08
2013
Hepimiz biliyoruz ki adalet sisteminde insanlar suçu ispat oluncaya kadar masum olarak kabul edilirler… Yani bu bütün dünyada böyledir. Hiç kimse birisinden suçsuz olduğunu ispat et bize diye bir istekte bulunamaz….
Kimse de her hangi bir durumda kendisinin suçsuz olduğunu ispat etmeye uğraşmaz..
Ancak birisine bir suç isnat eden kişi veya kurumlar isnat ettiği suçu ispat etmekle mükelleftirler….
Ama, gelin görün ki bizler özellikle bu 3 Temmuz süreci sonrası öyle garip olaylarla karşılaşıyor, öylesine saçma suçlamalar ya da bunlardan daha beter bahaneler ile karşılaşıyoruz ki insanların şaşırmaması imkansız..
Neticede en sonunda Melo davasında gördüklerimiz, duyduklarımız bu güne kadar yaşadıklarımızı fersah fersah geride bıraktı……
Ne demişti Tahkim Kurulu Melo ile ilgili olarak verdiği kararda,
"Galatasaray A.Ş.' nin, futbolcusu Felipe Melo De Carvalho ile ilgili PFDK'nın 31.01.2013 tarihli ve E. 2012-2013/637, K.2012-2013/734 sayılı kararına karşı yapmış olduğu itiraza ilişkin Kurulumuzun E.2013/22 numaraya kayıtlı dosyası incelendi. İtirazın süresinde olduğu, gerekli harcın yatırıldığı görüldü. Talep doğrultusunda duruşma açıldı. Duruşmaya Futbolcu Melo ile yanında getirdiği tercüman, vekili ile Galatasaray A.Ş. yöneticisi katıldı. Sözlü açıklamaları dinlendi, tutanak altına alındı. FDT'nin 86/III. maddesine uygun olarak, yayıncı kuruluştan celbedilen müsabaka görüntüleri ile itiraz eden kulüp tarafından sunulan görüntüler izlendi. Yapılan müzakere neticesinde; hakem raporunda bulunan hususların aksini ispata yeter kuvvette delil ve emare olmaması yanında, olayın gerçekleştiği anda rakip takım futbolcusunun tepkisi ve diğer oluşa dair tespitler dikkate alınarak;
- PFDK'ca Galatasaray A.Ş. futbolcusu Felipe Melo De Carvalho'ya rakip takım futbolcusuna tükürmesi nedeniyle FDT'nin 42/2.ve 35/4.maddeleri uyarınca 4 resmi müsabakadan men cezası ve 10.000.-TL para cezası verilmesinde sübut, hukuki nitelik ve cezanın tayini bakımından bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, yapılan itirazın reddine, cezanın onanmasına oybirliği ile karar verildi." Demişti açıklamlarında….
Şaka gibi yani.:))..
***Yapılan müzakere neticesinde; hakem raporunda bulunan hususların aksini ispata yeter kuvvette delil ve emare olmaması yanında, olayın gerçekleştiği anda rakip takım futbolcusunun tepkisi ve diğer oluşa dair tespitler dikkate alınmış.:))..***
Tahkim Kurulundaki tarafsız(!) Adalet Bekçileri(!) olan beyler zaten kendileri ile çelişiyor..
Ne demektir yaptıkları açıklamalar?
Yani, aslında hakemin Tükürdü demesine rağmen Melo’nun hakemi yalanlarcasına tükürmediği o kadar açık ki hani daha önce sahaya inmeyen şikeyi icat eden bu zevat, Merieles’in tükürüğüne sıvı diyen bu zevat Melo’nun ortada bir sıvı bile yokken verilen cezayı onaması tamamen bir art niyet göstergesidir.
Kesinlikle başka bir şey değildir..
Çünkü bir tükürük olayı varsa fazla kıvıramazsınız.
Ya vardır ya da yoktur tükürük.
Siz onun adına sıvı da deseniz bir şeyler vardır ortada.
Be kardeşim Melo’nun ağzından SIVI bile çıkmıyor.:))..
Hele hele, olayın gerçekleştiği anda rakip takım futbolcusunun tepkisi ve diğer oluşa dair tespitler dikkate almak ne demek?...
O zaman sizler bütün futbolcuları Oğuzhan Özyakup gibi alın teri hırsızlığı yapmasına teşvik etmiyor musunuz?...
Yani şimdi her hangi bir futbolcu kendisine ağır küfür edilmiş gibi hareket ederse, kendisine tekme atılmış gibi hareket ederse bunun sonucu ne olacak?...
Efendiliğin karşılığı bu mudur?...
İllaki bizlerin de, yani milyonlarcaa Galatasaray taraftarının da sokaklara mı çıkması lazım sözlerimizin dinlenmesi için. Daha doğrusu hakkımızın korunması için…..
Ya da Başkanımız yanına mahalle kabadayıları alıp Federasyon Binasını mı basması gerekir her şeyin düzelmesi için….
Mahalle kabadayıları diyorum çünkü birilerinin etrafında “Şampiyonlukta bizim katkımız yok mu Sinan?” diye hesap soran ve darılan Çakıcı’lar, birisinin etrafında da Fenerbahçe tribünlerinden gelen Peker’ciler var.:))..
Tahkim Merieles olayında bizzat olayın muhataplarından birisi olan Hakemin sözlerine itibar etmiyor, görüntülerde net olarak görünen (ONLARA GÖRE SIVI) tükürüğe bakmıyor bile ve kendine göre tükürüğün, pardon sıvının surata tam yansımadığına karar verip Merieles’in cezasını indiriyorlar.
Yani giydikleri formanın hakkını veriyorlar kısacası….
Oysa Melo’nun olayında Merieles olayında kılı kırk yararak 6,5 saat seyrettikleri (ARTIK NEYİ OKADAR SAAT SEYRETTİLERSE) görüntüler gibi saatlerce izlenecek bir şeyde yoktu.:))..
Çünkü görüntüler o kadar açık ve net ki…
Kar var, yağmur tanesi var, ağızdan çıkan buharlar var ama bir tek tükürük yoktu….
Tükürük yok ve ceza da yok diyeceklerdi ama bunu bile diyemedi sevdiğimin şeref timsali adalet bekçileri(!)….
İşte ben bu dünyadaki en adaletsiz adalet bekçileri oldukları için bu Tahkim Kurulumuz(!) ile gurur duyuyorum….
Bilmiyorum bunlar geceleri başlarını yastığa koyduğunda nasıl uyuyabiliyorlar…
Dilerim bundan sonra her birinin uykusuz geceleri çok olur…..
İnşallah her biri eğer var ise vicdan azabından kıvranıp dururlar….
............................................
Bana göre bu Federasyon ve Kurulları her şeyi bilerek ve isteyerek yapıyor…
Yani, Tahkimdekilerin istisnasız hepsi bana göre yaptıkları ve yapmadıklarının hep ama hep yanlış olduğunu bilerek tapıyorlar…
Ve üstelik de herkesin gözlerinin içine bakarak ve sırıtarak yapıyorlar….
Ve inanın başta Galatasaray ile Trabzon ve sonrasında Bursa’ya yapılanlara bir bakın ne demek istediğimi anlarsınız…
Şahsen ben Beşiktaşlı olsa da MHK’nin başındaki Zekeriya bey’e inanıyor ve güveniyorum. Onun tarafsız, dürüst bir yönetim gösterdiğine de inanıyorum ama emrindekilere inanmıyor ve güvenmiyorum…
Maçlara atanan hakemler inanın çok şey ifade ediyor bilenlere….
Saygılarımla,
Hakan GİRGİN