26
2013
Dikkat ettiniz mi bilmiyorum ama haftalardır Galatasaray üzerine öylesine oyunlar oynanıyor ki anlatılacak gibi değil. Neredeyse Galatasaray TV hariç içlerinde Devlet Televizyonunun da dahil olduğu pek çok özel televizyonlarda yayınlanan spor programlarının yorumcuları haftalardır Galatasaray aleyhine bazen ince ince, bazen de açık açık utanmadan her türlü çalışmaları yapıyorlar…
Aynı şeyler yazılı medyada da aynen ve son hızla devam etmektedir…
Mesela en son Emre Belezoğlu’nu az kalsın Mesih ilan edeceklerdi birileri….
Hatta defalarca FB genç takımlarının 10 kişi kalan rakiplerine nasıl da kendi oyuncularını eksilterek centilmenlik dersi verdiklerini bolca okuduk, duyduk bildiğiniz gibi….
İşte bu kişiler var ya bunlar, yani Sinan Engin ve Ümit Özat gibi kişiler var ya işte bunlar Merieles’in tükürmediğini, ama Ordu maçında neler olduğunu bilmeden Fatih Terim ile ilgili olarak “KÜFÜR ETMİŞTİR” diyecek kadar peşin fikirli olan kişilerdir…..
…………………………………………………..
Hakem var, Hakem var……
Galatasaray-Ordu maçındaki hakemden de bahsedeceğiz tabi ama önce önce bazı şeyleri hatırlatmak ve öncelikle FB-Kasımpaşa maçına değinmek isterim….
Daha yakın zamanda oynadığımız Bursaspor maçı sonrasında yazdığım yazıda şöyle bir cümle kullanmış, ***Yapılan hakem hatalarını toplayın, çıkarın, çarpın her ne hikmetse hatalardan eninde sonunda Galatasaray zararlı çıkıyor. Çünkü hatalar her ne hikmetse hep Galatasaray aleyhine oluyor. Sadece Galatasaray maçlarındaki hatalar değil, Fenerbahçe’nin maçındaki hatalar bile hep Galatasaray aleyhine(!) oluyor.:))*** demiştim…..
Yakın zamandaki Bursa maçında Fırat Aydunus tarafından aleyhimize verilen kararları tekrar uzun uzun anlatmanın anlamı yok. Resmen puanlarımız çalınmıştı o maçta….
Hatırlarsanız aynı hafta Fenerbahçe-Sivas maçında Cüneyt Çakır Rıdvan’ın bile en azından turuncu kart verilmesi gerekir dediği pozisyonda Musa Show’un yaptığı harekete kart dahi çıkarmaması, sonrasında Zigler’in arkadan çekerek yaptığı harekete, sonra Egemen’in güreşte bile faul kabul edilen hareketlerine sarı kart çıkarmaması, üstüne adamın göğsünün ortasına (KOLA YAKIN BÖLGESİNE BİLE DEĞİL) çarpan bir topa neredeyse penaltı sayılabilecek bir noktada topun el ile kesildiğine hükmederek F.Bahçe’lilere atış şansı tanıması o haftanın bizce en akılda kalan hakem hataları olmuştu…..
Yani hakemler gerçekten dürüst maçlar yönetseydi o hafa iki takım arasındaki puan farkı daha bir başka olacaktı….
Hatta ve hatta ben sözlerimi *** Şahsen ben bu masum(!) hakem hatalarının ilerleyen haftalarda artarak devam edeceğini düşünüyorum. Dilerim yönetimimiz bu konuda uyanık olur*** diye bitirmiştim……
Fenerbahçe’nin Kasımpaşa maçını her halde pek çok arkadaşımız seyretmiş ve bir hakemin sahada maçı Fenerbahçe’ye kazandırabilmek için nasıl da çaba sarfettiğini mutlaka görmüşlerdir….
Mesela Emre’nin yaptığı net bir faule karşılık hakemin Kasımpaşalı futbolcunun aleyhine faul kararı verildiğini, hava topuna çıkan Egemen’in kendisine kimse dokunmadığı halde tayming hatasından yere düşüşünü hakemi aldatmaya yönelik bir hareket olarak değerlendirmesi gerekirken Kasımpaşalı futbolcunun Egemen’e faul yaptığına karar verdiğini, Volkan’ın hakemin sarı kart göstermesinden sonra hakeme küfür edercesine gidip su içmeye kalktığını ve hakemin hiçbir şey yapamadığını, daha öncesinde de rakip futbolcuya koşarak hareket çekmesine seyirci kaldığını, yine maçın son dakikalarında Pintos’a yapılan faul sonrası duran oyunda topa vuran Emre’ye ikinci sarı kartı ve sonrasında kırmızı kartını göstermeyen Hakemin gerçekten de ceza alanında binlerce benzerinin ve hatta çok daha fazla penaltı kokan bir sürü hareketin yaşandığı ama hiç birisine penaltı çalınmadığı bir pozisyonda penaltıya hükmederek Fenerbahçe lehine maçı kurtaracak en önemli hareketi yaptığını görmüşlerdir……
Rıdvan’ın bile vicdanını sızlatan bir penaltı kararı ile galibiyete koşmak gelecek günlerin nelere gebe olduğunun en açık göstergesidir….
