01
2012
Evet arkadaşlar hepimizin gözü aydın. Sergilenen oyunun sonu geldi ve beklenen oldu. Türkiye de 58. madde değil hukuk ,ahlak ,namus ,şeref ,etik ,adalet gibi kavramlar yürülükten kaldırıldı. Şimdi sakın boşu boşuna Yıldırım Demirören e yıkmayın bu vebali. O sadece bu oyunda kendi rolünü oynayan figüranlardan bir tanesi. Tıpkı Mehmet Ali Aydınlar gibi.
Türkiye Cumhuriyetini yönetenler ulu önderimiz Mustafa Kemal paşadan sonra maalesef korku ,çıkar ve menfaatlerini görev ve sorumluluklarının çok önünde tutmuşlardır. Bu sadece devlet yönetim kademesiyle sınırlı bir görüş değil tüm kurum ,kurul ve federasyonları ,yerel yönetimleri kapsayan bir eleştiridir. Ne kadar tatlı bir şeydir ki o koltuk bir oturan bir daha kalkmamak adına her türlü tavizi vermektedir. Futbola siyaseti karıştırmaktan nefret ediyorum ama bu siyaset denilen illet içinde bu denli büyük para ve gücün bulunduğu bir organizasyondan asla ellerini çekmiyor ki.
3 Temmuz 2011 sabahı bir savcı çıkar ve Türk futbolunda dönen dolapları klasörler dolusu belge ve kayıtla ortaya döker. Aslında herşey zaten yıllardır bilinir de asla kanıt olmadığı için resmiyete dökülemezdi. Sayın savcı emniyet güçlerinin tüm teknolojik imkanlarını kullanarak 8 ayda elde ettiği bilgiler ışığında görevini yapar. Aslında bana sorarsanız son derece eksik ve yüzeysel bir operasyondu bu. Türkiye de şikenin de teşviğin de var olduğunu zaten futbolla biraz ilgilenen herkes görüyordu ,biliyordu.
Evet arkadaşlar bu ülkede sayın Mehmet Berk in kanıtlarla sunduğu tüm şike olayları yaşanmıştır. Hatta daha da öte geçilmiştir. Beni hiç kimse inandıramaz ki bu pislikler yaşanırken o dönem futbolumuzu yöneten Mahmut Özgener in ,MHK başkanı olan Oğuz Sarvan ın ve bu şahıslara bağlı olarak çalışan en az 10 -15 kişinin daha bu çamura boğazlarına kadar batmadığına. Ki bu kişilerin içinde sanırım en az 3-4 tane de faal hakem vardır. Ancak sanırım oralara dokunmak özel yetkiyi de aşıyordu.
Gelin kabaca bir sürece bakalım. İlk şoklar atlatılır atlatılmaz suçlular mağdur ,mazlum ve masum rolüne soyundular. Medya tüm gücüyle gündem değiştirmeye ,kamuoyunun dikkatini dağıtmaya ve suçu örtbas etmeye çalıştı. Siyaset tarafsız ve hukuka saygılı rolüne soyundu. Federasyon ve kulüpler birliği olanca gücüyle kurulu düzeni korumaya ,suça bulaşmayana saldırmaya başladı. FİFA olayları uzaktan seyretti ,eğer ısrarlı sorulursa olmazsa olmazlarını anlattı. Mehmet Ali Aydınlar her türlü saçmalıkla dikkat dağıtma görevini tamamladıktan sonra son hamlesini yaparak zaman kazandırma amaçlı istifasını veriyor ve alkışlar arasında , görevini yapmanın huzuruyla sahneden iniyor. Bu arada futbolu yönetmek için genel kuruldan vazife alan federasyon henüz 6 ay önce çıkan ve herkesin sahiplendiği sporda şiddet yasasını siyasi destekle değiştiriyor ,58. maddeyi ise genel kurula götürüyor. Ancak Galatasaray ın ısrarla açık oylama istemesi sonucu kimsenin gözü değiştirme oyu vermeyi yemiyor. Bu süreçten sonra iddianamede adı geçen ,kupasını federasyona iade eden Beşiktaş ın başkanı Yıldırım Demirören sahne alıyor. Henüz 3 ay evvel genel kuruldan red alan 58 in değişme isteği bir oldu bittiyle sağlanıyor.
Şimdi bir ülke düşünün ki başbakanı kulüplerinin en büyük gelir ve prestij kaynağı olan uluslararası müsabakalardan çekilmesini söyleyebilsin. Aynı düşünceyi daha evvel dile getiren bir kulüp başkanı federasyona başkan olabilsin. Cumhurbaşkanı içime sinmiyor ,adaletsiz diye geri gönderdiği kararı meclis aynen gönderince onaylasın. Yüz binlerce insan ,"çok saf olanları hariç" bile bile kendileriyle beraber futboluda çamura atanların peşinden defalarca destek yürüyüşleri yapsınlar ,ceza evi kapılarında sabahlasınlar.
Sahi bunlar yaşanırken biz neler yaptık. Temiz ile kirliyi ,namusluyla namussuzu aynı teraziye koyanlara ne tepki verdik. Futbolu sevdiğimizi ,futbolla yatıp futbolla kalktığımızı söyleriz de bütün yaptığımız kazanırken sevinmek ,yenilince üzülmek ,eleştirmek ,hakaret etmek. Oysa futbolumuzu öldürüyorlar ,namustan ,şereften ,adalet ve dürüstlükten arındırıyorlar ve bizler uyuyoruz. Sabri ye ,Servet e verilen tepkinin yarısını bu şikeyi suç olmaktan çıkaran insanlara karşı verdik mi ? Onbinlerce ,yüzbinlerce Galatasaray taraftarı bir olup adaleti ,hukuku savunabildik mi ? Şikeciler devasa bir sivil toplum örgütü olmayı başarıken biz Galatasaray taraftarı bile olmayı başarabildik mi ?
Şurası bir gerçek ki onlar gerek medyayı ,gerek futbolu yönetenleri gerekse siyasileri gücün kendilerinde olduğuna inandırdılar. Şikeye karışan kulüpler hak ettikleri cezaya çarptırlır ise tüm futbol camiası çok ciddi paralar kaybeder ,bunu her ortamda silah olarak kullandılar. Ancak biz Galatasaray taraftarı çok pasif kaldık ,ekmeklerine yağ değil bal sürdük. Şimdi çarşamba günü Galatasaray lisesi önünde toplanacak ve protesto edeceğiz. İşte gerçek taraftar için son bir fırsat bu. Emin olun Arenaya gelmeyen değil ama imkanı olupta oraya gelmeyen Fenerli bile olmaya layık değildir.