Dürüst olmak gerekirse hakem hataları futbolun içinde her zaman kabul edilmesi gereken bir gerçektir. Ve hakem hataları maalesef bundan sonra da olacaktır. Çünkü olmaması imkansız…

Ama, bir gerçek var ki kabul edilebilir hakem hatalarının yanında bugün öylesine fahiş hakem hataları ile karşılaşıyoruz ki kabul edilebilir gibi değil, altında kasıt aramamak imkansız. Ve o hataların(!) bilinçli olarak yapıldığına inanmamız için o kadar çok sebep var ki….

Mesela, bildiğiniz üzere en çok karşılaştığımız hakem hatalarının başında ofsayt tartışması gelir. Hani yakın zamandan örnek vermek gerekirse mesela Elazığ maçında Drogba’nın ofsaytta olmamasına rağmen yan hakemin ofsayt bayrağı kaldırmasını anlayışla karşılayabilirim. Mesela bir maçta Semih’in 30-35 santim ofsaytta iken hakemin oyunu devam ettirmesini anlayabilirim. Ya da Egemen’in kale içinden çıkardığı topu hakemin çözememesini ve devam demesini de anlayabilirim….

Kızsam da kabullenebilirim…

Ama be kardeşim, eğer bir futbolcu 3,5 - 4 metre geriden çıkıyorsa ve devamı %100 gol pozisyonu ise (2010-2011 sezonunda Trabzon’da oynanan Trabzon-F.Bahçe maçında olduğu gibi) ve sen bu atağı ofsayt diye kesiyorsan ben bunu anlayışla karşılamam. Karşılayamam….

Kimse de bunun masum bir hakem hatası olduğunu sadece bana değil kimseye anlatamaz….

Veya, bunun tersi de olabilirdi ki örneklerini çok gördük.

Mesela, Bir futbolcu bariz şekilde ofsayt (1-2 adım önde) pozisyonunda iken ona atılan topta yan hakemlerin bayrak kaldırmadığını ve orta hakemin devam dediğini de gördük defalarca….

İşte bunu da masum bir hakem hatası olarak göremem ben…..

Yani, uzun lafın kısası bundan önce olduğu gibi bundan sonra da hakem hataları olacak. Yeter ki kabul edilebilir ölçülerde olsun o yeşil sahalardaki hakem hataları……

Kurallar herkes için eşit uygulansın……

İş Galatasaray’a gelince kuralları, talimatları hatırlatanlar ve hakemin doğru yaptığını savunanlar, Bünyamin Gezer gibi hakemlerin “Maç öncesi veya içinde hakem ve futbolculara yönelik yaralama eylemi olursa maçı iptal edin” talimatına rağmen iptal edilmesi gereken bir maçı neden oynattığı herkes tarafından bilinirken “İnsiyatif kullandı, doğrusunu yaptı” diye bizlere masal anlatmasın……

Çünkü, “50 bin kişi o stada gelmiş. Maçı tatil etsem, binlerce insan protesto yürüyüşü yapacak. Camlar çerçeveler inecek. Allah korusun, bir taraf karşı tarafa saldırsa, birkaç cana mal olsa, bunun hesabını kim verecek?” diye yaptıklarını savunmak olsa olsa sadece AL-BENi bahanesi olur.

Çünkü Orada bulunanların güvenliği ve eğer olay olursa çıkacak olaylar, eğer caddeye taşarsa caddede çıkacak olaylar Bünyamin GEZER’i ilgilendiren konular değildi….

Hele hele meşhur  Denizli-F.Bahçe maçında sahaya sadece konfeti atıldı diye maçı oynatan Selçuk DERELİ’yi neredeyse idam sehpasına çıkaranların o yaşanan olaylardan sonra o maçı oynattığı için Bünyamin GEZER’e neler dememiz gerek artık yorumu size bırakıyorum.:)).. 

Eğer kurallar bu şekilde herkes tarafından kafasına göre (BİZLERE GÖRE NEDEN OLDUĞU AÇIKÇA BELLİ) yorumlanmaya başlanırsa yarın yine birisi çıkar bu defa da ben uygun görmedim diyerek rahatlıkla oynanması mümkün bazı maçları tatil edebilir…… 

Evet, hakemler de insiyatif kullanır. Kullanmalı da. Kuralları körü körüne uygulamamalı.

