06
2013
İnanıyorum ki Kopenhag maçı sonrası pek çok Galatasaray taraftarı maçın sonucuna, bir o kadarı da Mancini’nin kadro seçimine isyan ediyordur.
O kadar basit, o kadar sıradan bir takıma yenildik ki özellikle maçın ikinci yarısında bunu daha iyi görmüştür herkes.
Biliyorum, ARABA DEVRİLDİKTEN SONRA YOL GÖSTEREN ÇOK OLUR derler ama bana göre bu sonuç tamamen ama tamamen korkaklığın bedelidir.....
Bu sonucun mimarı bana göre Mancini’dir.....
Arkadaşlar, futbolcuların fizik kondisyonu yanında bir de maç kondisyonları olduğunu burada yazmama gerek yok sanırım.
Maça Riera ile başlamak her ne kadar kabul edilebilir gibi görünse de bu seçim aslında Mancini’nin ne kadar ileri görüşlü olmadığının(!) bir delili gibidir.....
Eğer Mancini bu maçı birazcık düşünebilmiş, ya da düşünüyor olsaydı lig maçlarında Dany’i oynatacağı, ya da Sabri veya Eboue’yi SOL BEK oynatacağına o maçlarda Riera’yı sol bekte oynatır onu bu maçlara hazırlardı.
Zaten o rotasyonu düşünseydi belki de Sneijder ve hatta Muslera sakatlanmazdı...
Çünkü o maçlarda kaleci ERAY bile rotasyonda oynayabilir, Muslera dinlendirilebilirdi.....
Bir de Aydın-Ceyhun’u yeniden keşfetmesi var Mancini’nin. O konuda da ayrıca tebrik etmek gerekir tabi.....
Düşünün bir kere bu maça gelene kadar Aydın’ın hazırlık maçları dahil doğru dürüst dakikası bile yok....
Beyler,
Mancini maç öncesi “BİZİM İÇİN BİR PUAN DA İYİDİR” diyerek BİR puana razı olduğunu beyan etti.
Maç sonrası ise verdiği beyanatta tüm hedeflerinin JUVENTUS maçını mutlaka kazanmak zorunda olduklarından bahsetti. Real Madrit maçını ise peşin peşin mağlup olunacak bir maç olarak gördüğünü, yani o maç için hesaplamalarında bir puan bile yazmadığını görmek çok üzüntü verici bir şey olsa gerek.....
Maça neden bu kadar korkak, ileride hiç pres yapmadan, oyunu geride kabul ederek veya geriye yaslanarak başladık ben bunu kabul edemiyorum.
Oysa daha 15 gün önce bu takıma hayatı felç etmiştik İstanbul’da.
Dakika 13 idi ve spikerimiz “Topla daha çok oynayan, gol pozisyonlarına giren Kopenhag” diyordu ancak o ana kadar biz Kopenhag kalesini bile görmemiştik.
Ama Kopenhag maçından bile BİR puan bekleyen bir Teknik Direktörün takımından da başka bir şey beklemek her halde fazla lüks kaçar.
Ve işin tuhaf tarafı şu ki mesela 43. Dakikada Aydın’ın yaptığı ortaya çok kötü bir vuruş yapan Drogba yerine bir BURAK olsaydı kim bilir ne kadar küfür yerdi(!) o Burak.....
Mesela;
Maçın sonlarına kadar etrafa gülücükler atan bir Drogba değil de ne bileyim bizim yerli oyuncularımızdan birisi olsaydı kim bilir kimler neler söylerdi.....
...................................................................
Herkes kabul eder ki bu Kopenhag takımı bizim ligimizde asla ve asla şampiyonluğa oynayamaz.
Bakın, şampiyon olamaz demiyorum. Şampiyonluğa dahi oynayamaz.
Ama, gelin görün ki hafta sonunda oynayacağımız F.Bahçe bu Kopenhag’dan çok daha kuvvetli bir takım.
Hücum gücü de, golcüleri de daha iyi.
Üstelik onların sahalarında oynayacağız ve seyircinin yanında her zaman olduğu gibi orada bir de maalesef hakem faktörü var mücadele etmemiz gereken....
Ve asıl önemli olan konu da bu bence.
Çünkü sezon başından bu yana hakemlerin G.Saray ve F.Bahçe maçlarında yaptıkları hataların tamamı F.Bahçe lehine olmuştur.
Gerek G.Saray lehine verilmeyen ve gerekse G.Saray aleyhine verilen yanlış kararlardan bahsediyorum....
Gerek F.Bahçe lehine verilen ve gerekse F.Bahçe aleyhine verilmeyen yanlış hakem kararlarından bahsediyorum...
Senelerdir bir kaleci çıkaramadı bu takım.
O kadar çabuk, o kadar çok dolmuşa geliyoruz ki anlatamam....
Bütün bunlar malum Sarı-Lacivert medyanın, o FB TV’nin yan kuruluşu gibi, F.Bahçelilerin sözcüleri gibi yayın ve yorum yapan amigoları tarafından pompalanıyor piyasaya.....
Kalecilerimiz henüz güvenlerini kazanmamışken yaptıkları en ufak bir hatada bu kişişler tarafından darağacına çekiliveriyor ve bizim taraftarlarımız da hemen gaza geliyor ve kalecilerini asıveriyorlar.....
Bu güne kadar hiçbir kalecimizin arkasında durduklarını görmedim.
Bu gidişle de görmeyeceğiz her halde....
Üstelik de yapılan transfer hataları işin cabası.
Madem kalecinden memnun değilsin alacaktın Tolga Zengin’i, olmadı alacaktın bonservisi elinde Sinan Bolat’ı...
Eğer almıyorsan da milletin ağzını kapatacaksın ve kalecinin arkasında duracaksın aslanlar gibi....
Çıta gibi, uzun boylu tam bir kaleci fiziği var Eray’ın....
Bu kardeşimizi bari yem etmeyelim kurda kuşa....
Her şey başarılı olacağı birkaç maça bakar....
Mesela Mert Günok bizde olsaydı biz bu zihniyetle eminim ki ona kale yüzü bile göstermezdik... Çünkü onun da ne hatalı goller yediğini iyi biliyoruz.....
Çünkü hafta sonu gerçekten önemli bir maçımız daha var....
İnşallah Mancini bu maça da yenilmemek için çıkmaz, Drogba’da bu maça sıradan bir maç gözü ile bakmaz.....
Çok forvetle oynamanın çok hücum etmek, çok gol atmak olmadığını, çok fazla defans oyuncusu ile oynamanın da mağlup olmamanın garantisi olmadığını birisinin Mancini’ye çok iyi anlatması gerek....
Mesela Bülent Tulun, mesela Lütfü Arıboğan...
Olmadı futboldan anlamadığını defalarca beyan ettiği halde her fırsatta RACON kesen başkan Ünal AYSAL......
Yoksa takımı bu halde tutmak için bir Teknik Direktöre bu kadar para vermeye gerek yok.
Galatasaray’ın parasına yazık.....
Saygılarımla,
Hakan GİRGİN