02
2014
Yine F.Bahçe’nin klasik toplantılarını ve isyanlarını izlemeye başladık.
Oysa yakın zamana kadar alay ederek puan farkının daha da açılacağını söyleyenler kendileri idi.
Ve bu açılan puan farkı işlerine geldiğinde söyledikleri gibi yine bu hakemlerin yönettiği maçlarda oluşmuştu ki o maçlar aslında nasıl yönetilmiş aşağıda bazı örnekler var...
Evet, bu sezon Galatasaray’ımızın önündeki şampiyonluk yolunda gerçekten de aşılamaz engeller olduğunu, yönetimimizin çok çok dikkatli olması gerektiğini, hatta pek çok renkdaşımın da aynı kaygıları taşıdığını, bizlerin adını feNerasyon koyduğumuz ve görevi sırf F.Bahçe’yi bulaştıkları şike belasından mümkün olan en az hasarla hatta en ufak bir hasar almadan çıkarmak olan ve bu sebeple özel istekle göreve getirilen bu yapı görülüyor ki kendine bir de F.Bahçe’yi şampiyon yapma görevini de vermiş durumda...
Şahsen ben, sezon başından beri pek çok maçta sahayı 11 kişi ile tamamlamaması gereken bir F.Bahçe’nin kazandığı pek çok haram puan ortada dururken, o maçlarda atılması gereken ve isimleri herkes tarafından artık ezberlenmiş olan ve sık sık hakemlere karşı, rakiplere, yedek kulübelerine karşı dualar(!) okuyup üfleyen futbolcular ve de o futbolcuların sonraki maçlarda oynadığı ve takımına haksız yere puanlar kazandırdıkları gerçeği ortada iken bu Federasyondan, UEFA’dan ve Ağır Ceza Mahkemesinden ceza almış yöneticilerle dolu olan F.Bahçe’nin gerçekten de utanmadan, sıkılmadan sanki sezon başından beri kendilerine defalarca haksızlık yapılmış gibi ortalığı ayağa kaldırmaları ve sonrasında tehditler savurmaları yenilir, yutulur şey değil doğrusu.
İnanın, bu gün kendilerine sorsanız gerçek anlamda Sivas maçında verilmeyen penaltıları dışında (-ki gerçekten yüzde yüz penaltı idi-) sezon başından bu yana aleyhlerine yapılan öyle çok net hatalar yoktur.
Bilakis dikkatli olan her futbolsever kendilerine haddinden fazla tolerans gösterildiğini, nice maçları 10 kişi, hatta 9 kişi tamamlamaları gerekirken oyunu hep 11 kişi tamamladığını bilir.
Kaldı ki hepimiz biliyoruz ki o maçların pek çoğunda F.Bahçe’nin puan kayıpları yaşaması kuvvetle muhtemeldi.
Ama, her ne hikmetse kırmızı kartlarla oyun dışı kalmaları gereken pek çok oyuncuları o maçları oyundan atılmadan, hatta kartsız tamamladı...
Kendilerine verilen saçma ötesi penaltıları, aleyhlerine verilmeyen pek çok penaltıyı görmeyip de hala “Ligin başından beri puanlarımız gasp edildi” diye naralar atmaları, Ligin sonuna doğru daha da açılır dedikleri puan farkının kısa sürede kapanmaya yüz tutması üzerine her zaman yaptıkları şeyi yapıp feNerasyona yüklenmeleri artık bizler için vaka-i adiyeden olmaya başladı...
---------------------------------------------
Bir de bu işin medya ayağı var ki, spor sayfalarında köşe yazısı yazan, televizyonlardaki spor programlarında ısmarlama haber ve yorum yapanlar var ki artık iyice açığa çıkmış içlerindeki Galatasaray düşmanlığı gerçekten bizleri iğrendirecek duruma gelmiş vaziyettedir...
Ya arkadaş, F.Bahçeli olabilirsin. Ama ADAM olmak, doğruları konuşmak, ortaya yorum yapmak o kadar mı zor.
Hadi eskiden televizyon yoktu. Radyodan anlatılırdı maçlar ve ertesi günü gazetelerden yorumları okurduk.
Kale direğinin 10 metre açığından giden toplara “Direği sıyırdı gitti” diye salaladığınız da biliriz.
Hadi, eskiden böyle yapıyordunuz da bari şimdi öyle yapmayın.
Futbola gönül vermiş, bu oyunu seyreden herkes eğer isterse her hafta onlarca maç izleyebilir evinde.
Artık izlemediğimiz maç kalmadı.
İngiltere, İspanya başta olmak üzere Almanya, İtalya, Hollanda, Brezilya ve hatta Arjantin’den bir sürü maç yayınlanıyor futbolseverler için.
BU maçlarda onlarca hakem kararı görüyoruz.
Yani, futbolu bilmeyenler bile bu maçlar sayesinde hakemlerin hangi poziyonda ne karar verdiğini görüyor. Herkes öğrendi artık futbolu.
Hele futbolu bilenler için sizleri televizyonlardan izlemek, gazete köşelerinde saçma yorumlarınız okumak insanları tiksindiriyor, bir işkence oluyor...
Bakalım F.Bahçenin ne kadar hakları yenmiş bu sezon biraz irdeleyelim.
Ligin henüz ilk maçı Konya Torku maçı idi F.Bahçe için. Bilmiyorum izleyenler hatırlar mı?