Yoksa art niyetli olduktan sonra hakemler isterse herhangi bir takımı daha ilk 10 dakikada 10 kişi bırakabilir. Çünkü futbolcular öylesine fauller yapıyorlar ki aynı dakika içinde atılmaları bile mümkün olabilir….

Fakat hakemler ne yapıyor?

Önce futbolcuyu uyarıyor değil mi?

Hem de sarı kartlık faul yapmasına rağmen. Bunu pek çok maçta görüyoruz….

Ancak 3. Veya 4. Faulünden sonra “Orada, burada ve burada  faul yaptın, artık sen bunu hak ettin” diyerek sarı kartı gösteriyorlar….

Peki, bu gördüklerimiz, yaşadıklarımız, bildiklerimiz ışığında özellikle Süleyman ABAY’ın Fatih Terim’e yaklaşımı için normal diyebilir misiniz?...

Evet, görünüşte her şey kurallara uygun ama yapılan doğru mu, etik mi?...

Süleyman ABAY ilk seferinde Terim’i, uyarsaydı daha şık olmaz mıydı?

Olması gereken de bu değil miydi?...

Uyarılara rağmen sevgili hocamız ısrarla hareketlerine devam ederse ve buna göre Süleyman ABAY Terim’i atarsa işte o zaman yerden göğe kadar haklı olurdu…

Şimdi Süleyman ABAY’ın sevgili hocamızın dediği gibi geçmişten gelen bir kinle kendisini atmak için fırsat kollamadığına bizleri kim inandırabilir…..

Bir insan gerçekten kendisine haksızlık yapıldığına inanmasa o derece isyan edebilir mi?..

Eğer yaparsa da gerçekten kafayı yemiş demektir.

Yılların Fatih Terim’i böylesine aptalca bir hareket yapar mı?...

Ben sahadan atılmanın sonrasında yaşanan olaylar için konuşmuyorum.

Sonrasında Terim zaten çıldırdı. Çünkü Terim ortada tahrik olduğunu biliyor, ona inanıyor…

Hani “Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste”  derler ya işte bizim Süleyman’dan da öyle çıktı Terim’in, Galatasaraylıların ahı…

Gördüğünüz gibi hiç unutulmayacak bir kural hatası yaptı son yönettiği maçta sezonun en yüksek puanlarından birisini alan büyük(!) hakemimiz.:))..

Serkan Çınar’ın da durumu ondan pek parlak değildi yani….

Beyler,

Bizim asıl derdimiz (SÖZDE) ebedi dostumuz(!) F.Bahçe’yi yenmek değil. O yüzdendir ki Fenerbahçe’yi yenmek için de onların Galatasaray’ı yenmek, ezeli rekabette bir adım daha öne geçmek için her platformda yaptıklarını yapmadık bu güne kadar. Yaptıklarımız sadece onların yaptıklarının yanlış olduğunu söylemek oldu hep.

Biz, Aldığımız şampiyonluklarla, kazandığımız kupalarla öğünürüz. Fenerbahçe’yi yenmekle değil. Çünkü, GALATASARAY TÜRK OLMAYAN TAKIMLARI YENMEK İÇİN KURULDU….

Bizim asıl derdimiz bu.

Ama, tabi ki Fenerbahçe’yi yendiğimizde de büyük mutluluk duyarız.:))..

Tabi, keşke yaptığımız yarışta işin içine şikeler, teşvikler, özellikle de masum(!!!!!) hataları ile hakemler girmeseydi de Fenerbahçe bizi ve diğer rakiplerini gerçekten bilek gücü ile yenseydi yeşil sahalarda…..

Ama, bunun böyle olmadığını bizler biliyorduk da 3 Temmuz sürecinde zaten delilleri ile ortaya serilmişti yaşananlar ve yaşatılanlar. Ama asıl bombayı sonunda Aykut Kocaman patlattı. Neredeyse kendi sözleri ile itiraf etti geçmişte şampiyonlukları nasıl kazandıklarını(!) “G.Saray'ın bu gücü ile saha içinde ve saha dışında 7 puanı çok azalttıracağını düşünmüyorum.” diyerek…..

Bu yüzden diğer yazım da Aykut ile ilgilidir….

Saygılarımla,

Hakan GİRGİN