25
2014
Şu 3 Temmuzdan sonra şike süreci başlayana kadar bilen zaten biliyordu da yaşadığımız süreçten sonra ŞİKE konusunda sadece şüphelerin bile ŞİKE yapıldığını kabul etmek için yeterli sebep olduğunu ve hiç tereddütsüz gereken cezaların verilmesi gerektiğini istisnasız herkes öğrendi. Hatta futbol ile uzaktan yakından ilgisi olmayanlar bile...
Artık bazı şeyleri uzun uzun anlatmaya gerek bile yok.
Hepimiz biliyoruz ki bu Yıldırım Demirören Federasyonu resmen bir proje üzerine kuruldu. Amaç
3 Temmuzda başlayan bu süreci gerekirse kanunları ve yönetmelikleri değiştirerek sıfırlamak, gerekirse F.Bahçe’yi en az hasarla ve hatta hasarsız bir şekilde bu süreçten kurtarmaktı. Ve atılan tüm adımlar bu yönde oldu. Bütün kurullar bunun için emir eri olacak kişilerden seçildi. Adalet değil, Temiz Futbol değil F.Bahçe’nin kurtarılmasıydı hedef. Bu kurullara tek bir Galatasaraylı alınmadı, hatta Yargıtay Başkanlığı yapmış, hatta Fenerbahçeli ama DÜRÜST bir insan olan Hasan Gerçeker gibi insanlar görevlerinden alındı...
Ama, bir gerçek var ki böylesine özenle seçilmiş ve taraflı olduğu herkes tarafından bilinen ve aldığı her karar tebessümle(!) karşılanan bu Federasyonun kurulları bile Fenerbahçe’nin pek çok yöneticisini Teşvik vermekten, şike girişiminden suçlu bulmuştu...
Başkan Aziz Yıldırım’a ceza verilmemişti.
Çünkü, birileri tarafından sahte evraklar ile ÇÜRÜK raporu aldığı iddia edilen(!), ama aslında askerliğini hapis yatarken paralı olarak yapan(!) ve "O Dereağzında, Saraçoğlunda uçan martılar bile Aziz Yıldırımdan izin almadan yeşil çime inemiyorlar" dedikleri Aziz Yıldırım hepimizin bildiği gibi bu işlerden haberinin olmadığına(!) inanılarak ceza almamıştı. J
Yine de ne olur ne olmaz Yönetmelikler değiştirilmiş, yeni maddeler eklenmişti F.Bahçe’ye ceza vermemek, hatta küme düşürmemek için...
Öyle katakulliler oldu ki bu işte bunların en başında M.Ali AYDINLAR’ın da itiraf ettiği gibi sırf F.Bahçe’yi gerektiğinde en az hasarla kurtarmak için Play-Off sistemi icat ettiler ligde...
Galatasaray’ın emeğine, alın terine saygısızlık ettiler...
Ama sonuçta her türlü teşvik ve şike anlaşmaları yapıldığı kabul edilse de ÇOK ŞÜKÜR Kİ şike sahaya yansımamıştı. J
Ve sizler bilmem farkında mısınız ama F.Bahçe bu güne kadar bu ülkede asla ceza almadı.
Küme düşürülmedi, puanları silinmedi, Şampiyonluk Kupası ellerinden alınıp Trabzonspor’a verilmedi, Şampiyonluk ile elde ettikleri ekstra gelirlerine el konulmadı.
Ve buna rağmen bu muhterem(!) insanlar hala utanmadan Adalete Fener Yakmak için uğraşıyorlar..
Aslında hepimiz biliyoruz ki bunların köküne kibrit suyu gerekir...
Çünkü bu ülkenin nispeten temiz olan futbolunu iyice kirlettiler. Onlar yüzünden futbolseverlerin futboldan soğuduğunu hepimiz biliyoruz...
Bir tarafta sürülen tarlalar, ekilen fidanlar, İşçiler, verilen bıorçlar, karşılığında alınan senetler, Tatile çıkan Ayşe, Eyüp Sultan’da kesilen kurbanlar ve daha neler neler...
Diğer tarafta “Ben şike yaptıysam F.Bahçe için yaptım” ve “Biz şike yapmadık, aslında Teşvik ve Şike girişimlerinde bulunan Trabzonspor’u durdurmaya çalıştık” diyen bir Başkan...
Ve şükürler olsun ki şike sahaya inmemiş diyen bir Federasyon Başkanı...
Ve arkadaşlar, şimdi bu kulüp hala utanmadan ADALET istiyor. Hala MAĞDUR edebiyatı yapıyorlar.
Düşünebiliyor musunuz, adamlar en küçük bir ceza almadıkları halde Adalet istiyorlar. Ve bizim tarafsız(!) basından, tarafsız(!) medya’dan kimse de çıkıp “KARDEŞİM SİZE EN UFAK BİR CEZA VERİLMEDİ Kİ, SİZ HALA NEYİN ADALETİNİ İSTİYORSUNUZ?” diye sormuyor...
Futbol Federasyonu tarafından şike ile ilgili kararların verilebilmesi için asla beklenmemesi gereken mahkeme sonuçları için “Durun, mahkeme kararlarını bekleyin” derken Aziz Yıldırım ve Yöneticileri hem mahkemece ve hem de Yargıtay’ca suçlu bulunmuşlardır...
Hele UEFA ‘dan alınan ve CAS’ta da onanan cezalar ortada dururken Futbol Federasyonunun bu konuda kılını kıpırdatması şahsen bir futbolsever olarak beni üzüyor...
Oysa ki Şike ve Teşvik ile ilgili olarak sadece şüphe bile ceza almaya yeterken Mahkemenin eldeki delilleri daha ağır görüp ceza vermesi şike ve Teşvik suçunun açıkça işlendiğinin en büyük delilidir aslında...
Bu durumda Federasyonumuzun(!) F.Bahçesine yaptığı kıyak açıkça ortadadır...
Evet, Çakma Kuvvacılar belki ortalığı karıştırıp belki de bu işten bir kahraman olarak çıkmak istiyorlar ama ne yaparlarsa yapsınlar bizler kamu vicdanında onların şikeci olduklarını tescillemiş bulunmaktayız...
Evet, ben de adalet istiyorum.
Ve, bu güne kadar korunup kollanan şikecilerin neye mal olursa olsun gerekli cezalara çarptırılmasını diliyorum...
Kimse o Ligden çekilirim, Havuzdan çıkarım masallarına kanmasın artık...
Ayıptır....
Lütfen sizler de gerçekten adalete birer kibrit çakın ve bu feneri yakın...
Yakın ki layık olduğu lige gitsin...
E-Mail:salih.huroll@gmail.com
Sevgi ve Saygılarımla,
Hakan GİRGİN