Sanırım bu sitede ki arkadaşların %99 u filan futbol ve Galatasaray aşkını hayatlarının odağına yerleştirmiş ,çeşitli eğitim ve gelir düzeyinde ,kanunlara saygılı ,temiz ve namuslu insanlar. Tıpkı benim gibi. Elbette herkesin kendine has görüşleri ,düşünceleri olacaktır. Kimi fikirlerden ilham alacağız ,benimseyeceğiz kimilerine ise katılmayacağız ki bu da olması gereken zaten. Eleştirmek ,karşı tez ortaya sunmak hepimizin hakkıdır doğal olarak. Aslına bakarsanız bazen kantarın topuzu biraz kaçsa da ,hararet biraz yükselse de saygı sınırları zorlanmadığı müddetçe bu tarfışmalardan zevk almadığımı söyleyemem. Ayrıca şunu belirtmeden geçemeyeceğim ki bazı dostların yazılarını okudukça sözde futbol eleştirmenlerinin bu işten ekmek yemesine sinir oluyorum. Örneğin Konçerto nicki ile yazan arkadaşımı okurken acaba bir daha yazmasam mı diye çok düşündüm. 

Arkadaşlar biz bu ülkede vergi veriyoruz. İçtiğimiz sigaradan arabamıza doldurduğumuz benzinden evimizde ,işyerimizde kullandığımız elektrikten oynadığımız şans oyunlarından kesilen vergiler bakımından dünyanın en çok vergi veren ülke vatandaşlarıyız. Benim devletimin polisi ,hakimi ,savcısı ,bakanı ,milletvekili ,bürokratı maaşlarını bu vergilerden alıyorlar. Giderlerini bu vergilerden karşılıyorlar. İşte benim maaşını ödediğim sayın savcım görevini yaparak bir soruşturma başlatıyor. Benim polisim aldığı emirle yüzlerce klasör dolusu belge ve tapeden oluşan kanıtlar topluyor. Benim hakimim tutuklamalar yapıyor. Bunların hepsi demokratik bir hukuk devletinde olması gerekenler zaten.

Birileri gelmiş benim insanımın en büyük tutkusu ,vazgeçilmez sevdası olan futbolumun içine etmişler açık açık. Saha da oynanması gereken adil oyun masabaşı oyununa çevrilmiş kapalı kapalar ardında. Ve o kapıların ardında yapılan iğrenç pazarlıklar ortaya dökülüvermiş be defa.

Ancak sözde tarafsız medya başladı konuyu saptırmaya ,milleti uyutmaya ,pislikleri unutturmaya. Doğrusu ya işlerini de hakkını vererek yaptılar allah için. Suçlu ,mağdur oldu ,masum oldu birden bire.

Hesapta Türk futboluna faydalı olmak ve yön vermek üzere kurulmuş kulüpler birliği denilen şer birliği futbolumu temizlemek ,saygınlığını ,itibarını iade etmek çabasına gireceğine bozuk düzenin savunucusu rolüne soyunuverdi. Maalesef nema ve rant düzeni namus ,şeref ,ahlak ,etik değerler gibi sporun olmazsa olmaz ilkelerini ağır bozguna uğrattı bu birlikte.

Futbola siyaset karışmasın masalını yıllardır dinleriz. Ne hikmetse uyanamadık bir türlü bu rüyadan. Arkadaş içinde bu denli büyük para ve güç barındıran bu denli büyük kitleleri peşinden sürükleyen bir olguya siyaset kayıtsı kalabilir mi ? Çıktığında herkesin ucundan kıyısından sahiplenmek için yarıştığı sporda şiddet yasası 6 ayda tukaka oluverdi. Meclisimizde millet vekili maaş zamlarından başka her konuda birbirlerine taban tabana zıt olan partiler tam bir işbirliği içinde değiştiriverdiler yasayı tek gecede. Cumhurbaşkanımız içine sindiremedi bu haksızlığı ,geri gönderdi meclise. Yasa aynen geçti yine ,bu defa sayın Cumhurbaşkanımız da imzaladı içine sinmeyen ,kişiye özel dediği yasayı.

Sayın savcının iddianamesinde adı geçen kulüp taraftarları hep destek tam destek ne demektir öğrettiler bize.  Cezaevi kapılarında ,adliye kaldırımlarında sabahladılar binlerce kişi. Defalarca yürüyüşer yaptılar onbinlerce kişi. Aslında iddia ettikleri şey suçsuz oldukları değil herkesin suçlu olduğuydu. Yoksa kendileri de bal gibi biliyorlar neyin ne olduğunu.

