03
2013
Galatasaray, Torku Konyaspor karşısında belki de sezon başından bu yana en kötü futbolunu ortaya koydu.
Saha şartları, Cuma akşamı olmasına rağmen gollü bir maç olabileceği düşünülerek taraftarlarca nispeten doldurulan tribünler, tribünlerin desteği, yani her şey mükemmeldi, futbolcuların aradığı her şey vardı açıkçası maç öncesinde.
Ama, her ne hikmetse sadece o beklediğimiz Galatasaray yoktu sahada ve bir türlü de göremedik arzuladığımız Galatasaray’ı.....
Aksine bol forvetli, ileride pres yapan bir rakip ve çantada keklik gördüğü rakibinin yaptığı o pres karşısında dağılan, sonunda golü yiyen ve daha birkaç tane gol pozisyonu veren bir Galatasaray defansı vardı sahada.....
Gerçekten de ilk yarıyı 2-3 farklı yenik bitirmemiz işten bile değildi.
Bu maç ile ilgili olarak aslında söylenebilecek pek fazla bir şey yok.
Futbolcuların da Mancini’nin de bu maçı fazla ciddiye almadıkları bir gerçek.
Futbolcular ciddiye almamış ki neredeyse forvet doğru dürüst geriye hiç yardıma gelmedi. Takım olarak topluca topun arkasında hiç olmadı Galatasaray.
Torku’nun yaptığı presi bile yapamadı sahada.
Bereket versin ki Drogba gibi bir oyuncumuz var da pek çok forvetin topa doğru dürüst vuramayacağı bir pozisyonda vurduğu kafa ile takımımızın beraberlik golünü atarak takımın soyunma odasına moralli gitmesini sağladı.
En başta da yaptığı hata ile gol yememize neden olan Muslera’nın morali yerine geldi...
Ama, bir gerçek var ki biz Kopenhag ve Fenerbahçe karşısında bu şekilde top oynarsak işimiz çok ama çok zor olur.
Bizim için şu an tek teselli Galatasaray’ın Avrupa’da bir başka oynadığını ve ezeli rekabette hiçbir zaman favori olmadığını bilmek.....
Dilerim hem Kopenhag ve hem de Fenerbahçe karşısında ilk Kopenhag maçındaki gibi, geçen sezon İstanbul’da oynadığımız Real maçındaki gibi kompakt bir oyun ortaya koyarız....
Değer vererek okuduğum, dinlediğim ve izlediğim pek çok köşe yazarı ve yorumcu gibi ben de Mancini’nin bu son maçta çok büyük hatalar yaptığına inanıyorum.
Malumunuzdur ki yabancı sınırlaması yüzünden takımlar rotasyonlu olarak oynamak zorunda kalıyor. Hele hele Galatasaray’ın avrupa’da oynadığı için en fazla rotasyonu yapması gereken kulüp olmasına rağmen ve de Sneijder daha yeni sakatlıktan çıkmış olmasına rağmen böylesine sıradan kabul edilebilecek bir maçta rotasyon yapmayacaksın da ne zaman yapacaksın diye sorarlar Mancini’ye.....
Kaldı ki herkesin özellikle bu maçta Bruma’yı kadroda görmeyi ümit ettiğini düşünüyorum.
Bilmiyorum haksız mıyım?....
Senin birkaç gün sonra avrupada maçın var ve sen full(!) sahaya sürüyorsun takımı...
Ya, oynatma Drogbayı, Sneijder’i ne olacak ki?
Onlar yedekte beklesin. Gerekirse sür onları sahaya. Yani 4-5 yabancı ile çık maça ne olur?.
Sen hem sol bekim yok diye kıvran hem de elinde en kötü ihtimalle oynatabileceğin bir Riera varken Riera’yı oynatma Sabri’den sol bek yaratmaya çalış.
Neden tüm teknik direktörlerde bu kendini beğenmişlik, bu ben yaparım olur mantığı var bilmem ki...
Eboue veya Chedjou’yu oynatma ne olur.
Eboue yerine Sabri sağda oynasın. Chedjeu yerine Ceyhun stoper oynasın ne olacak ki?
Bilmiyorum ama tabiri caiz ise bu tırsıklık Galatasaray’ı daha çok yakar ilerleyen günlerde...
Torku Konya maçında bir gerçek daha ortaya çıktı ki bu takım Sneijder olmadığı vakit yine 4-4-2 oynamalı.
