30
2014
Lütfen puan kaybettiğimiz takımlara bir bakar mısınız,
Deplasmanda G.Antep, Antalyaspor, Çaykur Rize, sahamızda Kayseri mağlubiyeti ve yine deplasmanda Torku Konya karşısında alınan beraberlik ile dağıtılan puanlar.
Ve bilmiyorum farkında mısınız ama bu rakiplerin hiç birisine bildiğimiz Galatasaray baskısını kuramadık.
Puan kaybettiğimiz o takımların neredeyse her biri karşımızda o kadar rahat top çevirdi ki, o kadar gol pozisyonlarına girdiler ki eminim seyredenlerin hepsi sıkıntıdan sivilceler çıkarmıştır.
Galatasaray ölmüş cenazesi kaldırılıyor kimsenin kılı kıpırdamıyor.
Ve bu hale düşeceğimiz o kadar belliydi ki maalesef hiç önlem alınmadı.
Sezon başından beri atılan her adım, yapılan her iş yanlıştı.
Bugün futboldan gerçekten anlayan istisnasız herkes 8-10 tane işe yaramayacak veya sıradan ya da ileriki yıllarda faydalanacağına inandığı futbolcuları transfer edeceğine 2-3 tane takıma direk katkısı olacak futbolcular transfer edilmesi gerektiğini söyler.
Hele ki benim bildiğim hiçbir takım devre arasında asla Galatasaray gibi çılgın transferler yapmadı, yapmaz da...
Hepimizin bildiği gibi sayın! Mancini “Bu benim takımım değil, bu transferleri ben yapmadım” dedi ve olası rezilliklere karşın mazeretini çoktan bildirdi bile....
Sanki beyefendiye Fatih Terim’e yaptıkları gibi ligi 8. Sırada bitiren bir takım teslim ettiler de o da sayısız transfer istiyor.
“Ben bu sezonu saymam, yeni dönemde Galatasaray’ı biraz daha borca sokarak birkaç futbolcu daha transfer edeyim ve siz beni seneye görün” diyor beyefendi...
Ama, bir gerçek var ki Mancini’ye değil de Türkiye’den her hangi bir yerli Teknik Direktöre bu takımı teslim etmiş olsaydık iddia ediyorum değil lig ikinciliğini korumaya çalışmak hala şampiyonlukta F.Bahçe ile çekişiyor olurdu...
Bu hoca takımın Kondisyonerini beğenmemişti ama bakıyorsunuz Konya maçının 42. Dakikasında maçı anlatan spiker Eboue’nin geriye koşmayan arkadaşlarına sitem ettiğini söylüyordu. Nitekim o esnada tam 5 Galatasaraylı rakip ceza alanı önünde kalmıştı Konya hızlı hücuma çıktığında...
Ve bu durum maçta defalarca tekrarladı...
Peki beyler, bu kulüp onca borcu varken neden devre arasında onca borca daha sokuldu...
Biliyorsunuz değil mi en kolay harcanan para başkasının parasıdır...
Eminim ki Başkan ve Yönetim Kurulu direk olarak bu borçlardan sorumlu olsaydı hepimiz biliyoruz ki bu konulara çok daha başka bakılır, başka türlü hareket edilirdi...
İstisnasız her takımın bir oyun yapısı, bir karakteri vardır.
Galatasaray bir hücum takımıdır.
Yıllarca da bu şekilde başarılı olmuştur.
Bu takım en büyük takımlar karşısında bile durarak oynamamıştır.
Hele Türkiye’de özellikle de bir-kaç takım hariç rakiplerini hep ezecek futbol oynamıştır...
Gündüz Kılıç’ın da dediği gibi Galatasaray feragat ve fedakarlıklarla çalışacak futbolcuların takımıdır.
Galatasaray şımarıkları ve kendini düşünenleri sevmez.
Galatasaray bir halatı hep birlikte çekenlerin, hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır.
Bugün içinizde takımdaki arkadaşlığın geçen sezon veya önceki sezonki gibi olduğunu iddia edebilecek birisi var mı?
