2011-2012 sezonu bitmiş ,son 2-3 senedir 100 küsur senelik tarihinin en kara günlerini yaşamış ,bir sezonda mağlubiyet rekorlarını kırmış ,2 maç arka arkaya kazanmayı bile başaramamış ,averajı eksilerde ,yenilgisi galibiyetinden fazla olan Galatasaray futbol takımı şampiyon olmuş. Üstelik öyle bir olmuş ki ilk 11 in 10 oyuncusu değişmiş ,Türk futboluna ilk defa play off diye bir saçmalık koyulmuş ,takım normal sezonu açık ara kapatmasına rağmen 4 puanı gasp edilerek Fenere yine yol açılmış. Yine de şampiyonluk kupası kapkara bir Kadıköy gecesinde Florya nın yolunu tutuyor. Aradan bir kaç hafta geçiyor ve taraftar başlıyor inceden inceye sayın başkana ve yönetimine sallamaya. Transfer diye önümüze Dany ve Umut u koydular ,bunlarda bizi uyutuyor filan filan. Haziran ortalarına doğru sesler iyice yükselmekte ,eleştiriler yerini hakaretlere bırakmakta. Sonra ardı ardına Hamit ,Amrabat ve Burak transferleri gelince bu sefer sayın Aysal tarihin en büyük başkanı oluveriyor. Üstüne bir de onu satanı bizde satarız diye naralar attıkları ,şu satırlarda onu almak için bağış kampanyaları açıp 13 milyon euro topladıkları Melo işi tatlıya bağlanınca kaymaklı ekmek kadayıfı oluyor.

Yeni sezon başlıyor takım ligde 2-3 maç arka arkaya kazanıyor ,araya İnönüde bir Beşiktaş beraberliği sıkışıyor ki o da rakibe hediye edilen 3 gol ve 1 puandan ibaret. Nasıl olsa Melo ,Semih gibi oyuncular bu hataları senede 1 defa ancak yaparlar. Medya da verdikçe gazı birden rüya takım oluveriyor 2 sene öncesinin yerlerde sürünen takımı. Öyle bir hava var ki ,zaten şampiyonluk açık ara garanti de asıl soru bu takım şampiyonlar liginde çeyrek final mi oynayacak yoksa yarı final mi ,kim bilir biraz da şansla belki final olur. Bizler mışıl mışıl uyurken bu tatlı masallarla karşı çıkan tek ses var ki onu da kaale alan yok zaten ,Fatih hocam bağırsın dursun ,tevazu yapıyor o.

Şu sıralar içerde dışarda peş peşe puan kayıpları geliyor. Şimdi devran değişti ,meydan felaket tellallarına kaldı. Yok efendim ilk yapılması gereken bir sol bek almakmış ,hoca ve yönetim görememiş ,yok Burak ve Umut bu takımın oyuncusu değillermiş ,yok Baros neden oynatılmazmış ,yok bu takım nasıl oluda her maç aynı oyun planıyla oynarmış ,böyle hücum edimezmiş ,4-4-2 oynanmazmış mış mış mış. Ne güzel demişler dilin kemiği yok diye. 

Arkadaşlar şu bilgisayarlarda ,play stationlarda oynanan menajer oyunları çıktığından beri bu işin de çivisi çıktı. Ne yani ortalıkta Marcello ,Ashley Cole ,Abidal filan vardı da bizimkiler mi sol bek almadılar ? Umut golleri atarken bir anda yılın transferi ilan edilmişti ,şimdi mi tukaka oluverdi birden. Burak ilk defa gördüğünüz bir oyuncumuydu sanki ,daha önce hem Fener hem de Beşiktaşta oynamadı mı bu adam ,Trabzona Eskişehir den 3 paraya gelmedi mi ? Baros 3 senedir en ufak bir istikrar kırıntısı mı sergiledi ,elbette sakatlığından başka. Bu takım Galatasaray ise her maçı kazanmak için oynamasından daha doğal ne var ki ,öncelik neden rakipte olsun ki ? Tek forvetli sistemleri Fatih hoca da dahil bir çok teknik adamla görüp sahada oynanan heyecansız oyuna isyan eden biz değil miydik ?

Şu bir gerçek ki bu takım Fatih Terim döneminde ki en kötü futbolunu sergiledi Ordu deplasmanında. Çünkü ilk defa rakip kadar koşmadık ,mücadele etmedik ve hatta istemedik bile Ordu da. Ancak Mancester da öyle bir maç oynadık ki 5-6 yiyebilirdik ,5-6 atabilirdik ama eğer sahada tetikçi yerine adil bir hakem olsaydı maçı kazanan olurduk. Braga yı UEFA finali dahil bu denli mahkum oynarken göreniniz oldu mu ? Eskişehir maçı çok iyi olduğumuzu kimse söyleyemez belki ama kötü olduğumuzu kim söyleyebilir ki ? En az 4 attığımız Antalya ve ya 3 attığımız Akhisar maçı kadar futbol oynadık. Cris son gün Ulfaluji  nin sürpriz sakatlığı sebebiyle transfer edildi. Sanki sakatlanan oyuncu 22 yaşındaydı da 35 yaş çok geldi millete. Adamı tecrübesi için aldılar işte ,bu kadar basit. Ne düşünürsünüz bilemem ama Cris e de tecrübesiz diyebilen varsa pes artık.

