07
2012
Evet, bir Türk Teknik Direktör önderliğinde ilk defa bir Türk takımı Şampiyonlar Liginde gruplardan çıkıyordu Braga karşısında aldığımız sonuçla.
Fatih Terim yine bir ilki başarmıştı.
Biz Galatasaraylılar ne kadar sevinsek ve ne kadar öğünsek de azdır.
İnşallah daha ilerisini de görürüz bu şampiyonların liginde…
Hele hele bizim dişimize göre bir takım çıkarsa ve de takıma bir-iki takviye yapılırsa inşallah oda olur….
Hepimiz biliyoruz ki Galatasaray Braga karşısında ilk yarıda bu sezonun en rezil futbolunu oynadı….
Sahada sarı kırmızı forma ile mücadele edenlerin neredeyse tamamı tel tel dökülüyorlardı ve Braga hücumları ard arda geliyordu.
Hani Braga’nın bir-kaç gol daha atarak maçı ilk yarıda koparması işten bile değildi…
Bereket bu maça kadar yanımızda olmayan şans melekleri ilk defa bu maçta bizim yanımızdaydılar…
Çünkü;
Manchester’e karşı daha ilk maçta biraz şansımız olsaydı, hatta ve hatta hakem dürüst(!) olsaydı daha o maçta çok büyük bir avantaj elde edecektik.
Olmadı, şans bizden yana değildi.
Braga maçında da çok iyi oynadık belki ama o 4-4-2 saplantısı var ya işte o sistem ile oynamakta ısrar etmek maalesef ligde olduğu gibi bizi şampiyonlar liginde de vurdu…
Bir türlü Braga’yı çözemedik. Kapandılar ve biz o kapalı savunmayı açmayı bir türlü beceremedik.
Ve iki kontratak ile maalesef evimizde mağlup olduk.
Şampiyonlar Liginde ilk 2 maçlar oynandığında, Cluj maçı kapıya dayandığında ligde SIFIR puanımız vardı…
Ama, bizler hala ümitliydik maçlardan.
Fakat o göl haline dönen saha Cluj’ü bizim elimizden aldı gitti.
Ve Cluj ile berabere kaldık sahamızda. 3. maçlar sonunda 1 puanımız vardı....
Her şey üst üste geliyordu.
Bereket Manchester Braga’yı yenmişti ki en azından şampiyonlar ligine devam edemezsek bile Avrupa Ligi şansı kaçmamıştı. Hatta olasılıklar dahilinde Şmpiyonlar Liginde bir üst tura çıkmanın hesaplarını da yapıyorduk.
Nitekim bu hesapları yaparken Manchester’i İstanbul’da yenmenin hesaplarını yapıyorduk çekinmeden.
Nitekim tüm hesaplarımız tuttu.
Osman Tanburacı ve onun değişik versiyonlarının heveslerini kursağında bırakacak sonuçlar aldık.
Biz İstanbul’da elimizden kaçırdığımız Cluj’u evinde yendik.
Sonrasında bazılarının akılları sıra, karşımıza çıkan 11’in maddi değerinin Galatasaray’ın 11’inden bile fazla olduğunu unutarak aldığımız galibiyeti küçümsemek için kullandıkları o “AMA MANCHESTER YEDEKLERİ İLE GELDİ” sözlerine bakmadan Manchester’i devirdik.
Sözde, bazı mihaklarca bize karşı şike yaptığı iddia edilen Cluj’da Braga’yı devirince tüm ipler bizim elimize geçti.
Artık her şey kendi elimizde idi.
Manchester’in Cluj’u yeneceğine o kadar emindik ki kendimizi bir üst turda görmenin rahatlığı ile sayın Terim’in ısrarla oynattığı 4-4-2 sistemi ile sahaya çıkmakta beis görmedik…..
İşte tam burada bomba patlıyordu neredeyse….
Israrla 4-4-2 ile oynamakta ısrar etmek niye benim aklım ona takıldı arkadaşlar.
Oysa bu sezon defalarca gördük ki hele hele bu futbolcular ile ve de gerçekten formsuz futbolcular ile 4-4-2 sisteminde oynamakta ısrar etmek inanın bir intihardan farksız bence…
Kimse Braga’yı orada yendik ve bir üst tura çıktık diye bazı gerçekleri göz ardı etmesin.