Bizler takımların oyun karakterlerinden bahsederken haftalardır, onlarca maçtır Mancini’nin sahada denemediği sitem, denemediği 11 kalmadı...
Oynamıyor, takıma hiçbir katkısı yok, eski formunda değil diye yerine senelerdir sol bek aradığımız Hakan Balta’yı bu takıma kazandıran(!), senelerdir kiralık gönderilen Ceyhun Gülselam’ ı bu takıma kazandıran Mancini’nin şapkadan tavşan çıkarmış muamelesi görmesi inanıyorum ki pek çok Galatasaraylı kardelşimi isyan ettiriyordur...
Bu güne kadar içinizde saha içerisine yedek oyuncu ile oyun şablonu gönderen bir teknik direktör gördünüz mü hiç?
Bu Mancini Sneijder’i oynatacak Teknik Direktör değil miydi?...
Ama görüyoruz ki Sneijder yine solda yine en verimli olduğu bölgeden uzakta oynuyor...
Ve bu durum bize bir kez daha gösteriyor ki bir takım için transfer yapılıyorsa mutlaka oyun şablonuna uygun, oynayabilecek futbolcular alınmalı...
Ya da Sneijder gibi futbolcular transfer ediyorsan takımında onun oynayabileceği şablona uygun futbolcular olmalı ya da oyuncular transfer etmelisiniz....
Telles’i alıp onun önündeki bütün alanın kontrolünü ona yüklersen, yine aynı şekilde Eboue’yi sağda oynatıp önünde ona destek bir futbolcu oynatmazsan biz kalan maçlarda da yine pek çok puanlar kaybederiz...
A be hocam, bu takım senin elindeki futbolcular ile asla 3-5-2 oynamaz. Daha doğrusu oynayamaz. Bunu ne zaman anlayacaksın merak ediyorum...
Galatasaray gibi bir takım haftalardır top çevirip de hücum edemiyor. O kadar çok uzun top yapıyor ki olacak iş değil.
Eğer top çevirirse de dikkat edin hep kendi ceza alanı önünde defalarca paslaşıyorlar. Hatta biraz baskı gördüğünde de topu kaleci Muslera’ya veriyorlar o da uzun vuruyor ve genelde top rakibe gidiyor. Ya da bazen topu rakibe veriyor ve gol yiyiyoruz, gol pozisyonu veriyoruz durduk yerde...
Bu mudur yani Galatasaray’ın oyun sistemi...
Ama tabi ki bizim Başkan Mancini’nin arkasında kapı gibi duracak. Çünkü o Sneijder’i oynatacak adam. Çünkü bu takım Mancini’nin takımı değil ve onun hala bir joker hakkı var.
Ama, benim merak ettiğim bu her yerdeki Mancini hayranlarının içlerindeki sıkıntıyı nasıl atıp da ferahlayacaklarıdır...
Bakalım nasıl kıvıracaklar?..
Sakın kimse Galatasaray’ın düştüğü bu durumdan zevk aldığımızı falan söylemesin, çünkü böyle özürlü arkadaşlar da var aramızda.
Ben haftalardır bu duruma düşeceğimizi söylediğim ve haklı çıktığım için üzgünüm aslında...
Çünkü görünen köy kılavuz istemez...
Mancini çok iyi bir futbolcuydu. Çok iyi bir teknik direktör de olabilir. Ki bu zaten çalıştırdığı takımlardan da belli...
Ama bazen çok başarılı olan futbolcular nasıl ki transfer olduğu yeni takımlarında çeşitli sebeplerden dolayı başarılı olamıyorlarsa bazı Teknik Direktörler de görevlerinde başarılı olamayabilirler...
Ama bazıları maalesef sırf reklam için transfer ediliyor ve sonuç bu oluyor işte...
İddia ediyorum, Mancini kendi takımını da kursa bu ülkede başarısız olur. Çünkü bu Galatasaray’a Terim olmasa da Terim tarzında, Kalli gibi maçı yaşayan hırslı bir Teknik Direktör lazım...
Hele ki bu FeNerasyon durduğu, büyük Başkan(!) Galatasaray’ın haklarını korumadığı, daha doğrusu koruyamadığı sürece biz daha da geriye gideriz...