Belli ki hakemde yürek falan yoktu…
Habertürk Gazetesinin attığı ***3 HAKEM+11 FUTBOLCU*** başlığı her şeyi anlatıyordu…..
Şota’ya edilen küfürler o stattaki ne ilk küfürlerdi ve ne de son küfürler olacaktı…..
Daha önce Süleyman Hurma geçen sezon Kayseri’deki kupa maçında Fenerbahçeli futbolcuların inanılmaz küfürlerinden bahsetmişti Erman Toroğlu’na…..
Ve yakın zamanda saha içinde Ana-Avrat düz giden bir Gökhan Gönül’ün cezasız kaldığını hepimiz biliyoruz…
Erman Toroğlu ise Telegol’de bizlerin artık Fenerbahçeli futbolculardan (DUDAK OKUMA İLE) her zaman duyduğumuz küfürleri BU MAÇTA YİNE sıraladıklarını anlatıyordu….
Evet, Stresli günler yine başladı…..
Artık daha dikkatli olmamız lazım…..
Çünkü birileri gerçekten de gerilimden besleniyor….
Çünkü artık Emre geri döndü. Hem de gerçek yüzünü göstererek…
Ama kimsenin görmediği olayda Melo’nun tükürdüğünü bilmem nereden gören ve Galatasaray’ı yakan hakem Cem Satman hemen yanında yaşanan olayda yedek kulübesindekilerin duyduğu Emre’nin küfürlerini duymuyorsa eğer kimse bizlere masal anlatmasın…
Belli ki bu maça atanan hakemler görevlerini başarıyla tamamladılar….
Gelelim Galatasaray-Ordu maçına…..
Bilmiyorum farkındamısınız ama Galatasaray bu sezon belki de ilk defa bu maçın ikinci yarısında hiç olmadığı kadar ileriye, dikine oynadı. Her fırsatta hücumu düşündü..
Topu çevirelim, pas yapalım diye uğraşmadı….
İşte Galatasaray aslında bu şekilde oynamalı….
Ve bir kez daha açıkça belli oldu ki hem Drogba ve hem de Sneijder daha tam olarak hazır değiller….
Ama bir gerçek var ki bu bu ikili tam olarak hazır olduklarında ve takımın diğer oyuncuları da aynen 2000 yılındaki gibi koşar ve koşmayanların açıklarını kapatırlarsa bu takımın seyrine doyum olmaz….
Ama, hocamız hala koşmayan, pres yapmayan, mücadele etmeyen, sahaya yüreğini koymayan futbolcular ile sahaya çıkarsa biz daha çoook Ordu maçındaki gibi şoklar yaşayabiliriz….
Tamam, bu maçtaki şoktan 2. Yarıdaki inanılmaz mücadelemiz ile çıktık ama her takım bir Ordu gibi olmaz…..
Aldığımız bu galibiyet bizleri yanıltmasın sakın….
Mesela karşımızda bir Karabük olsaydı, mesela biz bir Bursa ile karşılaşıyor olsaydık ve 2-0 geriye düşmüş olsaydık halimiz nice olurdu düşünmek bile istemem….
Bir takım koşmayan birkaç oyuncuyu aynı anda idare etmez, edemez….
Özellikle ilk yarıdaki oyunumuz bir felaketti….
Biz, Drogba ve Sneijder’den vazgeçemeyeceğimize, onlarsız sahaya çıkamayacağımıza göre, Bir Muslera, bir Eboue’den, bir Semih ve Dany’den vazgeçemeyeceğimize göre geriye pek alternatif kalmıyor….
O yüzden takıma girebilecek az sayıdaki futbolcunun mümkünse teknik, ama kesinlikle çok koşan, pres yapan futbolculardan oluşması gerekmektedir….
Ama, sakın Ordu maçının ikinci yarısı bizleri aldatmasın…
Sahaya çıkan 11’in ileride pres yapması imkansız….
Biz, yani Galatasaray öyle bir takımız ki dünyada belki birkaç takım hariç (ki onları da yendik zamanında) karşımıza çıkan her takımı yenebilecek ama zaman zaman da hiç ummadığımız takımlara yenilebilecek bir takımız…
Hakem’e Gelince…..
Bilmiyorum ben mi yanlış düşünüyorum ama bu maçı seyrederken aklıma Beşiktaş-Samsun maçı ve hakem Cem Papila geldi…..
Belli ki Galatasaray’ımız, Yönetimi ile, Teknik Kadrosu ve Futbolcuları ve hatta taraftarları ile bir gayya kuyusuna çekilmek isteniyor….
Sanki sinsi sinsi planlar uygulanıyor bunun için….
Sahada öyle bir hakem vardı ki resmen ince ince Galatasaray’ı doğradı, futbolcularımız tahrik etmek, morallerini bozmak için elinden gelen her şeyi yaptı….
