Makale Yaz
Bu haberi yazdır
Bizim(!) Aykut…..
 Nis
26
 2013

 

İnsanların içi başka, dışı başka olmamalıdır.

Adam olan ya göründüğü gibi olmalı, ya da olduğu gibi görünmelidir….

Mesela hepimiz biliriz ki Fatih Terim futbolculuğundan beri hep aynı Fatih Terim. Doğrusu, yanlışı bir tarafa kavga edecekse ediyor, küfür edecekse de ediyor. İsim vererek konuşuyor. Öyle birileri gibi kıvırmıyor, belaltı çalışmıyor…..

Hani Hz. Mevlana’nın da dediği gibi bu alemde öyle insanlar var ki  kılık kıyafeti yerinde ama içinde adam yok. Bazı adamlar var ki onların da sırtında kıyafeti yok…..

Yalancının mumu yatsıya kadar yanar demiş büyüklerimiz. İşte yüce Rabbim de sanki Aykut Kocaman’a itiraf ettirdi sanki kendisinin, futbolcularının, Yöneticilerinin ve Başkanının yaptıklarını…..

Çünkü söylediği "G.Saray ile ilgili mutlaka söyleceklerim de var. G.Saray'ın bu gücü ile saha içinde ve saha dışında 7 puanı çok azalttıracağını düşünmüyorum.” Sözlerinin başka bir izahı yok….

Ahmet Çakar’ın da dediği gibi "O zaman Bazı şampiyonluklar saha dışında kazanılıyor ya da bazı kayıplar saha dışı faaliyetlerle ortadan kaldırılabiliyorsa, 3 Temmuz'a neden olan süreçte de Fenerbahçe takımı benzeri faaliyetler içinde bulundu mu?”  diye Kocaman'a sorarlar…..

Demek ki Fenerbahçe yıllardır saha içinde ve saha dışında başarılı(!) çalışmalar yapmış ki hep bu şekilde şampiyon olmuş….

Özellikle Saraçoğlunda rakiplerini demek ki hep bu şekilde dize getirmiş(!)…..

Zaten başkan Aziz Yıldırım’ın söylemleri ile eylemleri hep bu yönde olmadı mı?....

 

Aykut Kocaman’ın futbolumun içine bıraktığı pimi çekilmiş bombalar o kadar çok ki anlatılacak gibi değil. Fütursuzca konuşmaları ile ortamı hep gerdi. Gerginlikten beslenmek istedi ama kusura bakmasın bu defa sert kayaya çarptı maalesef….

Çünkü bu defa karşılarında Trabzonspor ve Trabzonsporlular değil, Galatasaray ve Galatasaraylılar vardı….

Evet, Aykut Kocaman asla centilmen bir spor adamı olmadı. Her geçen gün sporseverleri şaşırtan söylemleri ve eylemleri ile sadece gerçek yüzünü ortaya koydu…..

Onun Ankaraspor’da iken Galatasaray ve Beşiktaş maçlarındaki hareketlerine, mimiklerine, hakeme olan isyanına bir bakın, F.Bahçe maçlarında ise (ÜSTELİK DE TAKIMI SAHADA DOĞRANIRKEN) Kulübesinde nasıl da sessizce bir kedi gibi oturuşunu bir hatırlayın. Ne demek istediğimi anlarsınız..

Şimdi artık herkes Aykut’u yakından tanıyor….

Aykut Kocaman’ı herkes o meşhur şike süreci ile sonlanan sezonun ikinci yarısı başlamadan önceki ortalığı karıştıran sözleri ile tanımaya başladı.

Demek ki start o söylemler ile verilmiş.:))..

Ne demişti Aykut Kocaman?

“Kimse yanlış anlamasın ama Trabzonspor son 3 haftada kritik maçlar oynadı. Bu 3 maça bakmak lazım. Gaziantepspor, Bucaspor, İstanbul Büyükşehir Belediyespor. 3 maç 3 penaltı. Bu penaltılar Trabzonspor’a kasten, isteyerek verildi, demiyorum. Fakat kimse bunları incelemiyor. Ancak maçların kritik anlarınadenk gelen penaltılara bakmak gerek.”…..

İşte, Trabzonspor’un elinden şampiyonluğu almanın hesapları o zaman yapılmış meğer….

Bilmem hatırlar mısınız ama Aykut’un sözünü ettiği o penaltılar spor programlarında doğru dürüst tartışılmamıştı bile. Çünkü pek  tartışılacak bir durum yoktu ortada…..

İşte Aykut Kocamanın sözlerinden, iddialarından bazı satır başları….

Geçen sezon 2-1 biten F.Bahçe-Beşiktaş maçı sonrası "Spor kamuoyunun vicdanının ve adalet duygusunun olduğunu düşünüyorum. Bizim maçlar da seyrediliyor, her takımın maçları seyrediliyor" diyerek Trabzonspor-Galatasaray maçına gönderme yapmış ve maçın hatır şikesi olabileceğini, maçın gayri ciddi, formaliteden bir maç olduğunu ima etmişti…

Benim Aykut’a cevabım şudur,

Futboldan birazcık anlayan birileri o söz konusu maçı seyrettikten sonra bir de akabinde Bursaspor’un şampiyon olduğu sene Kadıköy’de oynanan son F.Bahçe-Trabzon maçını bir seyretsin. Bakalım hangi maç insanlara daha gayri ciddi gelecek….