Daha da uzun uzun anlatmaya gerek yok. Bakın Uğur Meleke bizim aylardır anlatmaya çalıştığımız şeyleri bir kez daha yazmış.
“Bu sistem Selçuk-Sneijder’ı bozuyor” Uğur Meleke’nin yazısının başlığı...
Belli ki buradaki bazı ulemalara göre o da futboldan pek anlamıyor, ya da o da Ünal Aysal, Mancini düşmanı. J
--------------------------------------------------------
Başkan Başarılı Diyenlere...
Başkan Ünal Aysal’ın ne kadar başarılı olduğu veya ne kadar başarısız olduğu kişilerin bakışına göre değişir...
Eğer eleman(!) gerçekten de sadece şampiyonluğa odaklı bir kişi ise en azından ilk İKİ sezon en azından sportif açıdan gerçekten de başarılıdır Ünal Aysal. Tabi ki o da kendisinin de söylediği ve kabul ettiği üzere Fatih Terim sayesinde olmuştur...
Ama, idari yönden başarılı mı derseniz Terim gibi bir elemanı(!) yollayıp, Mancini gibi bir karizmayı(!) getirdiği için başarılı olduğunu savunanlar olsa da aslında yaptığı bu hamleler ile Galatasaray’a neler kaybettirdiğini gören herkes tarafından haddinden fazla başarısız kabul edilir Başkan...
----------------------------------------------------
Gelelim konumuza.
Hakikaten hakacobb kardeşimin isyan ettiği kadar var yani. Şahsen bazı kişilerin yaşanan olayları nereleri ile izlediklerini gerçekten çok merak ediyorum.
Adam(!) hala “Terim’i Galatasaray’a Teknik Direktör olarak getiren kim?” diyerek aslında yaşadığımız başarıların başta Ünal Aysal sayesinde gerçekleştiğini savunuyor aklınca....
Değil Galatasaray camiasının içinde futbol dünyasının içinde olan hiç kimse TERİM’i işbaşına getiren Ünal Aysal değildir demedi ki. Aksine farkındaysanız eğer herkes Ünal Aysal’ın yaptığı en iyi iş olarak gördü bu görevlendirmeyi...
Çünkü Ünal Aysal futboldan zerre kadar anlamadığını baştan kendi deklare etmişti zaten. Bu zat-ı muhteremler bunu da mı unutuyor anlamadım ki...
Ve adam, “Ünal Aysal Drogba, Sneijder gibi oyuncuları alırken, başarılar varken ondan iyisi yoktu değil mi?” diye devam ediyor...
Be kardeşim, senin o Başkanı’nın aslında sırf reklam peşinde koştuğunu, Galatasaray’ı marka yapmanın yolunun da böyle futbolcuları almaktan geçtiğini düşündüğünü de mi anlamadın ki sen?...
Başkan futboldan anlamdığını söylüyor ama hala Teknik Direktörünün istediği, takımı şampiyonluğa götürecek futbolcuları değil de kulübün reklamını, dolayısiyle kendi reklamını yapacak futbolcuları transfer ettiğini hala anlamadın mı?..
Terim Sneijder’i istemediğini defalarca deklare etmedi mi?
Hasan Şaş “Biz Sneijder’i istememiştik” diye Terim’i onaylamadı mı?
Peki sen hala neyin derdindesin be üstad(!)?
Başkanın Teknik Direktöre sormadan yaptığı bir transferin ve Fatih Terim’in ısrarla istediği ama bir türlü yapılmayan SOL BEK transferinin Galatasaray’a nelere mal olduğunu hala görmediysen sana kim ne anlatırsa anlatsın belli ki hiç umurunda değil senin...
Ve üstad(!) devam ediyor “Ünal Aysal bu kulübü borca soktu ama bu kulübün ne zaman borcu yoktu ki?” diye soruyor utanmadan...