Aslında bana sorarsanız özellikle Türkiye’de bu takım hep 4-4-2 oynasa çok daha iyi olur. Ama, tabi Sneijder olmasa.
Sneijder de oynayacaksa eğer maalesef defalarca görüldü ve test edildi ki forvet arkası olarak oynamadığı vakit takıma katkısı oldukça düşüyor. Hatta takıma zarar veriyor......
Bilmiyorum ama şahsen ben zaman zaman orta sahanın sağında Eboue’yi, solunda da Bruma’yı oynasa orta sahanın çok daha güçlü olacağını, hücum gücümüzün daha da artacağını düşünüyorum.
Tabi ortada yine Selçuk ve Melo olmak kaydı ile.
Yani takımı bir de bu orta saha ile görmeyi çok isterim doğrusu....
En azından bazı maçlarda Muslera’nın, Sneijder’in ve hatta Drogba’nın dinlendirilmesi taraftarıyım...
Aslında iş dönüp dolaşıyor özellikle bir sol bek transferi yapılmamasının takıma ne kadar büyük zararlar verdiği noktasında bitiyor.
Belli ki 6+0+4 kuralı söz konusu olduğundan beri bu takımın geleceği iyi şekillendirilmemiş ve transfer politikası iyi yürütülmemiş. Bu şimdi daha çok ortaya çıkıyor.....
......................................................
Gelelim F.Bahçe’nin şampiyonluğuna.....
Bütün veriler, yani Federasyondan gelen sinyaller, yani Federasyonun daha öncesinde de şahit olduğumuz ve hala devam eden tarafsız(!!!!!) tutumu, özellikle hakemlerimizin masum(!!!!!) hatalarının (ÖRNEK:YUKARIDAKİ RESİM) özellikle hep F.Bahçe’nin işine yarayacak şekilde fütursuzca artması ve de özellikle medyanın taraflı tutumu bu sezon Galatasaray’a 4. Yıldızı taktırmamak içim yoğun uğraşlar verildiğini gösteriyor......
Aleyhimize karşı gerek Federasyon ve kurulları tarafından yapılan tüm uygulamalara ses çıkaran, Galatasaray adına isyan eden Adan Öztürk, Ali Dürüst ve hatta Teknik Direktörümüz TERİM gibi insanların Galatasaray’dan uzaklaştırılması sonrasında mevcut yönetimden ve başındaki sayın Ünal Aysal’dan Galatasaray’ın haklarını koruyucu bir ses çıkmayınca maalesef herkes gemiyi azıya aldı ve el birliği içinde, hem de son hızla Fenerbahçe’yi şampiyonluğa doğru itiyorlar.....
Bugün, şu ana kadar Fenerbahçe’ye yapılan bazı iyilikler(!) için sadece Caner’e verilmeyen sarı ve kırmızı kartları örnek göstersem yeter de artar bile.
Hani, Fenerbahçe lehine verilen ve verilmeyen penaltıları anlatmaya lüzum bile yok....
Tabi bir de Fenerbahçe’nin şampiyonluktaki rakipleri yani bizlerin aleyhine verilen ve lehine verilmeyenleri göz önüne alırsak bu sezon Galatasaray için işlerin hiç de kolay olmadığı bir gerçek......
Eminim ki şimdi birileri başını taşlara vuruyordur ve keşke zamanında bağ-bahçe alacağıma, tarlalar sürüp, fidanlar dikeceğime bazı hakemlerle daha DUYGUSAL takılsaydım diyordur. J
Artık son olarak dün gece KÖÇEK gibi oynayanları gördükten sonra Fenerbahçenin şampiyonluk için çok ama çok çalıştığına(!) daha fazla inanmaya başladım.....
Nasılsa her şeye kulaklarını tıkamış, Ülke yansa asla ortalıkta görünmeyen, görevini ısrarla yerine getiren Demirören var Fenerbahçe’nin arkasında....
Evet dostlar,
Maalesef işimiz çok zor bu sezon.
Hani, bu hafta Kadıköy’de çok çok iyi oynayıp da hem hakemleri ve hem de Fenerbahçe’yi yensek bile şampiyonluk çok zor gibi geliyor bana.....
Her zaman Allah (C.C.)’ın adaletine güvenen birisi olarak İnşallah ben yanılırım sezon sonunda.....
Saygılarımla,
Hakan GİRGİN