Transfer denilen olay risk taşır ve 2 tarafı vardır. Geçen yıl şu satırlarda Sercan için ,Yiğit için azmı yazılar yazıldı. Ne çabuk unutuluyor bunlar. Bakın dün Sercan için Machester dan ,Barcelona ya kadar bir sürü talip vardı şimdi biz de 18e giremiyor. Ne oldu Yiğit Gökoğlan ,az buz para verilmedi şimdi Ordu da 11 e giremiyor. Pino ,Stancu ,Culio gibi adamları aldık da bedavaya bile zor kurtulduk. Baros için beş kuruş veren çıkmıyor. Amrabat ın bonservisi için Kayseri ye 8 milyo euro ödedik ,Fener Krasiç i Juventustan 7 milyon euroya aldı. Bakın bakalım Amrabat Kayseriye kaça mal olmuş ,Krasiç Juventus a kaça ? Bu Kayserini pazarlama başarısı değil de nedir ? Küme düşen takımın oyuncusu Yekta yıldız diye gelmedi mi bu takıma ,sakatlığından ne oynadığını bile anlayamadık daha. 

Şu işlerin bir ortasını ne zaman bulacağız biz.Tamam skor önemli ama takımın oynadığı oyundur asıl gerçekçi verileri barındıran.Sezon başından beri de ne öyle rüya takım olduk sahada ne de umutsuz vaka. Transfer doğru ve gerekli yapılırsa önemli. Elbette gelen oyuncunun sahada ne verdiği asıl belirleyici faktör. Daha oynamamış adamı hava alanında omuzlara almak da nesi. Bakın Quaresma Beşiktaşa ne verdi ,Emre Çolak bize ne ? Arkadaşlar bu takımla yatan ,bu takımla kalkan ,futbolcusunu da ,malzemecisini de en ufak detaylarına kadar tanıyan hoca değil mi ? Hadi hepsi tesadüf olsun alt yapıdan gelen oyuncuları takıma korkmadan koyan ,bahane üretmek yerine iş yapan ,Aydın ı bile bunca yıldan ,bu kadar vazgeçmişlikten sonra milli yapan da hoca değil mi ? Birileri şişirdiler kadroyu ,şimdi kulübü asgari zararla kurtarmaya çalışan da aynı şahıs değil mi ? 

Her türlü görüşe ,düşünceye ,eleştiriye saygım sonsuzdur ,elbette bazı sınırlar aşılmadığı sürece. Ancak içimizden olanlara ,bizden insanlara bu denli acımasızca saldırırken aynı hassasiyeti bizi lekeli ,şikeli bir oyuna mahkum edenlere göstermemek ağrıma gidiyor. Ne oldu ,nasıl herşey bir anda unutuluverdi. Yargı suçlusun diyor ,güdümlü federasyon hiç bir şey yokmuş gibi davranıyor. Biz de dalmışız yine kısır futbolumuza ,susarak suça iştirak etmekteyiz. Bu işler öyle 3 boyutlu animasyonlarla ,ninnivari tezahüratlarla olmaz. Eğer bu pisliğe biz bulaşsaydık bakın neler yaparlardı onlar. İnanın anamızdan doğduğumuza pişman olurduk. Bizi düşürmeyen federasyonun kapısında yatarlardı her gece ,meclisin telefonlarını ,faxlarını ,emaillerini kilitlerlerdi ,gazetelere ,ilan panolarına şerefsizliğimizi haykırırlardı ,maçlarda ne bestelerle kulağımızı çınlatırlardı kim bilir. Biz neden bu denli duyarsız  ,bu denli aciziz ki ,anlam veremiyorum. Eskiden adamlarla maça sabahlarken kapışsak maçta bestesi olurdu anında. Bir ilkbahar sabahı adlı parçanın Maçka versiyonu 15 dakikada yapıldı ,yıllarca söylendi. Öyle çok zor değil yani. Alın size bir beste ,melodisi Hadise ni Aşk Kaç Beden Giyer  şarkısı;

ZENGİN OLSAN NE YAZAR 

EĞER ŞEREFİN YOKSA

SÖYLESENE KANARYA 

ŞAMPİYONLUK KAÇ PARA

HAKEMLER EMİRERİN

FEDERASYON UŞAĞIN

BÜYÜKLÜK NERESİNDE

SENİN GİBİ YAVŞAĞIN

 Bu sadece küçük bir örnek ve şimdi şarkıyı dinlerken 5 dakikada yazıldı. Bunun gibi örneklerle bu suça iştirak edenleri ,yardım edenleri ,temizlemeye çalışanları afişe edelim. Ortada bir suç varsa ,susanda en az yapan kadar suçludur. Biz de taraftar olarak emek verene ,ter dökene değil bu asalaklara yönlendirelim tepkimizi. Unutmayalım ,unutturmaya çalışanlara unutturmayacağımızı haykıralım artık.