Maçın 21. Dakikası idi ve MEŞHUR KABADAYI EMRE hakemin kararından sonra “YUKARIDA ALLAH VAR HOCAM” diyor. Biliyorsunuz bu bir protestodur ve bu hareket için pek çok futbolcu sarı kart görmüştür. J
Hafta BİR ve Emre’nin almadığı ilk sarı kart...
İlk Kasımpaşa maçında Alvez’in kırmızız kartla atılmadığını,
Yine Kasımpaşa maçında Alper’in Babel’e yaptığı yüzde yüz penaltının verilmediğini biliyoruz.
İlk yarıdaki Elazığ maçında Egemen’in yaptığı penaltının verilmediğini,
Ankara’daki Gençlerbirliği maçında ( https://www.youtube.com/watch?v=fVEvLAAmpg0 ) Egemen’in çiftetelli oynarken (İKİ KOLU DA AÇIKTI) açık koluna çarpan topa penaltı verilmediğini,
Yine o maçta F.Bahçe’nin attığı gol öncesi Egemen’in yaptığı faulün de verilmediğini,
Yine ilk yarıdaki Kayseri Erciyes-F.Bahçe maçında sarı kartı olan Caner’in yan hakemin ve 4. Hakemin gözleri önünde, yani taç çizgisinde Yasin’i resmen tekmelediğini, direk kırmızı kartla cezalandırılması gereken Caner’e 2. Sarı kartın bile verilmediğini de biliyoruz.
O çok ağladıkları ilk yarıdaki Beşiktaş maçında Caner-Necip mücadelesinde Necip’in nasıl atıldığını hepimiz hatırlıyoruz...
O maçta da F.Bahçenin koruyucu meleği yine Cüneyt Çakır’dı...
Belli ki Aziz Yıldırım’ın maçları için Cüneyt Çakır’ı talep etmesinin bir sebebi varmış. J
Rize’deki maçta yine Egemen’in maçı bırakın kırmızıyı, sarı kart bile görmeden tamamladığını hatırlıyoruz. Hakem Yunus Yıldırım’dı o maçta da...
Sarı kartı olan Caner’in topa eli ile bilerek yaptığı müdahaleye 2. Sarı kartını da çıkarmamış ve F.Bahçe 9 kişi tamamlayacağı maçı yine 11 kişi ve galip bitirmişti. J
Ligin 18. Haftasında F.Bahçe-Konya Torku maçında hakem Ali Palabıyık’ın yaptığı kıyaklar ise saymakla bitecek gibi değil.
Son adam kaleci Volkan’ın Djalma’ya yüzde yüz faul olan girişine devam demişti. Çünkü faul verse son adam olan Volkan’ı atması gerekirdi.
Alvez’in yine aynı maçta rakibinin ayağına basmasına da devam demişti aynı hakem. Çünkü faul verse Alves’i de atması gerekecekti.
O maçı da 2-1 almışlardı.
Hele o penaltılarının verilmediği Sivas deplasmanında hakemin ne eyyamlar yaptığını, Merieles’i kırmızı kartla oyundan atamadığını hepimiz biliyoruz.
---------------------------------------------
Ama, gördüğünüz gibi basın toplantısı yapan, ama bu basın toplantısını gerçekten dürüst, gerçek sorular sorabilecek gazetecilere değil de F.Bahçeli muhabirlere yapan F.Bahçeli yöneticiler kendilerine yapılan bu kıyakları nasıl izah edecekler gerçekten çok merak ediyorum. J
Bir de bu kararların yanında aslında Galatasaray aleyhine verilen ve lehine verilmeyen hakem kararlarını da bir toparlarsak aslında bu Federasyonun ve Hakemlerin F.Bahçe’ye bu sezon özellikle çok çok kıyak geçtikleri ortadadır...
Ama, kabahat artık futboldan da, futbolcudan da anlamadığı açıkça ortada olan bizim Başkanımız Ünal Aysal’da...
Gerçekten kulübünün haklarını koruyamıyor ve gerçekten de altın tepside sunulan fırsatları değerlendiremiyor...
Hem paralarımız gidiyor, hem de şampiyonluk...
İnşallah Galatasaray bizim bildiğimiz Galatasaray gibi oynamaya başlar.
Çünkü biz şampiyonluğu hep deplasmanlarda kazandık.
Bu sezon ise deplasman karnemiz maalesef hiç iyi değil, çünkü takımda pamuk prenslerimiz fazla.
Keşke bir Melo’muz, bir Semih’imiz daha olsa.
Ve aslında kabahatin büyüğü Mancini ‘de. Çünkü takımla o kadar çok oynuyor ki kabul edilebilir bir durum değil bu.
Bu kadar rotasyon olmaz.
Bir takım neredeyse oynadığı tüm maçlara farklı bir 11 ile çıkmaz...
Hadi ilk haftalarda takımı tanımıyordun, hadi bazı transferlere ihtiyacın vardı.
Takımla birlikte oldun, Millete normal sezonda yapılmayan transferler sana ara transferde yapıldı.
Be kardeşim artık hala takımı tanımıyorsan, kimin ne yapacağını bilmiyorsan biz sana ne diyelim ki?
Bizler sana saygı duyuyoruz. Çünkü futbolculuğunu da, Teknik Direktörlük kariyerini de biliyoruz. Ama ne olur sen de bizleri hor görme...
Neticede biz de Galatasaray’ız...
Rize maçında güzel bir oyun çıkarır, güzel bir galibiyetle dönersiniz inşallah...
Hakan GİRGİN