Üstelik o maç öncesi Sadri Şener’in “Çıkacağız, yenileceğiz” gibi saçma sapan sözlerini hatırlatmayı bile gereksiz görüyorum.

Kaldı ki daha bir hafta önce o Trabzon Urfa’da Türkiye Kupası finalinde o F.Bahçe’yi darmadağın etmişti. Onu da anti parantez hatırlatayım. 

Yine bizim(!) Aykut 2012’nin 11. Ayında bir maç sonrası basın toplantısında Gazetecilere “Bana genel olarak her şeyi sorabiliyorsunuz, cevap da alıyorsunuz ama başka yerlerde o soruları soramıyorsunuz, sorsanız da cavep alamıyorsunuz” diyerek Terim’i hedef almıştı… 

Hatta daha sonra (Yine 11. Ayda) daha da ileriye gitmiş Fatih Terim’in kendisi ile ilgili olarak “"Benim tanıdığım Aykut, bir şey söyleyecekse direk söyler.” sözlerinde  kendisine ismi ile hitap edilmesinin kendisini rahatsız edip etmediğinin sorulması üzerine  "İsmimle hitap edilmesi Fatih hoca veya başkası tarafından beni bozmaz. Söylenen sözler kişiyi bağlar. Ben mümkün olduğu kadarıyla insanlara hitap ederken dikkat etmeye çalışıyorum. Fenerbahçelilerin de bu konuda alınganlık göstermesine gerek yok. Bir bakarlar kişiye, söyleyene, karar verirler. Beni hiç bağlamıyor ve rahatsız etmiyor." diye cevaplamıştı….

Bilmem Aykut efendinin sözlerindeki gizli küfür(!) ve hakaretlerin farkında mısınız….. 

F.Bahçe-Bate (Avrupa) maçı sonrası lig maçını Pazar günü oynadıkları için isyan etmiş, "Pazartesi oynamak isterdik lig maçımızı ama herhalde bizden daha yorgunlar var demek ki! Maç programını düzenleyenler bunu hangi mantıkla yapıyor bilmiyorum. Galatasaray, Şampiyonlar Ligi'nde Çarşamba günü oynadı ama lig maçı Pazartesi günü. Biz ise Perşembe oynadıktan sonra Pazar günü sahaya çıkacağız. İstemek lazım demek ki"  diyerek ligde kendileri üzerine oyunlar oynandığını ima etmişti aklı sıra…..

Oysa Galatasaray’ımızın Şampiyonlar Liginde hem de deplasmanda oynarken Çarşamba gece yarısı biten maçtan sonra 42 saat sonra yorgun argın Bursaspor’un karşısına çıkarıldığını unutmadık bizler hala.:))..

Aykut hoca(!) sanki kendileri Cumartesi maça çıkarılmış gibi isyan etmesi kendisindeki iyi niyetli(!) yaklaşımı açıkça ortaya koymaktadır….

Oysa o zamanlar Galatasaray çok daha rahatlıkla Cumartesi veya Pazar günü oynatılabilirdi…..

Demek ki Aykut mantığı ile gidersek o zamanlar Galatasarayımıza ne oyunlar oynanmış meğer.:)).. 

Aykut Kocaman’ın bu tür saçma sapan çıkışları o kadar çok ki ama hala bizim tarafsız(!!!!!) medyamız işin üzerine gitmiyor. Hani hepsi de Galatasaraylı ya o yüzden olsa gerek.:)).. 

Mesela, 2013 ‘ün üçüncü ayında tesislerinde basın açıklaması yaparken "Çok acayip. Bir oyuncu yapmadığı bir işten dolayı 2 maç ceza alıyor. (Caner Erkin'in Eskişehir'deki olayından bahsediyor) Yapan 'Yaptım' dediği için cezası kalkıyor. Böyle çelişki olmaz. Umarım ve dilerim cezalık durumumuz olmaz ve böyle bir beklentimiz olmasın. Öbür taraftan, hata varsa cezası da olacaktır, olmalıdır da. En çok eleştirenlerin yararlanması enteresan. (G.Saray erteleme maddesinin iptali için Tahkim Kurulu'na başvurmuştu) Her yerde bizi vurmaya çalışanlar, önümüzü kesmeye çalışanlar (Gökhan Zan'la ilgili erteleme kararından sonra) sürekli faydalanabiliyor'' demişti….. 

Bu sözler gösteriyor ki bir insanın ar damarı çatlamaya görsün. Hayasızca, onursuzca açıklamalar gırla gidiyor ondan sonra….

