31
2013
Bursaspor maçından sonra dediğim gibi biz Eskişehir maçı sonrasında da “Kaybetmedik, aslında bir puan kazandık” diyorum.
Tabi bu bakış açısına göre farklılıklar gösterebilir.
Bursa ve Eskişehir deplasmanlarının muhtemel puan kaybı yaşanabilecek deplasmanlar olduğunu unutmayalım.
Ama bir gerçek var ki Galatasaray, daha doğrusu TERİM ısrarla belli futbolcuları oynatmaya, o futbolcularla asla işlemeyecek olan bir taktiği, bir oyun düzenini sahada uygulamaya çalışıyor. Bu da bana göre Galatasaray’a 2 maçta 4 puan kaybettirdi.
Bir sonraki hafta Beşiktaş deplasmanında olabilecek muhtemel kayıp veya kayıplar sonrası her şey tersine dönebilir, daha sezon başında sinirler gerilebilir.
Bu durumu bizlerden önce TERİM’in düşünmesi gerekir…..
…………………………………………..
Bana göre Galatasaray hızla kendini şampiyonluk yarışından uzaklaştırmak için çabalıyor(!), rakiplerinin yapmak istediklerini kendi kendine yaparak rakiplerinin ekmeğine yağ sürüyor….
Hem de üstüne milyonlar harcayarak.
Sakın yanlış anlamayın, Bursa ve Eskişehir deplasmanlarından alınan birer puan aslında o kadar da kötü değil. Ama an itibarı ile Galatasaray’ın gidişatı kötü….
Galatasaray’ı bu günlere yanlış transfer politikaları getirdi maalesef. Kendisine gerçekten lazım olan oyuncuları değil de gerçekten lüks olan oyuncuları tercih ederek, yani yanlış transfer hamleleri yaparak sahadaki 11’ini, hatta 18’ini kuvvetlendireceği yerde gün geçtikçe gücünü düşürerek, rakipler karşısında her geçen zaman daha da aciz durumlara düşerek yapıyor hem de bunu….
Eğer bir takım toplam değerde rakibine 75-100 milyon fark atıyorsa eğer bu farkın normal olarak sahada az çok belli olması lazım. Sırıtması lazım. Taraftarlara artı bir güven vermesi lazım….
Ben dedim demenin hiçbir anlamı yok.
Sahaya çıkan oyuncuların gerçekte tek tek bakıldığında her birinin kaliteli oyuncular olduğu muhakkak ama o oyuncular ile taktiksel anlamda rakibe baskı yapmak, rakip karşısında rahat bir oyun çıkarmak zor.
Çünkü sahada generaller çoğaldı, askerler azaldı.
Herkes topu ayağına beklemeye başladı, herkes arkadaşlarına yardım etmeyi bırakıp bakmaya başladı. Takımda yardımlaşma, pres gerçekten azaldı. Hatta kalmadı.
En büyük tehlike de bu…..
Son üç transfer sezonunda harcadığımız milyonlara ve karşılığında aldıklarımıza bakarsak eğer yediğimiz çok kazık var Galatasaray olarak…..
Hep söyledim, söylemeye de devam edeceğim.
ARDA gibi bir adamı koruyamadık maalesef. Özellikle malum F.Bahçelilerin ve onların paralı askerlerinin gazına gelerek ona yapılan haksızlıklarda yanında olamadık ve elimizden kaçırdık. Sözde çok iyi(!!!!!) bir paraya sattık kendisini…..
Ama gelen paraları da şimdi göndermek için yalvardığımız Riera ve Ambrabat transferleri ile çatır çatır (YEMEDİK) çöpe attık…..
Rakibinin en ufak bir temasında kendimi yere atan, her fırsatta hakemden faul bekleyen, ayakta durmayı bir türlü beceremeyen, bunun için de çalışmayan, çabalamayan bir Ambrabat’ bel bağladık rakip kaleye kızla gidebilmek için…..
Keşke o oynayacağına Emre Çolak oynasa, Engin Baytar oynasa.
Onları da küstürdük kendilerine gereken değeri vermeyerek.
Bir Yekta’yı harcadık.
Yarın, öbür gün Umut Bulut’u da küstürürsek ne olacak ben onu merak ediyorum.
İddia ediyorum ki Burak ve Hamit yerine (4-2-3-1 formatında) sağda Kuyt gibi, solda Arda gibi, Miroslav Stoch veya Xherdan Shaqiri gibi futbolcular ve ortada Sneijder, ileride de Drogba ile oynasak, çok daha iyi futbol oynarız, çok goller atarız…..
Hatta ve hatta sağ kanatta Eboue oynasa çok daha fazla kanat akını ve orta yaparız diye düşünüyorum.
Yani şu anki durumda bu takımı çok daha kötü günler bekliyor.
Eğer transfer yapılmazsa ve eğer oyun şablonu, taktiği değişmezse…..
Biz bu filmi neredeyse her sezon görüyoruz.
Sadece gerekli oyuncularla oynanmadığı için işlemeyen oyun sistemlerinde oynamaya ısrarla devam ediyor sayın hocamız….
Bu inat maalesef var onda…..
Galatasaray’a kazandırdıkları kadar da kaybettirmiştir sevgili hocamızın bazı konulardaki ısrarı….
Net olarak o kadar belli ki bu Sneijder ile başka bir şey yapamazsınız çünkü sağda, solda, ön libero da yani değişik yerlerde takıma katkısı sıfır oluyor adamın. Onu mutlaka kadroda görmek istediğinizde de işte böyle saçma sapan ülkemiz takımları karşısında bile zorlanan bir takım ortaya çıkıyor.
Sistem sırıtıyor….
Eğer Sneijder bu takımda oynayacaksa kesinlikle forvet arkası oynaması gerektiğini futbolu yakından takip eden herkes biliyor.
O zaman ileride 2 forvette ısrar niye. Hadi ikisi de pres yapan, orta sahaya, hatta defansa yardımcı olan futbolcular olsa neyse.
Bu arada Selçuk’un kaybolan, daha doğrusu azalan katkısını, Boş yere heba edilen bir sürü frikikleri de unutmayalım. Eğer bu sezon frikiklerin tamamını Selçuk kullanmış olsaydı kesinlikle çok daha fazla gol atardık.
Ben şahsen Selçuk’un kırgın ve moralinin bozuk olduğunu düşünüyorum. Çünkü daha önce maestro olduğu takımda şu anda sıradan bir futbolcu gibi oldu. Ağırlığı kayboldu.
Ama belli etmemeye çalışıyor, elinden geleni yapmaya çalışıyor verilen görevlerde.
Kanatlarımız rakiplerin rahatlıkla harmandalı oynayabilecekleri boşluklarla dolu oluyor Drogba-Burak-Sneijder üçlüsü ile ve bu sistemle oynadığımızda…..
Beklerimiz hücuma çıktığında yerleri dolmuyor.
Demem odur ki futbol öyle pek macerayı falan kaldırmıyor.
Eğer Galatasaray ile ligimizin diğer takımları kafa kafaya oynuyor, hatta zaman zaman onu sahadan siliyorsa bu işte bir terslik var demektir….
Yani, harcanana paralara ve alınan futbolculara göre elde edilen başarı doğru orantılı değil.
Kusura bakmayın ama Galatasaray’ın bu ligi süpürmesi lazım…..
SATRANÇ OYUNU(!) DEVAM EDİYOR VE HALA SOL BEK YOK……
Saygılarımla,
Hakan GİRGİN