04
2012
İnanıyorum ki şu anda, bırakın Galatasaray düşmanlarını(!), herkes tarafından bilinen bazı Galatasaraylılar bile Galatasaray'ın tökezlemesi için sanki dua ediyorlar ki Fatih Terim'e saldırmak için fırsat çıksın kendilerine......
Böyle Galatasaraylılar olduğu sürece her fırsatta Galatasaray ve Galatasaraylıların yaptıklarını, yapmadıklarını ağzından düşürmeyen Aziz Yıldırım ve onun şürekası gibi kişilere bile gerek yok.
Kim ne derse desin tartışmasız açık ara bu ülkenin ne başarılı Teknik Direktörü kesinlikle Fatih Terim'dir...
Hepimiz biliyoruz ki şu anda her hangi bir futbolsevere dünyanın en başarılı Teknik Direktörlerinden bir kaç tanesini say deseniz hiç kuşkusuz ki ilk akla gelen isimler kesinlikle Alex Ferguson ile Jose Mourinho olacaktır.....
Ama yine hepimiz biliyoruz ki eğer Manchester United bir Türk Takımı olsaydı ve bırakın geçmişteki yılları sadece geçen sezonki şampiyonlar liginde gruptan çıkamayıp başarısızlığa uğraması sonrası her halde Alex Ferguson'un arkasına teneke bağlarlardı ülkemizde....
Yani, demek istediğim şudur ki hangi Teknik Direktör olursa olsun, hangi takımı çalıştırırsa çalıştırsın herkesin zaman zaman başarısızlığa uğraması kaçınılmazdır....
Futbolda bunlar vardır.
Futbolun doğasında olan bir şey bu ve zaten futbol bu tür sürprizlere açık olduğu için bu kadar çok seviliyor...
Evet, ben de her futbolsever gibi zaman zaman "HOCAM, KEŞKE ŞÖYLE YAPSAYDIN" diye eleştirdiğim oluyor Fatih Terim'i ama ben bu eleştirileri art niyetle yapmıyorum.
Tıpkı pek çok Galatasaray'lı arkadaşımın yaptığı gibi iyi niyetli eleştiriler hepsi.....
Hiç unutmam Levent Tüzemen yazmıştı bir zamanlar Sabah Gazetesinde.
Arnavutluk Milli maçı öncesinde Tiran'da o zamanlar Federasyon'da Başkan Vekili olarak görev yapan Şekip Mosturoğlu'nun "Biz meğer Terim öncesi bir teknik adamla çalışmıyormuşuz" dediğini....
Hatırlarsınız, o günlerde bile vardı Terim düşmanları....
Tıpkı bugün olduğu gibi...
İşte o yüzden her zaman başarılı olmaya mahkum(!) bizim hocamız.....
5 Kasım 2001'de PDR Conferences tarafından Türkiye'de düzenlenen "Takımdaşlık" seminerinde "Dünya çapında takımlar yaratmak" adlı kitabı yazan Claus Moller Fatih Terim hakkında şöyle demişti.
"Terim, çalıştırdığı takımlara, başarılması neredeyse mümkün olmayanları dahi başartabilen, tüm ekibini bu yönde kanalize eden mükemmel bir koç.. En kıt kaynaklarda, en zor ve en sıkıntılı dönemleri geçirip, tam 4 yıl üst üste şampiyon olan bir takım yaratmak ve yüz milyonlarca dolar bütçesi olan takımların arasından çıkıp bir Türk takımını UEFA Kupası'nı almak hiç de kolay değildir.".....
Merak etmeyin beyler,
Fatih Terim inandırıcılığı olan, kitleleleri peşinden sürükleyebilen ve o kitleleri idare edebilme yeneteğine sahip güçlü bir liderdir. Kararlıdır. Sorumluluğunu bilir. Eğer başarısız olduğunu görürse o zaten gitmesini de bilir.
Ama şu sözleri hepiniz bilirsiniz. Özellikle ticaret yapanlar daha iyi bilir.
Hani, derler ya "TİCARETTE KAR İLE ZARAR KARDEŞTİR"....
İşte bazen, futbolda başarısız olmak da vardır.
Ama sizin neyi başarı ve neyi başarısızlık olarak gördüğünüz de önemlidir.
Kimse kusura bakmasın ama bu ülkede (Kimler olduğunu hepimiz biliyoruz) bir kişinin Fatih Terim'e dudak bükebilmesi için, hele hele ona laf söyleyebilmesi için aklını peynir ekmekle yemiş olması gerekir. Ya da kesinlikle kıskançlık krizindedir veya futboldan hiç ama hiç anlamıyordur.....
Beyler,
Lütfen kime sardığınıza dikkat edin. O Fatih Terim var ya, işte o TERİM;
· Çalıştırdığı Ümit Milli Takımı Akdeniz Olimpiyatlarında şampiyon yapmıştır.
· A Milli Takımımızı ilk defa, o güne kadar sadece katılmayı hayal ettiğimiz Avrupa Şampiyonasına taşımıştır. (Tamam şampiyonada başarısız olduk belki ama o bize yetmişti ülke olarak. Ama o bile bizler için çok büyük, başarılması çok zor olan bir hayaldi.Keşke ilk katıldığımızda daha başarılı olsaydık.)
· Galatasaray'ı üst üste 4 defa lig şampiyonu yapmış, Ülkemizde ilk defa bir kulüp takımına UEFA Kupasını kazandırmıştır.
· Avrupa Şampiyonasında 3. olurken Milli Takımımızın başında bugün yine birilerinin tökezlemesi için aportta bekledikleri, hatta bunun için dua ettikleri, dudak büktükleri Terim vardı.
