25
2013
Ve Ünal Aysal sonunda Fatih Terim’i görevden alarak Galatasaray’ı çok büyük bir dertten(!!!!!) kurtarmış oldu(!).....
Bundan sonra inanıyorum(!) ki Galatasaray’ın önü açık olacak(!) ve Galatasaray şampiyonluk yolunda durdurulamayacaktır(!).....
Bana göre, bu yapılanların kurumsallaşma adına yapıldığı iddia edilse de aslında bütün yaşananların TEK ADAM olabilmek adına yapılan operasyonlardan başka bir şey olmadığı gün gibi ortadadır....
Başkan, Amerika’nın IRAK’ı işgal etmesi öncesinde gerekli bahaneleri yaratması gibi Fatih Terim üzerinde büyük bir itina ile uyguladığı senaryoyu sonunda neticelendirdi....
Hoca ile Başkan’ın arasının en azından gergin olduğu o derece açıkça belliydi ki. Bu görevden alma dün olmasaydı yarın olacaktı.
Ama herkesin kabul ettiği ve her ne hikmetse Ünal Aysal ve emrindeki elemanların anlamak istemediği bir durum var ki ortada o da Fatih Terim’e yapılanları Terim’in hiç de hak etmediği konusudur.
Hele hele hocamıza bu son yapılanlar asla kabul edilebilecek gibi değildir ve Galatasaray’ın örf ve adetlerine hiç de uygun değildir. Hele hele kurumsallaşmadan bahseden birileri için utanılacak bir durumdur.
Böyle bir görevden alma şekli yoktur. Olamaz da.
Hocamız da bunu hak etmemiştir.
Bu yaşananlar ve yaşatılanlar bana göre hocaya resmen hakarettir, onu küçük düşürmektir......
Hele hele Başkanın adamlarının Beyaz TV’de ortamı yumuşatmak için, Ünal Aysal’ın yaptıklarında aslında çok haklı olduğunu ispatlamak için yaptıkları şaklabanlıklar da kabul edilebilecek gibi değildir.
Hele hele Oğuz Altay gibi birisinin Ünal Aysal’ı haklı göstermek için en az Rasim Ozan Kütahyalı gibi kıvranmasını ise hiç kabul edemiyorum.
Bugün her hangi bir kulübümüzde olsa kesinlikle disiplin kuruluna verilip mutlaka üyelikten uzaklaştırılacak şekilde yanlışlar yapan, Galatasaray’ı mahkemelerde sürünmek zorunda bırakan bir Bülent TULUN kapının önüne koyması gerekirken aksine Başkanımızın(!) Fatih TERİM’e gider yaptığı zamanlardan belliydi bu işin tatlılıkla gitmediği, gitmeyeceği......
Demek ki işi bitene kadarmış bizim Başkanın vefası.
Özellikle TERİM sayesinde gelen şampiyonluklar ve alınan kupalar sonrası başarılı bir başkan olarak o koltukta oturduğunu, saygı gördüğünü çabuk unuttu başkan.
Önce ortada hiçbir geçerli sebep yokken seçime gitti. Ve bana göre her platformda haklarımızı cesurca savunan, Galatasaray’a en gerekli yöneticilerden birisi olduğuna inandığım Adnan Öztürk’ü, Ali Dürüst’ü (TABİRİ CAİZ İSE) yedi.....
Neredeyse gönüllü olarak Futbol Takımı ile ilgilenen ve TERİM’e destek olan Abdürrahim Albayrak’ı uzaklaştırdı.....
Sonra da gerçekten yalnız, desteksiz kalan Terim’i bu kulüpten uzaklaştırmak için adım adım yazılan senaryoyu uyguladı.
TERİM’i göndermek için o kadar çok şey yaptı ki. Hem de Galatasaray’ı zora sokmak pahasına, Galatasaray’ı zarar ettirme pahasına yaptı tüm bunları.....
Her yerde, her olayda yalnız bıraktı hocayı.
Asla desteklemedi.
Haksızca aldığı cezalarda bile, mesela bir Adnan Öztürk başkan olsa ortalığı ayağa kaldırabileceği durumlarda masaya yumruğunu vurmadı, Terim’i küçük düşürmek adına Galatasaray’ın haklarını savunmadı. Hatta Terim’in yaptıklarını ayıpladı......
Futboldaan anlamadığını defalarca belirtmesine rağmen Dünyanın en iyi Teknik Direktörü edası ile transferler yaptı.
Hocanın asla istemediği Sneijder’i bir TRUVA atı gibi takıma transfer etti.
Geçen tam 7 transfer döneminde defalarca sol bek transferi isteyen hocaya asla bir sol bek almadığı gibi gitti Dany varken aşağı yukarı onun ayarında bir Chedjeu’yu transfer etti.
Öncesinde hoca’nın 5 Milyon Euro’dan asla fazla vermeyin dediği halde Ambrabat’ı transfer etti.
Hepsinden önemlisi Arda gitmek istese de onu elinde tutma becerisini gösteremedi.
Yanındakiler o kadar profesyoneldi ki bu sezon uygulanan 6+0+4 kuralının alt yapısını bile hazırlamadılar.
Bırakın yerli oytuncu transfer etmeyi bu sezon transfer bile yapmadılar Bruma’dan başka.....
40 yıllık Galatasaraylıyı, kulübün Divan Kurulu Üyesi olan, Galatasaray’ın tarihine altın harflerle yazılan bir efsaneyi, tarihimizin en başarılı Teknik Direktörünü ELEMAN diyerek küçük düşürdü.
Sözleşmesi devam eden futbolcu ile yapılan transfer görüşmelerinde kulüplere ceza veren bir Federasyonun etik dışı bir şekilde hocasına transfer teklifi yapmasına “BÖYLE SAÇMA BİR ŞEY OLUR MU?” diye cevap vereceği yerde sessiz kaldı ve onu transfer görüşmeleri yapmaya kendi eli ile gönderdi....
Kendisi ile görüşmesi gerekirken asla görüşmeden 2 yıllık bir kontrat konusunu gündeme attı.
Kendisi teklif etti, kendisi kabul etmiyor dedi.
Ve bütün bunları kurumsallaşma adına yaptı......
Aslında yazacak o kadar çok şey var ki.
Fatih Terim bu ayrılıktan asla bir şey kaybetmez, hatta taraftar gözünde değeri bir kat daha artar.
Uzun yıllar geçse de TERİM asla unutulmaz.
Ama Ünal Aysal’ı ise kimse hatırlamaz, hatta hatırlamak istemez Galatasaray’a yaptığı katkılarından(!!!!!) dolayı...
Evet, artık yeni bir sayfa açılıyor Galatasaray’da.
Bakalım Ünal Başkan’ın yeni elemanı kim olacak?
Bakalım sayın Ünal Aysal onunla başarıya endesksli bir sözleşmemi yapacak.
Hani kendisi hep başarı, başarı, başarı diyor ya. J
Tabi ki yapılacak sözleşme de 1+1+1 olması gerekir değil mi?. J
Bana göre kaybeden sadece Galatasaray olacaktır, Galatasaraylı taraftarlar olacaktır.....
GALATASARAY'DA YÜZ YILIN AYIBI İŞTE YUKARIDAKİ RESİMDİR.....
GALATASARAY'A BUNU YAŞATANLAR UTANSIN.....
Saygılarımla,
Hakan GİRGİN