Dikkat ederseniz Galatasaray camiasından hiç ama hiç kimse Fenerbahçe maçında futbolcuların, yöneticilerin ve taraftarların alkışlamasını, orada kendilerine tören falan düzenlenmesini istemedi. O yüzden kimse böyle bir konuyu gündeme getirmedi bile…

Bu konudan bahsedenlerin, gündeme getirenlerin, tartışmaya açarak polemik yaratanların ve gündemde tutanların kimler olduğunu, niyetlerinin hepimiz çok iyi biliyoruz…

Çünkü biz ebedi dostumuzu(!) çok çok iyi tanıyoruz….. 

Futbolumuza, sporumuza, sadece yeşil sahalara değil,  spor salonlarımıza bile “DÜŞMAN” kelimesini ilk defa sokan, “FENERBAHÇE DÜŞMANLARI” diyerek hayali düşmanlar yaratanların, olası başarılarını yüceltmek, çok daha büyük göstermek adına “FENERBAHÇE VE DİĞERLERİ” diyerek olası başarısızlıklarda herkesin kendilerine karşı olduğunu bu yüzden de başarısız oldukları tezini sunanların alkışına ihtiyacımız mı var sanıyorsunuz….. 

Hani o Terör Mabedinde diğer takımların taciz edilen, darp edilen futbolcu ve Teknik ekiplerini geçip, Hakemlere yapılan tehdit, baskılardan bahsetmeyip sadece Galatasaraylıların başına gelenlerin bir kısmından bahsedeyim sadece…. 

O, Kadıköy Belediyesi Başkanı olan ama halkın Belediye Başkanı olmaktan ziyade tüm derdi Kongre Üyesi olduğu Fenerbahçe’sini kurtarmak, ihya etmek olan Selami bey’in göz yumması ile inşa edilen o gecekondu stadta, o terör mabedinde neler olmadı ki….. 

………………… 

Evet, biz Galatasaray’lılar sarışın kanaryalardan asla alkış beklemedik, beklemiyoruz, beklemeyeceğiz de….

Çünkü yaptıkları malum örgüte taş çıkartacak eylemleri zaten ortada. En son Galatasaray’ın karanlıklar içinde kupa aldığı geceyi göz önüne getirmeniz yeter.

Futbol tarihimizde görülmedik rezilliklerin yaşandığı pek çok olaya şahit olduk o stadta. Hele hele Fenerbahçenin bir şekilde alacağı muhtemel cezalar sonrası eğer puan silinirse küme düşmesini önlemek ve eğer olursa playy-off uygulaması ile Galatasaray’ın şampiyonluğunun elinden alınmaya çalışılması sırasında o terör mabedinde maç sonrası çıkan olaylarda 44 polisin yaralandığını, 14 polis aracının tahrip edildiğini, olaylar sırasında ayrıca 5 ambulans, 2 itfaiye, 2 İGDAŞ aracının da zarar gördüğünü unutmadık. Çevredeki tren istasyonlarındaki 125 camının da göstericiler tarafından kırıldığı, 3 vatandaşa ait otomobilin de tahrip edildiğini biliyoruz.

O olaylardan çok daha azını yapan Bursasporlu taraftarların çıkardığı olaylar sonrasında (Ki stad ile, maç ile uzaktan yakından alakası bile yoktu) Bursaspor’a kaç maç ceza verildiğini, o cezaya göre Saraçoğlunda çıkan olaylar nedeni ile Fenerbahçe’ye çok daha ağır bir ceza verilmesi gerekirken önce Bursaspor’un cezasının affedildiğini, o yüzden de Fenerbahçe’ye kıytırık bir ceza verilip kollandığını da unutmadık.  

Evet, bir zamanlar “Sallasana sallasana mendilini, Fatih Terim kurtarsana piçlerini” diye tezahürat edenleri, her maçta Fatih Terim’in eşi ve kızlarına ağıza alınmayacak küfürler edenleri, Saraçoğluna her gittiğinde Terim’e pet şişe yağdıranları,

Biz Galatasaraylıların “ALNINDAKİ KAN ALNIMIZIN AKIDIR” dediğimiz Gerets’e yapılanları bizler unutmadık.

O stadta Fatih Terim’in de alnı yarılmasını,

Kaleci antrenörümüz Eser Özaltındere’nin kafası yarılmasını,

Kalecimiz Mondragon neredeyse yarım saat sağır olmuş bir vaziyette maç oynadığını,

Hasan Şaş’ın kafasında patlayan yumurtaları unutmadık… 

O stadta hakemlerin bile kafası yarıldı.

Öylesine şiddet ve tehdit vardı ki kendilerine verilen talimatlara rağmen o hakemler maçı iptal etmeyip oynattılar o stadta….

Galatasaraylı taraftarlar o stadta pis lağım suları içinde saatlerce özellikle bekletildiler.

Galatasaraylı futbolcuların koltuklarına yumurta karıştırılmış gübreler ile pislenmiş koltuklar üzerinde maç izlemek zorunda bırakıldı.

Galatasaraylı taraftarlara sidik dolu torbalar atıldı.

Organize bir şekilde tuğla, kiremit, taş ve beton parçaları ile saldırıldı.

Galatasaraylı taraftarların tuvaletleri kilitlendi, saatlerce hiçbir şey satılmadı, aç ve susuz bırakıldılar.

Maça giden taraftarlarımız polislerce korunup kollanmadı, hatta hep birlikte maça gitmeleri engellendi. Tek tek maça giden taraftarlarımız çeşitli sokak ve caddelerde tuzağa düşürülüp kalleşçe darp edildiler…

Bunları unutmak mümkün mü?...... 

………………….. 

Evet, belki onlar da Ali Sami Yen’e şampiyon olarak geldiler ve o zaman bizde onları alkışlamadık. Ama orada sinirler gerçekten de yıllarca o Saraçoğlunda yapılan kahpelikler den dolayı gergindi zaten.

Ve öyle bir ortamda o ALKIŞ muhabbetini gündeme getirenin aklını seveyim ben…..

Ama, bunu hep yapmadılar mı zaten.

Senelerce Saraçoğlundaki maç öncesi hep gerilimli bir ortam yaratıldı, yine senelerce Ali Sami Yen’de ki maçlar öncesi de kardeşlik türküleri söylenip ortam yumuşatılmaya çalışıldı malum Fenerbahçe medyası tarafından…..

Bizim zavallı (BAZI) yöneticilerimiz de bunu hep yedi….. 

Evet, bana göre bugün de ortam müsait değil aslında.

Türk halkı, futbolseverler onlardan alkış beklemiyor.

Alkışı bir kenera bırakın, eğer o sarı-lacivert formayı yönetenlerde (Dikkat edin, her şeye rağmen futbolcuları suçlamıyorum) ve taraftarlarda eğer birazcık onur, şeref ve haysiyet varsa o tüm yaptıklarından sonra önce pişmanlık duyup özür dilerler. Onların ilk yapacakları şey, yapmaları gereken şey budur….

Yoksa onlar Galatasaray’ı alkışlasa ne olur, alkışlamasa ne olur.

O şikecilerin alkışını seveyim ben…….

Biz şampiyonlukları ard arda alalım da varsın o şerefli(!) camia alkışlamasın.:))…

Bizim alkışlarımız aslanlarımıza yeter de artar bile….. 

Şampiyonluğumuz tekrar kutlu olsun.

Sevgi ve Saygılarımla,

Hakan GİRGİN