Ben inanıyorum ki eğer Cluj değil de bizim çekiştiğimiz rakip Braga olsaydı o maç çok daha zor geçerdi bizim için…
Ve yine iddia ediyorum ki biz bu sezon maalesef kötü futbol oynuyoruz.
Oynadığımız futbolu tüm takımlar çözdü.
İşte tam da bu yüzden oyunumuzu rakip takıma kabul ettiremiyoruz….
Israrla 4-4-2 sistemi ile oynamaya çalışıyoruz.
Oyun içinde gerek oyuncuların yerlerini değiştirerek ve gerekse oyuncu değişiklikleri ile başka bir sistem arayışında olmuyoruz….
Galibiyet için çareler aramıyoruz.
İşte Braga maçı ve pek çok denemelerden sonra gelen galibiyet.
4-5-1 ‘de oynadık, 4-2-3-1 ‘de oynadık, 4-3-3 ‘de oynadık….
Hatta 4-24 ‘de oynamış olabiliriz.:))..
Hatta Riera gibi bir adamı bölgesinde tek bırakıp oradan bir sürü hücum yemeyi de göze aldık…..
Bilmiyorum genelde oynadığımız futbol kaçınızı tatmin ediyor.
Bu takım müthiş takviyeler yapılmasına rağmen asla geçen sezonki takım kadar bile futbol ortaya koyamıyor…..
Eğer, bu takıma takviyeler (Dikkat edin, takviye değil takviyelerden bahsediyorum) yapılmaz ise bu takım hele hele aynı sistem ile oynamaya devam ederse korkuyorum ki şampiyonluğu bile kaçırır….
Galatasaray eğer geçen sezon şampiyon olmasaydı, bazı hafifletici nedenlerden dolayı anlayışla karşılayabilirdim belki ama özellikle bu sezon ve özellikle Trabzonspor’un yerlerde süründüğü, Beşiktaş’ın ‘Feda’ dediği, Bursaspor’un çoktan koptuğu bir ligde ve de tüm bu takviyelere rağmen şampiyon olamaz isek bunun affedilecek bir yanı olmaz bana göre…
Yemin ediyorum sayın(!!!!!) Mızıkacı ve onun gibiler kim bilir neresi ile güler bizlere….
Çünkü, öylesine kötü bir ligde mücadele ediyoruz ki bir düşünün.
Bir düşünün ki, kötü oynuyoruz, oynayamıyoruz diye isyan ettiğimiz bir takım bu ligde hala lider…
Kabul edilemeyecek puan kayıplarına rağmen lider.
İşte tam da bu yüzden isyan ediyorum ve diyorum ki;
“Eğer biz düzelmez isek ve rakipler biraz daha toparlanırsa işte o zaman keten helvayı yakabiliriz”….
Arkadaşlar,
Bana göre her şeyden önce bize kaliteli bir sol bek lazım…
Riera’nın elinden gelenin en iyisini yaptığını, hatta canla başla, disiplinli bir şekilde mücadelesini verdiğini görüyorum ve onu takdir de ediyorum.
Ama görüyoruz ki ağır olmasını geçtim, orjini bir sol bek olmadığı için zaman zaman pozisyon hataları yapıyor, gol yememizden sorumlu oluyor.
Eğer bir sol bek alırsak takımın defansı biraz daha sağlamlaşır.
Ondan sonra eğer bir transfer yapılacak ise mutlaka defansın göbeğine yapılmalı ve en azından Kolo Toure gibi birisi transfer edilmeli.
Öyle, Alper Potuk gibi birisi veya bir santrafor bence sonraki transferler olmalı. Yani öncelik defans bloğunda olmalı….
Böyle takviyeleri yapmamız şart.
Ama her şeyden önemlisi her ne hikmetse bu takımın fizik gücü bu sezon epey düşük. Bu duruma devre arasında mutlaka el atılmalı bence…
Ve son sözüm de hocama;
“HOCAM LÜTFEN KORKMA, SEN FATİH TERİM’SİN. SEN BU GÜNLERE CESARETİN İLE GELDİN. YİNE CESUR OL. BAK, CESUR HAMLELER YAPTIN, RİSK ALDIN VE BRAGA GEÇİLDİ. DİZGİNLERİ BIRAK, TOP ÇEVİRMEKTEN VAZGEÇ, BU LİGİ DE DAĞIT LÜTFEN”…..
Herkese Sarı-Kırmızı, Parçalı Formalı Günler dilerim…..
Hakan GİRGİN