A be kardeşim(!), senin Caner olayında en azından ortada bir söz var söylenmiş. Hakemin yanlış verdiği bir karar var ortada. Gerisi Disiplin Kurulunun ve Tahkim’in işi. Orada düzeltilebilirdi iş. Kimse de Caner mutlaka ceza almalı diye işlemedi hiçbir yerde. Peki Gökhan Gönül’ün durumu ne olacak?...

Sen Gökhan’ın cezasının azaltılmasını, kalan cezasının ertelenmesini bir kenara bırak önce. Sen asıl Gökhan’ın ortada hiçbir eylem yokken ve de rakibi “Bana değmedi bile” derken göz göre göre neden kırmızı kart ile oyundan atıldığından bahset. Birisinde (Caner olayında) görüntülerle desteklenemeyecek  bir durum var ortada. Diğerinde ise açık açık Gökhan’ın rakibine bırakın kırmızı kartı, sarı kartlık bir hareketi yok iken, benzerlerini binlerce defa gördüğümüz sıradan bir olay olduğu açıkça ortada iken görüntülerin delil sayılıp Gökhan’ın ceza almaması gerekirken neden ceza aldığından bahset sen bize…. 

Sonra bizim(!) Aykut yine Orduspor-F.Bahçe maçı sonrası bu defa yayıncı kuruluşa isyan etmiş ve "Yayıncı kuruluş dönüp kendine bakmalı. Bizim kulübemize ve oyuncularımıza odaklanıldığı kadar diğer yerlere de odaklanılırsa daha iyi olur. Herkese eşit mesafede olmak kendi ellerinde" demişti.:))..

Oysa hepimiz biliyoruz ki özellikle ve özellikle Saraçoğlu stadında ekranlara getirilmeyen pek çok olay oldu….

Keşke yayıncı kuruluş her şeyi ekranlara dürüstçe getirebilse, keşke F.Bahçe’nin yan kuruluşu gibi çalışmasa…. 

Bizim(!) Aykut Lazio maçı sonrası "Geçen sezon Fenerbahçe'yi özellikle Şampiyonlar Ligi'ne göndermeyenlere buradan, yarı finalden selam olsun demek lazım" demiş ve yine ceza falan almamıştı. Oysa hukuken benden, sizden yani sokaktaki vatandaştan hiçbir farkı olmayan Sedat Doğan’a ceza vermişti Disiplin Kurulu.:))..

Anlayın artık Federasyon ve Kurullarının nasıl bir Galatasaray sevgisi(!) ile dolu olduğunu.:))..

Oysa F.Bahçe’yi Avrupa’ya göndermeyenler değil, Avrupa’ya almayanlar (UEFA) vardı ortada….. 

Ve son olarak bizim(!) Aykut Gençlerbirliğine 2-0 yenildikleri maçtan sonra "Matematiksel olarak şampiyonluk şansımız var ama mantıklı konuşmak gerekiyor. Bu konuda söyleyeceklerim var. Rakibimizle ilgili söyleyeceklerim var. Galatasaray'ın saha içinde de saha dışında da 7 puan farkı azalttıracağını düşünmüyorum açıkçası. Neyse... O tarafa sonra gireriz. Galatasaray'ın son iki sezondaki bu gücüyle, tırnak içerisinde söylüyorum, bu farkın azalmasına izin vereceğini düşünmüyorum"  diyerek yaptıklarının, söylediklerinin üzerine tüy dikmişti adeta…… 

Acaba bu ülkede cezaların ertelenmesi neden gündeme geldi, kimin için çıkarıldı?....

Bizim(!) Aykuıt’un önce bunun cevabını vermesi lazım….

Türk Futbol Tarihinde bir hakeme yapılan en büyük terbiyesizliği yapan, hatta doğrusunu söylemek gerekirse resmen Türk İnsanına hakaretler eden, bırakın bir hakemi, bir insanın onuru, şerefi ile oynayan, bir insan olarak onu milyonların önünde rencide eden ve tarihin en büyük cezasına çarptırılması gereken Merieles’in neden 4 maç ceza ile yırttığının cevabını versin bizim(!) Aykut….

Üstelik de nasıl tükürdüğü ve o tükürüğün ŞİKE’Yİ SAHAYA YANSITMAYANLARCA nasıl sıvı’ya dönüştürüldüğü açık seçik ortada iken hem de….

Ama diğer tarafta tükürmediği açıkça belli olan Melo’nun dünyada ilk defa TÜKÜRÜĞE TEŞEBBÜS suçundan ceza almasını da unutmadık bizler…..

Unutmadığımız ve unutturmayacağımız o kadar çok olay var ki  kara kaplı defterde…..

Elbet bunların hesabını ödemekten kaçamayacağınız günler de gelecek.

Siz, siz olun Galatasaray taraftarlarını sokaklara dökmeyin…..

 

Sarı Kırmızı günler dileğiyle,

Hakan GİRGİN 

 





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
  2014
  2013
  2012
  2011
Son Girilen Makaleler
beawerheart
| 28 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 25 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 24 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 15 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 05 Ağustos 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...