· Terim İtalyan futbolunun zirvede olduğu yıllarda Fiorentino'yu çalıştırmış, ligde ve kupada başarılı sonuçlar almış, taraftarlarca adına şarkılar bestelenmiş, halen orada saygı gören bir Teknik Direktördür.
· Yine Terimdir ki orada gösterdiği başarı üzerine dünyada pek çok Teknik Direktörün "Bugün imza atayım da yarın beni kovsunlar" isterse dediği Milan tarafından Teknik Direktörlüğe layık görülmüştür ki kendisinin kimlerin ayak oyunları ile Milan'dan uzaklaştırıldığını futbol dünyası çok iyi bilmektedir.
· Bu Terim'dir ki Milan'dan (SÖZLEŞMESİ TEK TARAFLI FESHEDİLDİĞİ İÇİN) alabileceği onca parayı teperek G.Saray istediği için 2. defa G.Saray'a dönmüştür bunu unutmayın olur mu?
· Fatih Terim'in Galatasaray'ın başına 2. defa geçtiğinde neden ve niçin başarısız olduğunu hepimiz biliyoruz. Kaldı ki o çağrıldı geldi. Her Galatasaraylının yapacağını yaptı. Başarısızlığını da kabul etti ve efendice gitmesini de bildi....
Ve o Fatih Terim şimdi 3. defa Galatasaray'ımızın hizmetinde.
Ve kimse kusura bakmasın ama Fatih Terim birileri burun kıvırsa da bir zamanlar (RAHMETLİ) Coşkun Özarı'ya verilen 'Hocaların Hocası' ünvanını fazlası ile hak etmektedir.
Çünkü yetiştirdiği, hocalığını yaptığı pek çok futbolcusu şimdi halen liglerimizde hocalık yapmaktadır...
Unutmayalım ki pek çok futbolcu onun için "BABAM GİBİDİR" demişti....
Bu ülke maalesef Fatih Terim'e "ŞEHİR KIROSU" diyebilen insanları da gördü.
Bugün, Fatih Terim'e laf söylemeye kalkacak birisinin, onu yerden yere vurmaya(!) kalkacak birisinin onun yakaladığı başarıları yakalamasını geçtim, KIRK yaşındanm sonra en azından bir kaç yabancı dil öğrenmesi gerekir bence.:))..
Benim anlayışıma göre TERİM'e dudak bükenlerin özellikle futbol konusunda tartışmalarına değer verilmez. Çünkü o kişinin futbolu bildiğinden emin olunamaz..
Onlar, olsa olsa UEFA Şampiyonluğuna "TESADÜF" diyerek hem Terim'in ve hemde onca futbolcunun emeğine saygısızlık eden mütahhitlerdir.:))..
Çünkü Terim'in futbol bilgisini, Teknik Direktörlüğünü, başarılarını tartışmaya açmak başka, onun ligdeki maçlarda taktikleri üzerine tartışmak çok başka...
Hıncallaşmayalım lütfen....
Arkadaşlar,
Bugün maalesef "Galatasaray dört maçını da kazanırsa gruptan çıkma ihtimali var."
diye konuşan birisinin Futbol Federasyonu Başkanı olarak görev yaptığı bir ülkedeyiz.
Halbuki bugün kalan dört maçını kazandığı takdirde Galatasarayımızın gruptan çıkmama ihtimalinin olmadığını herkes bilir.:))..
Evet,
Fatih Terim'in Galatasaray'da futbol oynadığı 14 yıl boyunca Galatasaray bir kez bile şampiyon olamadı. Hatta kendisine "Uğursuz Terim!" diyenler de oldu.
İşte o Terim, Galatasaray'da yapılanmayanları yapan, başarılamayanları başaran teknik adam oldu. Galatasaray dört yıl üst üste şampiyon oldu. UEFA şampiyonu bile oldu. Ulusal takımımız, tarihinde ilk kez Avrupa Şampiyonası'na gittiği zaman, halkımız tüm zamanların unvanını Terim'in omuzlarına taktı: İmparator!
Evet,
Fatih Terim futbol oynadığı dönemde de sertti, hatta çok da çamurdu(!)...
Meslekdaşları ile saha ortasında kavga bile ederdi.
Haksızlığa uğradığına inandığında hakem bile tanımazdı.
O, okumamış ama kendisini eğitmişti.
Ama, zaten bizler onu hep böyle sevmedik mi?
Onun erkek duruşunu, yenildiğinde bile rakibini ezen bakışlarını,
Galatasaray için yaptığı faedakârlıklarını,
Onun gerçek Galatasaraylılığını sevmedik mi?.....
Evet,
Bu ülkede maalesef Terim düşmanları var. Ağzı ile kuş tutsa da ilk fırsatta yapılan her iyi şeyi unutup onu başarısız göstermek isteyenler mevcut.
Ama bu durum zaten bazıları için bir klasik.
Çünkü onlar sadece Fatih Terim'e değil, Piontek'e, Mustafa Denizli'ye, Şenol Güneş'e de aynısını yapmamışlar mıydı?....
Arkadaşlar,
Yeri gelirse fikirlerimizi belirtelim, hatta aynı fikirde olduğumuz konularda sayın Terim'den de, Yöneticilerimizden de ve hatta futbolcularımızdan da bazı isteklerde bulunalım. Ama, haksızlık etmeyelim hiç bir kişiye.
Haksızlık edenlere, Galatasaray başarısız olsun diye ellerinden geleni yapanlara da engel olalım lütfen.
Unutmayın, BAŞKA GALATASARAY YOK.......
Hoşça kalın, Galatasaray ile kalın......
Sevgi ve Saygılarımla,
Hakan GİRGİN