28
2020
8 de kapanır 18 de, İmparator bu sözü söylediğinde kaybolan umutlar yeşerdi, azalan destek çığ oldu, takımı sardı, ligin üzerinden silindir gibi geçti. Birileri unutuyor ki Fatih Terim bu ligi, bu ülke futbolunu en iyi bilen futbol duayenidir. Psikolojik savaşa gireceksen hocaya karşı bir kere daha düşün derim. Bana inanmayan kimya profesörümüz Abdullah Avcı ya sorsun. Kafasında bin tilki dolaşır, kuyrukları değmez birbirine. Bazen düşünmeden edemiyorum, acaba hoca bilinçli kriz mi çıkartıyor, şayet hareketsiz ortamları pek benimsemiyor nedense. Futbolcuyu uyandırmak için bile bile sahadan atıldığını, camiayı ayıltmak için ceza yediğini biliyorum da şimdi durduk yere başkan ve yönetimle çıkardığı krize anlam veremedim bir türlü. Tek bildiğim gerçek, konu asla Arda Turan değil. Çünkü tanıdığım, bildiğim Terim, şartlara göre hareket etse de yapılan yanlışları, edilen lafları kolay kolay unutmaz. Kaldı ki bu Arda Turan, Babel gibi N,Zonzi gibi oyuncuların yavaş kalmaları, ağır olmaları sebebiyle eleştirildikleri sistemin içinde geçtim 11 i, kadroya bile giremez asla.
Şimdi konu Arda olmadığına göre başkanı ve yönetim silkelemesinde ne amaç olabilir? Takım soru işaretleri ile acabalar ile gidilen Konya deplasmanından elini kolunu sallayarak sezonun en rahat 3 puanını aldı. İlk devrenin tam aksine kötü oynayan adam bulmak zor bu defa. Doğrusu eğer Andone sağlıklı bir şekilde dönecek ise transfere bile gerek kalmayabilir. Çünkü Ahmet Çalık bile son derece iyi ve güven verici bir futbol düzeyine geliyor. Yeter ki hoca şu Belhanda inadından kurtulmuş haline devam etsin. Elbette oynanan futbolun her maç bir vites daha yükselmeye devam etmesi şartıyla. Şimdi bir çok kişi Konya nın kötü futbolundan dem vuracak ancak Konya yı oynatmayıp istediği gibi oynayan G.Saray gerçeğine de gözlerimizi kapatmayalım lütfen. Aklı selim G.Saray tarftarı bu saatten sonra transfer için değil, Emre Akbaba, Falcao, Lemina, Seri gibi sakatlığa yatkın, şanssız oyuncuların sağlığı için dua eder. Fatih hocanın da maç sonu açıklamalarına dikkat ederseniz gelecek oyuncu beklentisinden ziyade gitmesi gereken oyuncuların transferleri ile daha ilgili olduğunu görebilirsiniz. Şayet bazı kariyerli oyuncular oynamadıklarında hem maddi hem de manevi zarar verme ihtimalleri yüksek. Bu bağlamda hocanın yönetime yaptığı salvonun asıl amacının, takımın birlik ve bütünlüğüne yönelik bir zarara yol açılmaması olduğunu düşünüyorum. Yani Fatih Terim diyor ki, " Mustafa başkan, bırak eski yönetimle, genel kurulla, divan ile kavgayı. Aklımızı başımıza toplayalım, takımın alacakları zamanında ödensin, takımda yeri olmayan oyuncular gönderilsin, hem maddi hem manevi zarara uğramayalım. "
Bu işin benim gördüğüm tarafı yani tamamen şahsi yorum ve düşüncem. Elbette yanılma payım var ancak son 40 senemi bu takımın peşinde geçirdiğim için bu gibi olaylarda pek yanılmıyorum. Bir de olayın diğer tarafı var. Evet 8 de kapanır 18 de ancak bu o kadar kolay da değil. Bir defa önümüzde 1-2 değil tam 5 takım var. Bütün sene taş gibi top oynayan Sivas ve Alanya. Her maç aslan gibi mücadele eden Trabzon. En geniş kadroya sahip Başakşehir. Ve elbette her maç gelişen, iyi oynayan, bu seneye çok inanan, en önemliside dışardan bariz destekli Fener. Ve G.Saray ilk devre neredeyse kaybedebileceği tüm puanları kaybetmiş, hata lüksü olmayan bir konumda. Belki bu sene Kadıköy de 1 değil 3 e mecbur kalacağız. Yani o sene bu sene olabilir kanımca. O zaman Fatih Terim de çok net biliyor ki memnun olduğunu söylediği ve gerçekten ilk devre oynanan maçlarla ilgisi bile olmayan ikinci devrede ki 2 lig 2 de kupa maçında oynanan futbol asla yeterli olmayacaktır. Ancak başta da belirttiğim gibi hoca bu ülke futbolunu, futbolcusunu, yöneticisini, medyasını, taraftarını, hakemini avcunun içi gibi bilir. Bu sebeple takımına karşı daha yumuşak geçişler yapmayı tercih ediyor. İlk devre kazandığı maçlar dahil ortaya olumlu hiç bir şey koymayan takım Antalya kampının ardından Rize de fena değildi. Denizli maçında 45 dk. oldukça iyiydi. Rize rövanşında bu olumlu tablo 50-55 dk., Konya deplasmanında ise 60 dk. civarına çıkıyordu. Özellikle takım halinde yapılan şok presler, Emre ile yapılan ceza alanı koşuları, Falcao nun alan boşaltmaları, Lemina ve Seri ile geriden kurulan oyunun kalitesi, Donk un güvenli futbolu, Saracchi- Ömer, Falcao- Emre, Lemina- Seri uyumları ve elbette takım böyle oynarken Feghuili hatta Mariano nun iyi futbolları G.Saray ı çok da zorlanmadan istediği sonuçları alan takım konumuna sokuyor. Ancak hata lüksü olmayan G.Saray bu futbolu her maç daha üst düzey zenginlikle ve fizik kaliteyle geliştirmek zorunda. Bunu da başaracak tek bir isim varsa o da zaten Fatih Terim. Ve elbette Fatih Terim in en büyük itici gücü her daim şartsız, sınırsız destek, sonsuz sevgi veren G.Saray taraftarı.