Hatırlarsanız, Ünal AYSAL, Galatasaray Kulübüne Başkan seçildikten hemen sonra yaptığı ilk ciddi söyleşisinde kendisinin diğer kulüp başkanları gibi olmayacağını, onu sık sık kameralar karşısında göremeyeceğimizi, ancak 100 gün sonra, 6 ay sonra ne bileyim bir sene sonra sadece icraatlarını anlatmak için kameralara karşısına geçeceğini, çünkü amacının Galatasaray’a kurumsal bir yapıyı yerleştirmek olduğunu ısrarla belirtmişti.....   

Ama gelin görün ki sözler ile icraatlar arasında dağlar kadar fark oluştu bu günlere geldiğimizde.

Bazı icraatları ile, daha doğrusu bu güne kadar yaptıkları ile ‘Diktatör’ denilen Aziz Yıldırım’ı aratır hale geldi sayın(!) Ünal Aysal.

Aziz Yıldırımdan çok daha çabuk yedi(!) Kurumsallaşmayı önleyen(!) pek çok yöneticiyi.  Sırf kurumsallaşma adına Galatasaray’ın etik değerlerine zarar veren(!) Fatih Terim’i gözünün yaşına bakmadan gönderdi.......

Yani ne yaptıysa Galatasaray’ın kurumsallaşması adına, Galatasaray’ın etik değerlerini korumak adına yaptı.

Yani Aziz Yıldırım’ın muhaliflerini silmek adına uydurduğu “F.Bahçe düşmanları” söylemi yerine Ünal Aysal “Galatasaray’ın Etik değerlerini, Kurumsallaşmayı kullandı....

Yani tek adam olabilmek için olayı biraz daha yeşillendirdi, süsledi bizim başkan.....

Demek ki bundan sonraki başkanlar da Galatasaray’ın etik değerlerini korumak adına güzel şeyler yapabilirler artık. J

Aslında her iki başkanın da tüm derdi karşılarındaki muhalefetin sesini kısmak, kulüpte her istediğini rahatça yapabilmekti.....

Amaç istediği danışmanlarla çalışabilmekti(!).....

Mesela Galatasaray’da  sırf Fatih Terim yüzünden(!) Bülent Tulun gibi birsinden yeterince faydalanamıyordu kulüp.....

Ve gördük ki Galatasaray’da yönetim Kurulu oy birliği ile kararlar alabiliyor artık. J

Ve bundan sonra Galatasaray’a gelecek her Teknik Direktör ile başarıya endeksli olarak mukavele yapılacağından hepimiz çok eminiz. Çünkü Başkan öyle diyor......

Kurumsallaşma için gereken ne?

Daima Başarı, başarı, başarı......

Hem gelecek Teknik Direktör’ün Galatasaray’ı avrupada da başarıdan başarıya koşturacağına da çok daha fazla inanıyorum ben. Eminim Başkan Üniversite okutabilecek bir Teknik Direktörü seçip getirecektir..... J

...................................................................

BUHARLAŞAN MİLYONLAR.

Bilmiyorum farkında mısınız ama bu aralarda da (Yani son iki yılda) Galatasaray’ın milyonlarının nasıl buhar olup uçtuğundan haberiniz var mı?...

Biliyoruz ki Süper Lig’de şampiyon olunduğu için bu kulübün kasasına giren milyonlar var.

Biliyoruz ki Şampiyonlar Ligine direk katılımdan elde edilen milyonlar var.

Biliyoruz ki özellikle şampiyonluklardan ve Avrupa’da ki başarılardan sonra kombine satışlarının patlaması ve oradan gelen milyonlar var.

Ve bu arada satıldığı için eriyen Galatasaray hisseleri var.

Yapılan sermaye arttırımları ile kasaya giren milyonlar var.

VE FAKAT GALATASARAY HALA ZARARDA. BORÇLAR DA AZALMAMIŞ DURUMDA....

Peki bu iş nasıl oluyor da oluyor arkadaşlar?. J

Ticari dehasına güvenildiği için bu kulübün başına getirilen (nasıl getirildiği herkesçe malum) sayın Ünal Aysal ‘ın bu konularda hiçbir açıklama yapmaması, sorulara tatmin edici cevaplar vermemesi de işin cabası....

Peki ya şampiyonluklar gelmeseydi, bu kadar forma, bu kadar kombine satılmasaydı ne olacaktı?......

Peki, TERİM’in böyle bir zamanda yersizce gönderilmesi sonucunda eğer Galatasaray şampiyon olamazsa ki bana göre tren çoktan kaçtı bunun sorumlusu kim olacak?....

Kurumsallaşma, Hiyerarşi, Etik Kurallar vb. gibi kavramlarla uzun zamandır Fatih Terim’in altının oyulduğunun, özellikle Genel Kurul ile yönetimden uzaklaştırılan kişiler ile Terim’in yalnızlaştırıldığının herhalde tüm Galatasaray taraftarı farkındadır.

Bugüne kadar Ünal Aysal’ın sözleri ile icraatları hep farklı olmuştur.

Ve başkan bunu da hep Galatasaray’ın Etik Değerleri, Kurumsallaşma diyerek yapmıştır....

Hem de Galatasaray’ın efsanelerini küçük düşürmeye, harcamaya çalışarak....

TERİM’e gelince Etik Değerlerden, Kurumsallaşmadan bahseden sayın Aysal iş televizyon, gazete olunca sıradan muhabirler ile telefon röportajları yapabilmektedir.

Peki eğer olay kurumsallaşmak ise, Etik değerler ise sen zırt pırt sıradan gazetecilerin, televizyonların muhabirlerine nasıl röportaj yaparsın. Yok mu senin bir basın danışmanın, medya ile ilgilenen bir Yönetim Kurulu üyen.......


Hoşça kalın, Galatasaray ile kalın.

 Hakan GİRGİN