Belli ki Ünal Aysal geldiğinde kulübün borcu ile bugünkü borçları arasındaki farktan ve yine o günkü gelirler ile bu günkü gelirler arasında uçurumdan haberi yok zavallı muhteremin. J
Bu kulübü o kadar kötü yönetti denilen Adnan Polat bile bu kulübe ondan fersah fersah fazla paralar harcayan Ünal Aysal’dan çok daha fazla tesis kazandırmıştır. Ve şu anki gelirle o zamanlar olsaydı o bile bu günkünden daha iyi duruma getirebilirdi belki kulübü...
Evet, her kulübün borcu var. Bizden daha da kötü durumda olan kulüpler de var fakat bu yapılan yanlış işleri görmemezlikten gelmemize sebep midir, yani bunları düşünüp rahatlamalı mıyız?...
Bu kulüp, sadece AYSAL zamanında dünyalar kadar hisse sattı.
Bu kulüp, sadece AYSAL zamanında ÜÇ defa sermaye arttırımına gitti piyasadan dünya kadar para topladı.
Bu kulüp, tarihinin en büyük sponsorluk gelirlerini AYSAL zamanında gördü,
Bu kulüp, en çok Galatasaray Store gelirlerine bu iki sezonda kavuştu,
Bu kulüp, son iki sezondur şampiyonlar liginin tüm gelirlerini tek başına aldı.
Bu kulüp, TFF’den en fazla parayı alan kulüp oldu.
Peki bunca gelire rağmen Galatasaray’ın mali durumu eskisine oranla çok daha iyi olması gerekmez mi?
Oysa, son Divan Kurulu toplantısında Galatasaray'ın Mali İşlerden Sorumlu yöneticisi Mete İkiz ’in yaptığı açıklamaya göre Galatasaray Sportif AŞ net borcu 555.1 milyon TL yani 260 milyon dolar. Ve geçen seneden bugüne borçta DOLAR bazında 49 milyon dolar artış var.”
Sadece geçen seneden bugüne borçta TL değil, 49 milyon dolar artış var...
Şimdi ben soruyorum o içinizde “Hangi kulübün borcu yok ki” diyen beyefendiye(!)...
Toplanan, elde edilen onca gelirden sonra nasıl oluyor da bu kulübün hala bu kadar borcu oluyor?...
Peki, ellinizde bu borca karşılık futbolcularınızın değeri ne kadar? Satsanız hangisi kaça para getirir?
Hepimiz biliyoruz ki eldeki futbolcuların çoğunu BONUS olarak veririz, hatta bir kısmına da gitmesi için ekstradan para bile veririz...
İnsanın şu anki durumumuzdan dolayı hala Mancini’nin oyun tarzından bahsetmesi biraz değil fazla abes kaçıyor aslında...
Sanki Mancini’ye TERİM’e teslim edilen ligi sekizinci bitirmiş bir takım verilmiş gibi adamın “Bu takımı ben kurmadım, bu takım benim takımım değil” serzenişine hak vermek ancak futbolu hiç bilmeyenlerin ve gerçekten beyninde Fatih Terim takıntısı olan zavallıların yapacağı bir şeydir...
Azıcık dürüst olan ve futboldan anlayan herkes Mancini’ye İKİ sezon şampiyon olmuş, ligde liderden 3 puan geride mağlubiyeti olmayan tek takımın teslim edildiğini bilir...
Mancini’nin takım kurgusunu, her maça ayrı 11 ile çıkmasını, devre arasında alınan futbolcuları gördükten sonra Mancini’nin en azından bizi hafife aldığı çok açık ortadadır...
Yoksa onun futbolculuğunu da, Teknik Direktörlük kariyerini de bilenlerdeniz çok şükür...
Kimse onun futboldan anlamadığını iddia edemez. Ama herkes hala Türk Futboluna çok uzak olduğunu rahatlıkla iddia edebilir. Çünkü icraatları ortada.
Demek ki neymiş?
Başkan Snaijder’i oynatacak Teknik Direktörü hala bulamadı...
Bakalım başkan Sneijder’i oynatamadığı için şimdi Mancini’yi mi gönderecek yoksa Sneijder’i mi?
Bekleyip göreceğiz...
Hoşçakalın, Galatasaray ile kalın.
E-Mail:salih.huroll@gmail.com
Saygılarımla,
Hakan GİRGİN