Ordusporlu oyuncuların sert faullerine göz yumdu, kartlarını göstermedi Galatasaray’lı futbolcuların sinirlerini alt üst etmek için elinden geleni yaptı….
Sizler bakmayın hakemi aklamaya çalışan ve aferim çeken FB yalakalarına…..
Onlar özel görevlerle ve peşin fikirli olarak yapıyorlar yorumlarını…
Sadece son maçta FB’den Webo’ya verilen penaltıya ve bize (DROGBA’NIN POZİSYONU) verilmeyen penaltı poziyonuna bakın hakemlerin kimlere çalıştığını görün……
Mesela, 37. Dakikada olduğu yerde hava topuna çıkan bir Drogba var ve birde kalesinden çıkıp oraya topu almaya çıkan kaleci var ama Drogba faul yaptı oluyor.:))..
Yukarıda da dediğim gibi iki ayrı maçta iki hakem ve iki karar var ortada. Nasıl bakarsanız bakın kararların sonuçları hep Galatasaray’ın aleyhine, FB’nin lehine….
Gel de birilerinin bu lige ayar vermeye çalıştığına, Galatasaray’ın ligi koparıp gitmesine engel olmaya çalıştıklarına inanma…..
Maça verilen hakem resmen FB taraftarı bir hakem. Bir tek sırtında forması yoktu….
Be mübarekler, en azından tarafsız olsun Galatasaray maçına verdiğiniz hakemler…..
Bir de Aykut Kocaman’ın "KAZANMAK İÇİN HER YOL MÜBAHTIR" mealindeki sözlerini de duyunca ve de malum kulübün geçmişte yaptıklarını da hatırlayınca işte o zaman bizim hakemi de, medyayı da, federayonu da, kurullarını da yenmemiz gerektiğini anlıyorum….
…………………………………………………..
Taraftarlarımız…..
Maalesef çok kötü bir taraftarımız var….
Öyle arada kareografi yapmakla taraftar olunmuyor….
Tiyatro seyreder gibi, film izler gibi seyrediyorlar maçları….
Asla 12. Adam gibi hareket etmiyorlar, rakip oyuncuları, hakemi etki altına alamıyorlar…
Sadece şarkılar söyleyip eğleniyorlar…
Taraftar dediğin en kötü ihtimalle Ordu maçının 2. Yarısındaki gibi olmalı. Hem de her zaman….
Arkadaşlar,
Dikkat ediyorum da burada sadece kendi kulübümüz ile ilgili gelişen olayları, yaşadıklarımızı, düşündüklerimiz paylaşıyoruz. Daha doğrusu bir birimize sallıyoruz…..
Ama, aslında bizlerin yaşanan olaylar karşısında, örneğin bu Federasyon ve Kurulları ile ilgili, Televizyonlarda yorumcu kisvesi altında resmen Anti Galatasaray propagandası yapan ve özellikle Fenerbahçelerini cilalayıp süsleme görevlerini yerine getirmeye çalışan birilerine ve programlara karşı bir şeyler yapmamız gerekmez mi?....
Mesela, içinizden kaç taneniz bu güne kadar Sinan Engin’i, Ümit Özat’ı ve Ahmet Çakar’ı ve onun gibileri, çıktıkları programları mail-twitter yağmuruna tuttu?....
Mesela içinizden kaç kişi şu DÜRÜST-NAMUSLU-ŞEREFLİ Tahkim Kurulu ile ilgili olarak Başbakanımıza mail attı, mektup yazdı takdirlerini(!) iletti?....
Bizler gerçekten hareketsiz kalırsak daha nice şampiyonluklar avuçlarımızın içinden uçup gider…..
Çünkü geçmiş zaman içinde çok gördük bu ve buna benzer filmleri….
Şu anda bile açıkça belli ki suyun karşı yakasındakiler ise gerçekten de boş durmuyorlar….
Düşünebiliyor musunuz adam(!!!!!) hala içlerinde bir tek Galatasaraylının olmadığı ve kuruluş görevinin aslında ne olduğunu hepimizin bildiği, bizlerin FENERASYON dediği bu Federasyonu Galatasaray’ı kayırmakla suçlayabiliyor utanmadan….
Bütün bunları neden yaptığı o kadar açık ki…
Ama Yönetimimiz uyuyor, UltrAslan uyuyor….
Hani nerde isyanlar?
Hani nerde yürüyüşler?...
Biz istemiyoruz ki onların Bağdat Caddesini yaktıkları gibi yürüyüşlerimiz olsun….
Ama bir şeyler yapalım artık….
Çünkü sessiz ve derinden giden, hem de basını ile, televizyonları ile, televizyonlardaki yorumcuları ile, Federasyonu ve Kurulları ile bir Fenerbahçe Cephesi var karşımızda….
Yoksa inanın bunlar bu çalışmaları ile ilerleyen yıllarda yaşanan o 3 Temmuz sürecinin Galatasaray yüzünden yaşandığını, asıl suçlunun yani şikecilerin Galatasaray, gerçek mağdurun ise Fenerbahçe olduğunu anlatıp dururlar çocuklarına, torunlarına…..
Saygılarımla,
Hakan GİRGİN