Sayın Aydınlar federasyonu önüne atılan davadan sıyıramayınca olayları saptırmaya ,oyalamaya ,vakit kazandırmaya başladı. İlgisiz alakasız işler yaptı ,saçma sapan düzenlemeler yaptı ,kafaları iyice karıştırdı. Ancak Fenerbahçeyi Şampiyonlar Ligine göndermeyerek şikeyi de kabul etti aslında. Resmi takvimde yer alan süper kupa maçını oynatmayarak geçen sezonun lig ve kupa şampiyonluklarını illegal ilan etti çaktırmadan. Kural kitabının 58. maddesini değiştirmek istediler ve buna cesaret edemeyip suçu paylaşmak amacıyla olağanüstü genel kurulu topladılar. Ancak Galatasaray ın açık oylama ısrarı oyunlarını bozdu ve kimse değişim yönünde oy kullanmak cesaretini gösteremedi. Sayın Aydınlar son kıyağını yaparak istifa ediverdi ki bu da birilerine 2-3 ay daha zaman kazandırdı.

Sayın Demirören Beşiktaşta ki başarılarının ödülü olarak yeni başkan oluverdi futbolumuza. Oysa ki kulübü de iddianamede adı geçen bir kulüptü. Bir gece baktık ki 58. madde değişivermiş. Hani daha bir kaç ay evvel genel kurulda kabul edilmeyen değişim bir anda oldu bittiye getirilmiş. Bir başka gece yarısı bir baktık ki PFDK cezaları açıklayıvermiş. Birçok kişi delil yetersizliğinden yırtmış. Ancak şike yaptığı ve teşvik verdiği sabit olan yöneticiler ,menajerler ve futbolcularda cezalandırılmış. Ama hiç bir kulüp hiç bir ceza almamış ne işse.

Benim başbakanım ve federasyon başkanım diyor ki "gerekirse Türk takımları ve milli takım 5 sene Avrupaya gitmesin." Benim başbakanım diyor ki "şikeyi tüzel kişiler değil gerçek kişiler yapar ,kulüplere ceza vermek ,onların milyonlarca taraftarını cezalandırmak adaletsizdir ,suçu işleyen ceza verilsin."  UEFA ise defalarca bu konuda en ufak bir tavize yer vermediğini açıkladı zaten. 

Arkadaşlar federasyonun hukukçuları Fenerbahçe asbaşkanı İlhan Ekşioğlu ve 2. başkanı Şekip Mosturoğlu nu suçlu buluyor ama yönetimden bu suçu işlemek için bir görev aldıklarına dair belge olmadığını söylüyorlar. Gülmeyin lütfen ,bu bir gerçek. Sanki bu vatandaşlar kupayı alıp evlerine mi götürdüler ? Neden Fener 18 şampiyonlukta sayılıyor eğer suçsuz ise. Sonuçta geçen sene çalınan kupa kime gittiyse hırsız o olmaz mı? Eğer biz UEFA dan ceza alırsak suçsuz yere milyonlarca gerçek kişi cezalandırılmayacak mı ,mağdur olmayacak mı? Ayrıca sadece kurallara uyarak ,dürüst oyun oynayan tüzel kişi de en ağır cezayı almış olmaz mı?

Şimdi şikeyi yapanlar yanlarına güçlü ve paralı destekçilerini de alarak her fırsatta gösteriler ,yürüyüşler yaparak ,hak dilenirlerken ,tehditler savurarak ceza veremezsiniz diye haykırırlarken bunları yazmak mı abesle iştigal etmektir. Bakın ve oynanan oyunu görün artık lütfen. Evet sıkıcı oluyor ,bıktırıcı oluyor ,sinir bozuyor ama başka da yolu yok. Ya hakkımızı alacak ve futbolumuzu tertemiz yazacağız ya da meydanı namustan ,şereften ,adaletten  ,etikten arındırılmış bir masabaşı oyununa bırakacağız.

Bir arkadaşımız Melo için para toplama kampanyası açmaya yönelik bir yazı yazmış ,son baktığımda 150 kadar renktaş yorumlamış yazıyı. Saygı duyarım. Ancak eğer biz bu kafada gidersek eğer 13 milyon euro ya Melo yu almak yerine 15-20 tane maçı satın alıp şampiyonluğu garantilemek daha akılcı olacaktır. Hesap ortada nasıl olsa ,İbrahim Akın açıkladı tarife 50 bin dolar. Rakipten alınacak 4-5 futbolcu maçı garantiye alır ,maliyet 250 bin dolar. 20 maç alsan eder sana 5 milyon dolar. Eh bizimkilerde eşek değil ya 6-7 maçı da kendileir alıverirler artık. Rakibimizin 2-3 rakibine de 1 er milyon teşvik verdik mi çiçek gibi şampiyon oluruz.