,5 milyon Euro’ya alınırken benim “Keşke Ambrabat yerine Alper’i alsaydınız” dediğim Alper’i bir sezon sonra bile transfer edemedi.....
Bir Sneijder aldık ki her şey alt üst oldu takımda.
Dağılmayan ne Selçuk kaldı, ne Burak kaldı.
Ne de üzülmeyen Umut kaldı.
Engin harcandı, Emre Çolak aut oldu.
Takımda o kadar frikikçi olmasına rağmen daha önce defalarca gol attığımız frikikler o bolluk ve çekişme yüzünden bize zarar oldu.....
Kornerler rakibe orta, kontra atağına başlangıç oldu....
Oysa işler çok düzgün gidiyordu, şampiyon olmuş bir kadro vardı elimizde.
Sadece gerçek ihtiyaçlarımızı karşılayacaktık, ama kaliteli oyuncularla karşılayacaktık o yetecekti bize....
“O KADRO BİZE AVRUPADA YETMEZ(!)“ derken şimdi Türkiye Liginde şampiyon olması mucizelere kalmış bir kadro kaldı elimizde.....
Ama, kendi düşen ağlamaz beyler,
Sen kalkıp da Teknik Direktörünü ES geçip de takımın bir oyuncusu ile prim pazarlığı yaparsan o oyuncu kalkıp orta yapılacak yerlerden, 40 metreden kaleye şut da çeker ve yarın takım kadrosunu da yapar....
Hiç olmazsa orada takım kaptanları var sayın AYSAL. Hiç olmazsa onlarla konuşsaydın bazı meseleleri(!)....
Kİ Üstelik de sen Etik Değerlere DEĞER VEREN bir lidersin......
.............................................................................
Bana göre maç sonunda Fenerbahçeli oyuncuların yaptıkları tezahüratlar çok çirkindi.
O tezahüratları taraftarlar yapsa belki normal karşılanabilir de orta sahada toplanmış futbolcuların yapması bilmiyorum ama kabul edilebilir, Fair Play bir olay değildir...
Ama, rakibinin bayrağına yumruğunu geçiren yöneticilerin var olduğu, afedersiniz KIÇINLA top stop ederek adeta rakibinin annesine küfür edercesine alay eden, rakibin formasına saygısızlık ederek en edepsiz işleri yapanlardan da bunları beklemek normaldir her halde......
Kimse onlar için kalkıp da ‘EBEDİ DOST’ muhabbeti yapmasın. Gerçekten çok komik oluyor......
İnşallah önümüzdeki günler uyanan bir Teknik Direktörümüz, özüne, yani İtalyan işi futboldan vazgeçip de hücum futboluna dönen ve kazanan bir takımımız olur.
Saygılarımla,
Hakan GİRGİN